22 Mayıs 2014 06:00

Bizi duymanız için ölmemiz mi lazım?

Gür İplik işçileri kötü çalışma koşullarına karşı başlattıkları direnişi, talepleri karşılanana kadar sürdürmekte kararlı. Fabrika önündeki bekleyişlerini sürdüren işçiler, “İnsanca yaşamak istiyoruz” diyor.

Bizi duymanız için ölmemiz mi lazım?
Paylaş

Fatma KESKİNTİMUR
Antep


Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde kurulu olan Gür İplik’te kötü çalışma koşullarına karşı bir hafta önce iş bırakan işçilerin direnişi sürüyor. Önceki gün fabrika kapısında bekleyen işçiler, çalışmayı sürdüren işçilerin çıkışında servislerin önüne oturarak açıklama yaptı. “Sesimizi duymanız için ölmemiz mi lazım” diye soran işçiler,  “İşçi işçiye ihanet etmez” sloganlarıyla da çalışmaya devam eden az sayıda işçiye seslendiler.

Bir haftadır gece gündüz fabrika önünden ayrılmayan işçiler, yaptıkları basın açıklamasıyla hem kamuoyuna direnişin sebeplerini anlattılar hem de kendileri hakları için mücadele ederken, patronun üretimi sürdürmek üzere içeride çalıştırdığı işçileri mücadeleye çağırdılar.

ÇALIŞAN İŞÇİLERE; ‘BİZE KATILIN’ ÇAĞRISI

Gür İplik işçileri, talepleri karşılanıp, sendikalı olarak içeri girene kadar direnmeye kararlıyken, kimi zaman başka fabrikalardan da getirilen ve çalışarak patronun kısmi de olsa üretime devam edebilmesini sağlayan işçilere tepki gösteriyor. Fabrika önünde içeriden çıkacak servisleri bekleyen işçiler, açıklamalarını çalışan işçilere de duyurabilmek için servislerin geçişini engelleyerek oturma eylemi yaptılar. Servisin önüne oturarak yolu kapatan işçiler adına açıklamayı okuyan cuma isimli işçi, DERİTEKS Sendikasında örgütlenme nedenleri ve bu süreçte üzerlerinde kurulan baskıya değindi. Açıklamada, “Bizi sindirmek için yapılan baskılar sonuç vermeyince, bu kez de sendika üyesi olduğumuz için 14 Mayıs’tan beri işbaşı yaptırılmıyoruz” denildi. Açıklamada Gür İplik 2’deki uygulamaların hukuksuz ve yasa dışı olduğu belirtilerek, sorunlar şöyle sıralandı; “Elden ve kayıt dışı para ödenmesi, zorunlu pazar mesaileri, haksız yere yapılan para kesintileri, senelik izinlerin kullandırılmaması, 12 saatlik mesai yaptırılan pazar günü işe gelmeyince 200 liraya yakın para cezaları verilmesi, diğer resmi tatillerde de zorunlu mesai olması.” Fabrikadaki sağlıksız koşullara da değinilen açıklamada, direnişi kırmak için çalıştırılan işçilere, “İşçi uyuma haklarına sahip çık” sloganıyla, birlikte mücadele çağrısı yapıldı.

‘YÜREĞİMİZ SOMA’DA’

“Soma’da yüzlerce işçi kardeşimizin iş cinayetine kurban gittiği günün gecesi direnişe başladık” diyen Gür İplik işçileri, bir yandan hakları için mücadele ederken diğer yandan da Soma’dan gelen haberlerle “Yüreklerimiz dağlandı” diyor. “Soma’da olanları izledikçe işçilerin hayatının ve emeğinin ne kadar ucuz ve değersiz olduğunu daha iyi anlıyoruz” diyen işçiler, “Şimdi bizim mücadele ettiğimiz gibi belki Soma’da da işçi kardeşlerimiz, işyerlerindeki kölelik koşullarına karşı seslerini duyurmak için mücadele etmişlerdir. Ama kimse seslerini duymadığı için ancak yüzlercesi öldüğünde gündem olabildiler. Bu ülkede işçiler topluca ölmeden kimse seslerini duymayacak mı?​” diye soruyorlar.

‘ÜCRETLER ÖDENSİN’

Yasal hakları için direndiklerini belirten işçiler, “Anayasal hak olan sendikalı olma hakkımızı kullandığımız için içeri alınmıyoruz. Hakkımız olan insanca çalışma koşulları ve insanca bir ücret için mücadele ediyoruz” sözleriyle açıklamayı tamamladılar. Ayın yirmisi olmasına rağmen içeride kalan maaşlarını da alamadıklarını belirten Gür İplik işçilerinin talepleri arasında, hak edilmiş bu ücretin, bir an önce kendilerine verilmesi de var.
Açıklamanın ardından kapı önündeki oturma eylemini sonlandırarak servislerin geçiş yolunu açan işçiler servisleri, her vardiya çıkışı olduğu gibi sloganlar eşliğinde gönderdiler.

‘POLİS BİZİ DEĞİL, ASIL SUÇLUYU, PATRONU ÇEKSİN’

İşçiler, direnişe başladıkları günden beri fabrika yöneticileri tarafından muhatap alınmazken, karşılarında sadece polisi görmekten de şikayetçiler. Sivil polislerin bir haftadır sürekli fabrikanın içinde olmasını ve ne zaman bir talep dile getirecek olsalar “Birer suçluymuş gibi” karşılarına geçip kamera görüntüsü almasını eleştiren işçiler, “Bize suçlu muamelesi yapan polisler gitsin, asıl suçlu olan patronu çeksinler. Bu kadar insanın hakkını gasbedip kapı önüne koyan patronun kendisidir” dediler.

ÖNCEKİ HABER

300 bin İzmirli 1 altın edemedi

SONRAKİ HABER

Tarihe geçmeyi değil hakkımızı istiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa