18 Mayıs 2014 07:54

Bu soruda Pi’yi iktidar alınız

Bu yazı; bünyesinde derin bir acı, uzun bir uykusuzluk, büyük bir öfke, çokça hınç taşıyan bir kadın tarafından yazılmıştır.

Bu soruda Pi’yi iktidar alınız
Paylaş

Ayşen AKSAKAL

Bu yazı; bünyesinde derin bir acı, uzun bir uykusuzluk, büyük bir öfke, çokça hınç taşıyan bir kadın tarafından yazılmıştır.
Soruyorum, 15-60 yaş arasında, bilinemeyen sayıda işçi madende hayatlarını kaybetmişlerdir. Aylık ücretleri 900TL’dir, hane sayıları ortalama 4’tür.
Ana akım medyada verilen ölümlere dair sayı ile madenden çıkan işçilerin beyanlarındaki sayı arasında yüzde 70 fark vardır.
Bu koşullar altında; bu facianın iktidarı yıpratmak amaçlı bir komplo olma ihtimali yüzde kaçtır? Problemi çözerken Pİ’yi iktidar alınız.
Zira başka şartlar altında bu akla ziyan teorileri bir zemine oturtmanız mümkün olmaz.
Dünyanın tüm gizli istihbaratları farklı lobiler altında birleşerek mevcut iktidarı yıpratmak için, zamanlaması manidar, dünya tarihine utanç olarak geçecek facialar yaratmaktadır.
Ve bundan da abes olanı; bu teoriye inanacak insanların bizimle aynı göğü paylaşıyor olmasıdır.
Siz tam olarak ne zaman içinizdeki insanlığın katili oldunuz efendiler?
Mağduriyet kavramını sivriltip ondan bir mızrak yapmayı, o mızrağı koca bir halkın bağrına sokmayı nasıl becerdiniz? Kendinize nasıl yedirdiniz?
Sizin kulaklarınız hiç mi ölen ardından bir ağıt duymadı? Siz hiç mi yetim görmediniz? Sizin hiç gönülden sevdanız olmadı mı? Sizin hiç yüreğiniz yanmadı mı?
Ölüm size hep mi teğet geçti? Yakmadı mı hiç yüreğinizi? Siz daha cenazeler kalkmadan, nasıl kelepçeleyebildiniz insanların ellerini? Nasıl tekmeleyebildiniz acıyan kalplerini, nasıl tokatlayabildiniz yaşı kurumamış yanaklarını? Yürek yangınına kelepçe vurulabileceğine nasıl inandınız?
Siz ne buldunuz oturduğunuz koltuklarda? Varaklı evlerinizin Afyon mermerleri soğutabilecek mi vicdanınızı?
Bizim acılarımız boyumuzu geçip bizi boğarken, sizin bileğinizi bile sıkmadı mı 700 işçilik saatleriniz?
Siz insan sevemeyecek kadar ne yaşadınız da; Roboski’de ölenlere “kaçakçıydılar zaten” diyebildiniz? Gün gülüşlü Berkin’in biricik anasını nasıl yuhlayabildiniz? Siz Hasan Ferit’in cenazesine yol verilsin diye annesini inletebildiniz? Ali İsmail’in resimlerine bakıp ince bedenine inen tekmelerde nefesi nasıl kesildi diye aklınıza getirmeyebildiniz?
Küçücük çocukların cesetleri başında kendilerini parçalarken babaları; dizilerde yansıtılan gençliğin cinselliği erken uyardığından bahsedebildiniz?
Siz cenazesi taze bir halkı yerlerde nasıl sürüyebildiniz?
Dünya etrafınızda dönmüyor beyler, bilmiyorsanız söyleyelim. Tüm dünyanın birleşip iktidarınızı yıpratmak için komplolar kurduğu kokusu geliyor hep burnunuza. O koku aslında kendi içinizden gelmektedir.
İçinizdeki insan öleli yıllar olmuş, ceset kokuyor bedenleriniz. Gül suları ile de yıkasanız malikanelerinizi; çıkmayacak o koku.
Para da bir kağıttır nihayetinde; bedenler dahi yanıyorsa; para da sermaye de yanar eninde sonunda.
Kokusuna kanıp, korumak için önüne yalanlar dizdiğiniz para; gün gelir bedenler tutuşturur, kıvılcımlar sıçrar bir yerinize; yanıverirsiniz.
Her erken ölümde ihmal vardır; “ihmal yoktur” beyanlarınız da ancak sizin geleceğinize dair ihmaliniz olur.
Diyarbakır Cezaevi mahkumlarından biri diyordu ki; “insanın yaşam arzusu çok güçlüymüş, ben içeride bunu öğrendim; bir de ölüme razı olunacak tek his onurmuş.”
Onur kavramı etik ile akrabadır, yanlışa yanlış diyebilmek, yerinde konuşabilmek, karşındakinin acısına saygı duyabilmek hep bu kavramların alt başlığıdır.
Acılara saygı duymayı öğrenin. Varaklar silinir, saraylar yıkılır, koltuklar boşalır. O zaman yolda yürüyebilmek için size sadece onur gerekir.
Her şey sizin etrafınızda dönmez, her başlangıç siz değilsiniz, her şey de sizde bitemez. O zaman ekvator olmanız lazım, kutup noktası, Greenwich olmanız lazım. Oysa medeniyet için asıl gereken insandır.
Önce insan olun, medeni davranın, magmadan çok insana yakın olun.  
Dünyayı kurtaracak denklem’de emek ve sevgiyi toplar, empati ile çarpar paylaşımın karesini alırsınız.
Yıkılacak tarafta kalmamak için; Pi’yi iktidar almayı bırakın;  x’e bir değer verecekseniz; x’in değeri emektir.
Emek işçilerin nasırlı ellerindedir.
Emeği silerseniz; işçi sınıfı üzerinize yıkılır.
Öyle yalnızsınız ki artık; yükü üzerinizden alacak bir kaldıraç bile bulamazsınız.
Kıyafetine karışacağınız, tacizde tecavüzde hakkını ve canını korumayacağınız, erken yaşta evlenip, istihdam problemi yaratmasın diye evde oturup çocuk doğursun istediğiniz bir kız çocuk, askeri zahiyat diye harcayabileceğiniz, gaz fişeği ile vurabileceğiniz, okutsam da gizli sınavlarda hakkını yiyip, mülakatlarda ismi yanına şerh düşüp eleyeceğiniz bir oğlan annesiyim.
Her devlet eliyle ölümde; içimdeki bir parça da ölürken, analığım her yetime yetecek kadar şişiyor; içimde size karşı büyüyen öfkede de ihmaliniz var!
Halkız biz, bizim öfkemizi ihmal etmeyin efendiler!

*Ev ödevi; kendinizi ışıksız ve dar bir alana kapatıp, aynı alanda yeterli karbondioksit ve ısı verecek bir ateş yakın, kapıyı kilitleyin ve yakınlarınızın sizi merak etmesini sağlayın, sağ kalmaya çalışın. Deney başarısız olursa, karbondioksit ölümünün güzel bir ölüm olduğunu, otopsinizin en mükemmel şekilde yapılacağını ve arkanızdan hutbe okunacağını bilerek sakin kalmaya çalışabilirsiniz. Bu deneyimizin amacı size halk gözüyle olayları görmeyi öğretmektir. Sağ kalırsanız sonraki adımda da 900 TL ile 4 kişilik bir aile geçindireceksiniz.

ÖNCEKİ HABER

Ateş ve kömür

SONRAKİ HABER

Sınıfsal ve kolektif bir cinayet olarak Soma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...