05 Mayıs 2014 22:09

Üç bakan suçlamaları reddetti

Meclis TV’nin yayın yapmaması, dört bakan için tek komisyon kurulmasının istenmesi gibi nedenlerle sert tartışmaların yaşandığı Genel Kurul’da son söz haklarında suçlama bulunan dört eski bakana verildi. Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “konuşmama hakkını” kullandığı genel kurulda, üç bakanın konuşmaları ise gerginliklere ve protestolara yol açtı.

Üç bakan suçlamaları reddetti
Paylaş

Sultan ÖZER
Ankara


Meclis bugün  tarihi bir gün yaşadı. Haklarında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları olan dört eski bakanla ilgili soruşturma komisyonu kurulmasına yönelik önergelerin görüşmeleri tartışmalı başladı. Seçim sonuna bırakılması nedeniyle 1,5 ay ertelenen soruşturma önergelerinden, içtüzük gereği sonra görüşülmesi gereken AKP’nin önergesi önce görüşüldü. Meclis TV’nin yayın yapmaması, dört bakan için tek komisyon kurulmasının istenmesi gibi nedenlerle sert tartışmaların yaşandığı Genel Kurul’da son söz haklarında suçlama bulunan dört eski bakana verildi. Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “konuşmama hakkını” kullandığı genel kurulda, üç bakanın konuşmaları ise gerginliklere ve protestolara yol açtı.

İlk sözü Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan aldı. “Adil bir savunma yapmak istediğini” belirten Çağlayan’ın 10 dakikadan fazla süre istemesi tartışmalara yol açtı. Tartışmanın sürmesi üzerine görüşmelere ara verildi. Daha sonra yeniden kürsüye gelen Çağlayan, “Bu ülkede çivi çakan, taş üstüne taş koyan, Türkiye’nin ihracatına katkısı olan ve olacak tüm işadamlarının emrine kendimi amade ettim, etmeye de devam edeceğim. Bu suçu 20 yıldır işlediğimi itiraf ediyor ve bu suçu kabul ediyorum” dedi.

700 BİN LİRALIK HEDİYE SAAT İDDİASI

Önündeki metinden savunmasını okuyan Çağlayan, muhalefetin “saat nerede saat” sözleri üzerine bazı vekillerin ve taraflı basının bunu diline doladığını ileri sürdü. Dosyada gizlilik kararı olduğu için kapsamlı açıklama yapılmadığını ileri süren Çağlayan, “Bu saat tarafımca alınmış ve mal beyanıma da girmiştir” dedi.

Reza Zarrab’ın uçağıyla gittiği yönündeki suçlamaya da yanıt veren Bakan Çağlayan, “1995 yılında 38 yaşındayken kutsal görevim olan hac ziyaretini yaptım, ailemden başkası bunu bilmez. Defalarca umre ziyareti yaptım. Ziyaretimi bir acenta üzerinden gerçekleştirdim. Tarafımca ödendiğini belgeleriyle gösteriyorum” dedi.

AMAÇ BAŞBAKAN ARAÇ KENDİSİYMİŞ


Bunun bir “itibarsızlaştırma operasyonu” olduğunu ileri süren Çağlayan umre konusunun yer almasını, “kendilerine  inanan milletin dini ve manevi duygularını istismar etmek” olarak savundu.

1,5 ton altınla ilgili soruşturmaları engellendiğinin de yalan olduğunu illeri süren Bakan Çağlayan, savcılık soruşturmalarında adının bile geçmediğini söyledi.

Bu konuda savcılığın “kovuşturmaya gerek olmadığı” yönünde karar verdiğini belirten Çağlayan, ortada bir liralık vergi kaçağı olmadığını iddia etti.

Hakkındaki suçlamaların hepsini “yalan” diye niteleyen Çağlayan, “İddiaların hepsi yalandır. Amaç Tayyip Erdoğan ve ailesi, araç ise benim” dedi.

EGEMEN BAĞIŞ ‘OOOO’LARLA KARŞILANDI

Egemen Bağış ise “ooooo” sesleri ile kürsüye geldi. “Kitapsız adam konuşma, ahlaksız adam” diye lafların atıldığı Egemen Bağış, 17 Aralık operasyonu için “sözde yolsuzluk operasyonu” ve “Darbe girişimi” ifadelerini kullandı.

“Çirkin, mesnetsiz, adice kurgulanmış suçlamalardan üzüntü duyduğunu” belirten Bağış’ın konuşması sırasında salonda yoğun tepkiler ve gürültü oluştu. CHP’li bazı milletvekillerinin arkalarını dönerek dinlediği ve sık sık laf attıkları Bağış, suçlamaları  “Her yolu mübah gören gözü dönmüş bir örgütün itibarsızlaştırma kampanyası” olarak nitelendirdi. “Algı operasyonu”, “itibar cellatlığı” ifadelerini kullanan Bağış, “Tehditle, şantajla bizi susturamazlar. Hakkımda siyasi darağaçları kuruldu” dedi.

‘BUNDAN SONRA SUSMAYACAĞIM’


Bugüne kadar sustuğunu, ama artık susmayacağını belirten Bağış, ayetlere ilişkin ses kaydının da siyasi montaj olduğunu savundu. Reza Zarrab’dan para aldığı iddialarını da reddeden Bağış, bugüne kadar sustuğunu, Meclis kürsüsünden kendisini anlatmayı tercih ettiğini, ama bundan sonra susmayacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan’ın türban için, “velev ki siyasi simgedir” sözüne atıf yapan ve bundan dolayı kapatma davası ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Bağış, Bakara suresiyle ilgili ses kaydını da “montaj” olarak ifade etti. Bağış, “20 yıllık bir arkadaşımla konuşmamı kestiler biçtiler montajladılar benim imanımı sorgulatmaya kalktılar. Bu milletin inançlarını hor gören siyasetçiler imanımız hakkında ahkam kesmeye kalkmaya çalıştılar. O kayıt montajdır. Bizim imanımızı sorgulamak kimsenin haddi değildir. Sizin hiç değildir” diye konuştu.
Bağış; rüşvet almadığını, Zarrab’ı 5 yıldır tanıdığını da söyledi.

TELEFON GÖRÜŞMELERİNİ REDDETMEDİ


Son olarak kürsüye gelen eski İçişleri Bakanı Muammer Güler de tepkiler arasında yaptığı konuşmasında, operasyonları “önceden kurgulanmış” diye nitelendirdi. “Gizlilik kurallarının çiğnendiği, masumiyet karinesinin yok sayıldığı” savunmaları yapan Güler, tapelerdeki paralardan söz etmeyip, soruşturmadan bakanların, Başbakanın haberleri olmamasını eleştirdi. “Neden suçüstü yapılmadığını” soran Güler, telefon görüşmelerini reddetmezken, gizli yapılmasını eleştirdi. Bir bakan hakkında cumhuriyet savcısının soruşturma yetkisi olmadığını ileri süren Güler, bunları savcıların da bildiğini söyledi. Veremeyeceği hiçbir hesabı olmadığını ileri süren Güler, konuşmasını bitirirken, CHP’li Veli Ağbaba ve bazı vekiller “Senin elin kanlı, senin elinde Ali İsmail Korkmaz’ın, Gezi’de ölenlerin kanı var” diye bağırdılar.
 

ÖNCEKİ HABER

Kadınlar Basketbol Liginde Galatasaray şampiyon

SONRAKİ HABER

Başbakanın çanak çömleği, tablet bilgisayarın atası çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa