23 Mayıs 2014 14:57

'Erdoğan'ın Berkin için söyledikleri diktatöre özgü'

Berkin Elvan için yapılan eylem sırasında bir kişinin polis tarafından öldürülmesine dair Erdoğan’ın, 'Her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz' şeklindeki açıklamasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, 'Bir diktatöre özgü açıklama. Polis kendi yurttaşına karşı silah kullanmamalı' dedi.

\'Erdoğan\'ın Berkin için söyledikleri diktatöre özgü\'
Paylaş

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi aday belirleme toplantıları kapsamında Türkiye Barolar Birliği’ni ziyaret etti. İstanbul Okmeydanı’nda Berkin Elvan için eylem yapan göstericilerin polisle çatışması konusunda Başbakan Erdoğan’ın, "Her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz." şeklindeki açıklamasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bir diktatöre özgü açıklama. Polis kendi yurttaşına karşı silah kullanmamalı. Ölen kişi bir cenazede başsağlığı dilemek için cemevine giden birisi. Hiçbir olaya karışmamış. Eğer şiddete yönelirse polis müdahale eder. Ama insanları öldürerek değil. Kurşun kullanarak değil. Bu affedilecek bir şey değil.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, ‘Nasıl bir cumhurbaşkanı?​’ konusunda görüş alışverişi yapmak için Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ni ziyaretinin ardından, ikinci durağı Türkiye Barolar Birliği oldu. Başkan Metin Feyzioğlu ve yönetim kurulu ile görüşen CHP lideri, Türkiye’de nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiği konusunda fikir alışverişi yaptıklarını ifade etti.

İstanbul Okmeydanı’nda Berkin Elvan’ın ölümü nedeniyle düzenlen eylemde, cemevi bahçesinde başından vurularak hayatını kaybeden Uğur Kurt isimli vatandaşın öldürülmesi konusunda görüşlerini ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın, ‘Her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz. şeklindeki açıklamalarına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Bir diktatöre özgü açıklama. Polis, kendi yurttaşına karşı silah kullanmamalı. Ölen kişi bir cenazede başsağlığı dilemek için cemevine giden birisi. Hiçbir olaya karışmamış. Bu ölüyor. Berkin ölüyor, diğerleri ölüyor. Erdoğan’ın tek derdi var. Kırılan cam ve çerçeveler. Çünkü o dünya malını önemsiyor. Onun bütün hayatı o. Ben ve ailem nasıl köşeyi döner, nasıl zenginleşiriz. Ölenlere hiç acımadı. Polise yönelik şiddete de karşıyız. Polise yönelik şiddet olmamalı. Polisler de bizim çocuklarımız. Onların görevleri toplumda huzuru sağlamaktır. Demokrasilerde protesto ve gösteri en doğal haktır. 1982 Anayasası’nda bile bu açıkça yazılıdır. Eğer şiddete yönelirse polis müdahale eder. Ama insanları öldürerek değil. Kurşun kullanarak değil. Bu, affedilecek bir şey değil.” ifadelerini kullandı.

"ELEŞTİRİYE TAHAMMÜL BİLE EDEMİYORLAR"
Başbakan Erdoğan’ın, TOBB Genel Kurulu’nda kendisini kürsüden eleştirmesi ve dinlemeden salondan ayrılması konusunda değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: “Üslup konusunda, ülkeyi yöneten insanların kucaklayıcı bir dil kullanmaları gerekir. Eleştiriye saygı göstermeleri gerekir. Bırakın saygı göstermeyi, eleştiriyi dinlemeye bile tahammül edemeyen bir yapı var karşımızda. Çünkü iki dudağından çıkan her şeyin doğru olduğuna inanıyor. Bu yapı ülkeyi felakete götürür. Toplumu bölmekten yana bir tavır takındığını ben çok iyi biliyorum. Bu kaygı toplumun her kesiminde var. Bugüne kadar bu toplum bölünmedi. Erdoğan, bölmeye çalışıyor. Bu toplum çatışmadı, Erdoğan çatıştırmaya çalışıyor. Onun için bu üslup devam ederse Türkiye’nin geleceği açısından kaygı taşıyorum. Etrafındaki insanların Erdoğan’ı uyarması gerekiyor. Bir dikta yönetiminin Türkiye’de geçerli olduğunu sadece ben söylemiyorum. Ama bütün dünya bunu görüyor. Dünyanın demokrasisi sağlıklı işleyen ülkeler de Erdoğan’ı, artık bir diktatör olarak görüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyoruz. Böyle bir başbakanla ilk kez karşılaşıyoruz. Kendi toplumunun belirli bir kesiminden intikam almayı beyninin arkasında bir felsefeyle karşı karşıyayız.”

FEYZİOĞLU: "76 MİLYONU EŞİT YURTTAŞ SAYAN BİR CUMHURBAŞKANI"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu cumhurbaşkanının Türkiye’yi bütünüyle kucaklayan bir yapıya sahip olması gerektiğine dikkat çekti. Bir yandan dinin, başta siyasiler olmak üzere istismarını kesin bir dille reddeden ancak bireylerin dini özgürlüklerini koşulsuz koruyan ve savunan. Din, mezhep, etnik köken ve cinsiyet ayrımını mutlak şekilde reddeden, 76 milyonu eşit yurttaş paydasında bir arada tutan bir cumhurbaşkanı istediklerini belirten Feyzioğlu, herkesin hukuki güvenlik haklarına sahip olması için mücadele veren, demokrasinin en çok ihtiyaç duyduğu denet-denge sisteminde güçlü bir dengeleyici olmayı başaran bir kişi olması gerektiğini ifade etti. Feyzioğlu, “Siyasi iktidarının da sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmesini engellemeyen ama dengeleyen. Böylece yurttaşların devletin çarkları altında ezilmesini önleyen ve devlete güvenin yeniden tesis edilmesini sağlayan. Çağdaş, katılımcı, çoğulcu bir demokrasinin kurulması için varını yoğunu seferber etmiş olan. Bütün bunları yapabilmesi için kendisini hiçbir yurttaştan üstün görmeyen, kapısı herkese açık saygın bir yurttaş olmalı.” diye konuştu.

"ADAYLIĞIM KONUSU SPEKÜLASYON"
Kamuoyunda kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda çıkan haberlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Feyzioğlu, “Bunlar tamamen spekülasyon. Cumhurbaşkanlığı konusunda aday ve talip olunmaz. Teklif gelir. Bu teklif değerlendirilir. Kamuoyunda tartışılır. Aynı zamanda kendi grubunda tartışılır. 84 bin meslektaşımı temsil ediyorum. Onların oluşturduğu kamuoyunda tartışılır. Ancak ondan sonra bir cümle söylenebilir. Bu kadar aşamadan geçtikten sonra değerlendirilecek bir husus, daha tekliften daha söz etmiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. (CİHAN)

ÖNCEKİ HABER

Avukat Karatana: Ateş edenlerin polis olduğu çok açık

SONRAKİ HABER

Manisa\'nın yeni valisini Muş\'tan tanıyoruz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa