20 Mayıs 2014 06:00

El Kaideliyi geçirip Rojavalıyı öldüren sınır

Evrensel'e konuşan aydın, gazeteci, yazar, insan hakları savunucuları ve avukatlar Rojava sınırından Türkiye’ye girmek isteyenlerin katledilmesinin Hükümetin Rojava politikasından bağımsız düşünülemeyeceğini belirterek, 'Sınır ihlalinin cezası ölüm değildir' dediler.

El Kaideliyi geçirip Rojavalıyı öldüren sınır
Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Şırnak’ın Cizre ilçesinde sınırı geçerek Türkiye’ye girmek isteyen Rojavalı bir aileye TSK askerlerince açılan ateşle, 28 yaşındaki iki çocuk annesi Saada Darwich çocuklarının gözleri önünde öldürüldü. Aynı gün Kızıltepe’den Türkiye’ye girmek isteyen 13 yaşındaki Ali Özdemir isimli çocuk da askerlerce şakağından vuruldu. Ali Özdemir iki gözünü de kaybetti.

Evrensel'e konuşan aydın, gazeteci, yazar, insan hakları savunucuları ve avukatlar Rojava sınırından Türkiye’ye girmek isteyenlerin katledilmesinin Hükümetin Rojava politikasından bağımsız düşünülemeyeceğini belirterek, “Sınır ihlalinin cezası ölüm değildir” dedi.

HALKLAR BU KATLİAMI HİSSETMELİ

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı ve Evrensel Yazarı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sınırda yaşanan katliam ve hak ihlallerinin yeni bir durum olmadığını söyledi. “Bunu daha yakın zamanda Roboskî’de yaşadık” diyen Fincancı, “Rojavalı kadının öldürülmesi şaşırtıcı değil, öfkelendirici. Gerçekten öfkelendim. Çocuklarının gözleri önünde öldürüldü” şeklinde konuştu. Halkların bu katliamları hissetmesi gerektiğini söyleyen Fincancı, Roboskî için de Soma için de sınırda öldürülen Rojavalılar için de Gezi’de katledilenler için de hassasiyet gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.

SINIR İHLALİNİN CEZASI ÖLÜM DEĞİL

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ise sınır ihlalinin cezasının öldürmek olamayacağına dikkat çekerek, bu suçun cezasının ertelenebilen bir ceza olduğunu söyledi. İran, Irak, Suriye sınırında Türkiye geçmek isteyen yüzlerce insanın öldürdüğünü hatırlatan Elçi, “Sınırda öldürülen kadın ailesiyle birlikte muhtemelen Türkiye tarafındaki bir akrabasına geliyordu. Kadının ve çocuklarının üzerine ateş açılması kabul edilemez. Sınır güvenliği adı altında uygulanan bu keyfiyete son verilmeli” dedi.

TÜRKİYE’NİN ROJAVA POLİTİKASI TRAJİK

Yaşananların tam bir trajedi olduğunu söyleyen Dilci, Yazar Necmiye Alpay ise “Dünya literatürüne geçecek türden. Dede Darwich, kızı ve iki küçük torunu eşliğinde Türkiye’ye doğru geliyor. Askeri birlik ateş edip kadını karnından vurup öldürüyor. Hiçbir kurban, celladına doğru gitmez. Trajedi şurada ki, Dede Darwich kızını öldürenlere doğru, tanka doğru gidiyor. Gidiyor, çünkü sığınabileceği başka bir yer yok. Meksika sınırından beter durumdaki Suriye sınırında bir ihlale verilebilecek en acımasız karşılığı veren zihniyeti lanetliyorum. Bu zihniyetin kaynağında Türkiye’nin resmi Rojava politikası var. Ve bu olay o politikanın temelden yanlış olduğunun en açık ve en trajik göstergesi” şeklinde konuştu.

DEVLETİN KÜRT FOBİSİ!

