10 Mayıs 2014 06:28

Rojava, hendekler ve duygu bütünlüğü kırılması

Ulus, sosyal bilimlerin modern dönemde en çok odaklandığı kavramlardan birisidir. Ulus’u en geniş anlamı ile ortak bir dil, kültür, isim, soy, toprak, tarih, din ve sembollerin oluşturduğu objektif olgular ile grup üyeleri arasında duygu ortaklaşmasını esas alan sübjektif faktörlerin birleşimi olarak tanımlayabiliriz.

Rojava, hendekler ve duygu bütünlüğü kırılması
Paylaş

Jan DENİZ*

Ulus, sosyal bilimlerin modern dönemde en çok odaklandığı kavramlardan birisidir. Ulus’u en geniş anlamı ile ortak bir dil, kültür, isim, soy, toprak, tarih, din ve sembollerin oluşturduğu objektif olgular ile grup üyeleri arasında duygu ortaklaşmasını esas alan sübjektif faktörlerin birleşimi olarak tanımlayabiliriz. Kuşkusuz sözü edilen tüm faktörler ulus kimlik bilincinin gelişmesine farklı şekillerde ve derecelerde katkı yapmaktadır. Fakat, toprak bilinci ve duygu bütünlüğü ulus kimlik bilincinin oluşmasında oldukça belirleyici bir role sahiptir. Uluslaşma sürecini geç yaşayan ve hâlâ tamamlamayan Ortadoğu ülkelerinde, bu iki faktörün önemi daha iyi ortaya çıkmaktadır. Söz konusu çerçeveyi Kürt örnekleminde ele aldığımızda toprak ve Kürtler arası duygu bütünlüğünün önemi daha da belirginleşmektedir. Bugün Kürt coğrafyasının hemen hemen her parçasında Kürtlerin iradeleri dışında çekilmiş kilometrelerce uzunlukta tel örgüler, binlerce metrekarelik alana döşenmiş mayınlar veya benzeri şekilde yer yer örülmüş duvarlar mevcuttur. Bu uygulamalar Kürt coğrafyasını parçalayıp her parçayı dar bir alana sıkıştırmayı ve kuşatmayı amaçlamaktaydı. Fakat, tüm bunlara rağmen, Kürtler arası ilişkiler bazı dönemlerde kesilse de herhangi bir şekilde devam etti.
Diğer bir deyişle, alınan tüm tedbirler Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı bölse de, farklı parçalarda yaşayan Kürtler arasında var olan duygu bütünlüğüne sınır çekmeyi başaramadı. Hatta denilebilir ki, coğrafya üzerinden Kürt kimliğini parçalamayı esas alan tüm bu uygulamalar, sosyolojik olarak Kürt kimliğinin ‘ötekisini’ oluşturanlar tarafından yapıldığı için, Kürtler arasında bir reaksiyona ve zamanla ulusal kimlik bilincinin gelişmesine önemli bir katkı yaptı. Aynı şeyi bugün KDP tarafından Rojava sınırına kazılan hendekler için de söylemek kuşkusuz mümkün değil. Irak Kürdistan Bölge Hükümetinin Rojava sınırına kazdığı hendekleri yukarıdaki açıklamalar ışığında ele aldığımızda, iç ve dış siyasal etkileri olmak üzere, iki şekilde değerlendirebiliriz. Birincisi, Irak Kürdistanı sosyolojik olarak Kürt kimliğinin ‘ötekisi’ olmayıp tam aksine gerek yirminci yüzyılda gerekse günümüzde Kürt milliyetçiliğinin ve ulusal kimlik bilincinin gelişmesinde hatırı sayılır bir role sahiptir. Kürt ulus kimlik bilincinin gelişmesinde hatırı sayılır bir etkisi olmasına rağmen, Irak Kürdistanı’nın bugün Kürtler arasında coğrafi ayrıştırma kadar duygusal bir ayrıştırmayı da beraberinde getirecek olan hendekleri kazması bu yüzden Kürtler arasında onarılmaz tahribatlara yol açmaktadır. Kürtlerde iki aile arasındaki bir kan davasının bile bazen yüzyıldan fazla sürdüğünü göz önüne aldığımızda KDP’nin hendekleri, Kürtler arası güvensizliği daha da derinleştirmektedir. Bu anlamda, kazılan hendekler, Kürtler arası çelişki ve çatışmayı zamanla arttıracağı gibi aynı zamanda kimlik içi parçalayıcı bir etkiye de sebep olabilir. En basit ifade ile, Kürtler arasında bir duygu kırılması yaşanacaktır.
Güney KDP tarafından kazılan hendeklerin ikinci muhtemel sonucu ise Rojava Kürtlerinin kazanımları ve mücadelesi üzerinde yaratacağı olumsuz psikolojik etkidir. PYD ve ona bağlı silahlı güç olan YPG’nin el-Kaide bağlantılı el-Nusra ve IŞİD gibi örgütlere karşı verdiği mücadelede Irak Kürdistanı bölgesi, Rojava Kürtlerinin dünyaya açıldığı tek sınırdır. Güney Kürdistan yüz binlerce Rojavalı için bir sığınma noktası oldu. Türkiye’nin Suriye ile olan gümrük kapılarını kapatması veya bu kapıların Esad rejimine muhalif güçlerin elinde olması, Güney Kürdistanı bu anlamda başta ekonomi olmak üzere Kürtlerin dünya ile bağlarının olduğu tek nokta haline getirdi. Bu yüzden hendekler veya sınır kapısı kapatma, Kürtlerin el-Kaide bağlantılı guruplara karşı yürüttüğü mücadeleyi zayıflatabilir ve Kantonal özerklik başta olmak üzere Rojava’daki Kürt kazanımları tehlikeye girebilir. Nitekim IŞİD’ın başta Arap ülkeleri olmak üzere dışarıdan aldığı büyük destekle son dönemlerde var gücü ile Afrin özerk kantonuna saldırması, Rojava Kürtlerinin kazanımları için büyük bir risk oluşturmaktadır. Rojava’nın Irak Kürdistanı’na en çok ihtiyaç duyulduğu bir dönemde, Rojava’yı her açıdan daha da yalıtmak ve cezalandırmak için kazılan bu hendekler elde edilen kazanımlara ve verilen mücadeleye daha büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bilinmelidir ki, Rojava’nın kaybetmesi Rojava Kürtleri için bir felaket olacağı gibi diğer bölgelerdeki Kürtlerin kazanımlarının da uzun vadede kaybedilmesi veya Kürtlerin elinin zayıflamasına yol açacaktır.

*Serbest Araştırmacı

ÖNCEKİ HABER

Didaskali’nin \'Maşenka\'sı festivalde

SONRAKİ HABER

Taşeron işçiye kadro yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa