20 Mayıs 2014 13:43

GMİS: Üretim zorlamasıyla madenciler ölüme itildi

GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş: Ana galeride meydana gelen tavan çökmesinde yapılan ahşap tahkimatın betonla kapatılmaması sonucu kömürün kızışmasıyla yangın çıktığını belirterek, 'Orada yangın varken üretimin devam ettirilmesi bu olaya adeta davetiye çıkarmıştır. Madenci kardeşlerimiz ölüme itilmiştir' dedi.

GMİS: Üretim zorlamasıyla madenciler ölüme itildi
Paylaş

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciaya üretim zorlamasının yol açtığını ifade etti. Ana galeride meydana gelen tavan çökmesinde yapılan ahşap tahkimatın betonla kapatılmaması sonucu kömürün kızışmasıyla yangın çıktığını belirten Alabaş, "Orada yangın varken üretimin devam ettirilmesi bu olaya adeta davetiye çıkarmıştır. Madenci kardeşlerimiz ölüme itilmiştir" dedi.

Kurtarma çalışmaları boyunca Soma'da bulunan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, faciayla ilgili basın toplantısı düzenledi. Alabaş, 2004 ve 2005'te eylemlerle karşı çıkmalarına rağmen Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda (TTK) taşeron uygulamasının başlatıldığını, sonucunda da 17 Mayıs 2010'da Karadon'da taşeron şirkette çalışan 30, 7 Ocak 2013'te de yine taşeronda çalışan 8 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Alabaş, Soma'daki facianın meydana geldiği madende de Türkiye Kömür İşletmeleri'nin (TKİ) hizmet satın aldığı taşeron şirketin çalıştığını söyledi. Alabaş, şirketin çıkardığı tüm kömürü TKİ'ye verdiğini, fiyatla oynama şansı olmadığı için para kazanabilmek adına da maliyetleri düşürmekten başka şansı olmadığını vurguladı.

KÂR ARTIRMA ADIMLARI MADENCİYİ ÖLÜME YAKLAŞTIRMIŞTIR

İş güvenliği harcaramalarını kısarak, düşük ücretli vasıfsız işçi çalıştırarak, eğitim harcamalarından kaçınarak, malzeme kalitesini düşürerek ve üretim zorlaması yaparak maliyetlerin düşürüldüğünü belirten Alabaş, "Bunların hepsi çalışanların ölümüne davetiye çıkarmaktır. Şirketin karını artırmak için attığı her adım maden işçilerini biraz daha ölüme yaklaştırmıştır. Aslında bu tüm taşeron şirketler için geçerli bir uygulamadır. 'Ben yeterince düşük maliyetlerle üretemiyorum, kurum zarar ediyor' diyerek bu beceriksizliğini sorgulamak, gerekli önemleri almak yerine özelleştirmeyi ve taşeronlaşmayı bir politika olarak belirleyen devlet ve hükümet bu sürecin birinci derece sorumlusudur. Burada TKİ özelinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve kurum yöneticileri bu kazalardan sorumludur" dedi.

EN AĞIR CEZA İLE YARGILANMALILAR
Soma faciasının sıradan bir kaza olmadığını, bir katliam olduğunu vurgulayan Alabaş, "Sorumluları en yukarıdan en alt birime kadar olası kastla adam öldürmekten en ağır ceza ile yargılanmalıdır" diye konuştu.

TKİ'nin denetim elemanlarının dışında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı iş müfetişlerinin bu sahaları periyodik olarak denetlemekle sorumlu olduklarını hatırlatan Alabaş, "Eğer bu sorumluluklar yeterince yerine getirilmiş olsaydı, Soma faciasının yaşanması mümkün değildi. Asıl sorumlu olan şirket sahibi, tüm güvenlik önlemlerinin sürekliliğini sağlamak zorundadır" dedi.

YANGIN VARKEN ÜRETİME DEVAM EDİLMİŞ
Taşeron sisteminin bataklık olduğunu, bu sisteme hukuki kılıf uydurmanın da sosyal barışı bozacağını kaydeden Alabaş, gazetecilerin Soma faciasıyla ilgili sorularını da cevaplandırdı. Faciaya üretim hırsının yol açtığını savunan Alabaş, aldığı bilgilere göre daha önce ana galeri üzerinde tavan çökmesi olduğunu ve bunun ağaç tahkimatla kapatıldığını belirterek, şöyle dedi:

"Ağaç tahkimat yapılan yeri betonla kapatmaları gerekirken kesmemeşiler. Kömürde bir kızışma olmuş. Kızışma sonucu ağaç tahkimat tutuşuyor ve ana yola, bantların üzerine çökme oluyor. Sabahtan vardiya başında o yangını söndürme ve soğutma çalışması yapılırken bir taraftan da üretime devam ettiklerini söylüyorlar. Facianın bu boyutlarda olmasının nedeni üretim hırsı, üretim zorlaması. Ocakta yangın varken, ortama karbonmonokosit yayılması varken insanların çalıştırılması, üstelik  havalandırmanın seri havalandırma olduğunu bile bile üretime devam edilmesi facianın boyutlarının bu kadar büyümesine yol açmış ve o yüzden bu olaya biz katliam diyoruz."

OCAK TAHLİYE EDİLMELİYDİ
Soma faciasında yaşam odası ve gaz maskesi gibi konulardan önce asıl sorgulanması gereken şeyin taşeron sistemi ve üretim zorlaması olduğunu vurgulayan Alabaş, "Yangın devam ederken o ocağın derhal tahliye edilmesi gerekiyordu. O vardiyada üretim olmaması gerekirdi. Burada madenci kardeşlerimiz ölüme itilmiş" dedi.

BİLE BİLE ÖLÜME İTİLMİŞLER
Geçtiğimiz günlerde TTK Amasra ocağında mekanize üretim olan panoda yangın çıktığında, söndürme tamamlanıncaya kadar üretimin 3 vardiya durdurulduğunu, aynı şekilde TTK Armutçuk ocağında havalandırma galerisinde Soma'daki gibi kömürde kızışma olayı olduğunda işçilerin bir vardiye ocağa girmediğini belirten Alabaş, "Orada bırakın ihmali, kusuru yangın varken, kömürde kızışma varken, açık aleve dönüşmüşken üretimin devam ettirilmesi bu olaya adeta davetiye çıkarmış, bile bile ölüme itilmiş gibi bir durum var. Bu izah edilebilecek, anlatılacak, akıl alacak bir durum değil" diye konuştu. (CİHAN)

ÖNCEKİ HABER

AKP, Adana\'da 12 ilçe yönetimini istifaya çağırdı

SONRAKİ HABER

Soma eyleminde gözaltına alınan 13 yaşındaki A.K serbest

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...