Sınırda yaşananların devletin Kürt fobisinin göstergesi olduğunu söyleyen Gazeteci, Yazar Celal Başlangıç, Türkiye’nin daha önce Güney Kürdistan’la arasındaki kırmızı çizgilerin şimdi Suriye’deki Kürtler için devam ettiğini belirtti. “Türkiye’den İslamcı vahşilerin otoyoldan geçmelerine Reyhanlı tarafında göz yumuluyor. Kürtlerin olduğu Nusaybin tarafına ise duvar örülüyor. Sınırı bilmeyenlere kaçakçılığı önlemek için duvar örüldüğünü yutturmaya çalışıyorlar. Duvar Kürtlere karşı örülüyor” dedi. Sınırdan geçişin diğer mültecilere serbest ancak Kürtlere yasak olduğunu dile getiren Başlangıç, “Bütün Türkiye’nin kardeşliğini göstermesi her zamankinden zorunlu. Roboskî’den Soma’ya, Rojava’dan Gezi’ye hesap sormak, Türkiye’nin özgürlüğü ve bağımsızlığını da sağlayacaktır” dedi.

‘DEVLET YENİ ROBOSKÎ KALİAMLARINA HAZIR’

Darwich’in çocuklarının gözleri önünde öldürülmesini gazetemize değerlendiren gazeteci-Yazar  Ahmet Tulgar ise şunları söyledi: “Türk devletinin ve ordusunun Kürdistan sınırlarıyla ilişkisi böyle bir şey. Ya sınır boylarına, ölmesi ve öldürmesi için insan gönderir ya Suriye örneğinde köktendinci çeteler ile yaptığı gibi Kürtleri öldürteceği silahlı gruplara sınırı serbestçe geçiş izni verir. Ya da ana yurdu bu sınır ile suni biçimde parçalanmış insanları bu sınır boyunda katleder. Yani her durumda Türk devletinin Kürdistan’a sınırı yaşam ile ölüm arasındaki sınırdır Kürtler için. Suriye sınırını geçmek isteyen Rojavalı kadın Saada Darwich’in çocuklarının gözü önünde Türk ordusu tarafından katledilmesi sadece Türk devletinin saldırganlığının ne raddede olduğunu ve nasıl riyakar bir Suriye politikası izlediğini göstermekle kalmıyor, Roboskî gibi katliamlara da hâlâ ne kadar hazır olduğunu gösteriyor. Roboskî katliamının sorumlularının adil bir yargı sürecinden geçmemesi ve bu gibi katliamlarla yüzleşilmemesi devletin süreklilik arz eden katliamcı niteliğine işaret etmekte ve bu niteliği yeniden üretmektedir.”

‘HÜKÜMET ROJAVA POLİTİKASINI DEĞİŞTİRMELİ’

Türkiye Hükümetinin var olan sınırları daha da güçlendirerek, sınıra duvar örerek, Rojava’ya yönelik bir ambargo uyguladığını söyleyen İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici “Nusaybin’den Ceylanpınar’a kadar böyle” dedi. Sınırdaki askerlere vur emri verildiğini dile getiren Bilici, Rojavalı kadının öldürülmesinin Hükümetin Rojava politikasıyla ilgili olduğunu belirtti. Bilici, Rojava’dan sınırı geçmek isteyenlerin Türkiye tarafında akrabaları olduğunu hatırlatan Bilici, “Sınırda daha önce de benzer durumlar çok sık yaşandı. Sınırda askerler yakaladıklarını dövüyor, paralarına ve altınlara el koyuyor. İnsanların bize söyledikleri böyle. Yaralı olarak gördük. Bu kadının başına gelenler bu yaklaşım ürünü. Türkiye Hükümeti bu politikalarından vazgeçmeli. Bu politika savaşa hizmet eder” şeklinde konuştu.

CİWAN MUHAMMED GÖZALTINDA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ

Sınırda defalarca yaşanan katliamlardan sonuncusu de 17 Nisan’da gerçekleşmişti. Urfa’nın Suruç ilçesi sınırından Türkiye’ye geçmek isteyen 9 Suriyeliden 5’ini yakalayan askerler, gözaltına alınanlar arasında bulunan 15 yaşındaki Ciwan Muhammed’i silah dipçiği ile darp etmiş ve Ciwan başına aldığı darbeler nedeniyle yaşamını yitirmişti. Genelkurmay yaptığı açıklamada Muhammed’in yaşanan arbedede düşerek başını yere çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini iddia etmişti.

ÖNCEKİ HABER

Yunanistan\'da koalisyon oy kaybediyor

SONRAKİ HABER

Türkiye’de madenlerin hiçbiri güvenli değil!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...