05 Mayıs 2014 06:00

Emekli kenti oldu seçim kenti

Yıllarca çalışıp didinen, zorlu parkurları geçip emekli olmayı başaranlar için, deniz havası vaat eden küçük şirin bir dinlence kenti Yalova… Emeklilerin aktığı ‘huzurlu’ şehirlerden biri… Ancak Yalova, bu aralar hiç o havalarda değil... 30 Mart’tan sonra bir ‘oh’ deme beklentisi içindeki Yalovalıyı yine seçim stresi sardı. “Ben konuşursam çok kötü konuşurum, hiç konuşturma beni” diyen epeyce insanla karşılaştık. Bunların bir bölümü ‘kamera korkusu’ndan olsa da bir kısmı gerçekten öfkeli...

Emekli kenti  oldu seçim kenti
Paylaş

DOSYA: Kim takmaz Yalova kaymakamını!

Hazırlayan: Arif KOŞAR

SUNU: Bu beylik, biraz da küçümseyici deyim; Yalova Kaymakamı’nın kalbini kırıp üzüntüye gark ederken bugün tamamen tersine dönmüş durumda.
Tabi; Kaymakamın hikayesi, 1930’larda, henüz Yalova İstanbul’un bir ilçesiyken yaşanıyor. Vapurla Yalova’ya gelen bıyıkları yeni terlemiş genç Kaymakam iskeledeki kalabalığı görünce seviniyor, hafif de gururlanıyor. Şüphe etmiyor da değil. İner inmez, kenardaki ayakkabı boyacısına soruyor:
- Bu insanlar neden toplandı?
- Gazi Paşa gelecek ondan?
- Eee, Yalova Kaymakamı da gelecek?
- Ya, kim takar Yalova Kaymakamını!
Hikaye doğru mu bilinmez... Ama artık tarih, bu anekdotu kolay kolay geçersiz kılamaz.
Zamanın Kaymakamı ilçenin esaslı sayılabilecek amiridir... Belediye Başkanlığı falan da pek etkisizdir. Şehirler CHP İl Başkanlarından mütevellit valiler, ilçeler de bunlara sıkı sıkıya bağlı Kaymakamlar tarafından yönetilir. Kısacası; seçimler hikayedir.
1995’ten beri il statüsüne kavuşan Yalova’da bugün Kaymakam yok tabi. Valisi var, belediye başkanı var... Ve heralde 1 Haziran’a yaklaşılırken ülkenin en çok konuşulan konularından birisi Yalova’nın belediye başkanı olacak... Yani kimse “kim takar Yalova’nın belediye başkanını” diyemeyecek.


Yıllarca çalışıp didinen, zorlu parkurları geçip emekli olmayı başaranlar için, deniz havası vaat eden küçük şirin bir dinlence kenti Yalova… Emeklilerin aktığı ‘huzurlu’ şehirlerden biri… Ancak Yalova, bu aralar hiç o havalarda değil... 30 Mart’tan sonra bir ‘oh’ deme beklentisi içindeki Yalovalıyı yine seçim stresi sardı. “Ben konuşursam çok kötü konuşurum, hiç konuşturma beni” diyen epeyce insanla karşılaştık. Bunların bir bölümü ‘kamera korkusu’ndan olsa da bir kısmı gerçekten öfkeli...

Yalova küçük yer... Bu sayede; seçimlerde ilk dört sıraya oturan siyasi partilerin başkan adaylarıyla, hatta il başkanlarıyla bir gün içerisinde ve hiçbir ulaşım aracı kullanmaksızın görüşme şansımız oldu. Bunlara ‘siyaset sokağı’, sahil, kahvehane, kafede halk röportajları, bir de kameran arkadaşım Okan Başal’ın yaratıcı kadrajlı çekimlerini ekleyince sabahın erken saatlerinden güneş batımına kadar tastamam günü kullanmış olduk.

DEMOKRAT PARTİDEN AKP’YE


Yalova’nın ilçeler dahil toplam nüfusu 220 bin. İl belediye başkanlığına konu olan seçmen sayısı 64 bin. Memleket genelindeki kutuplaşma Yolava’ya da yansımış durumda. AKP ve CHP’nin oyları hem birbirine yakın hem de oldukça yüksek. YSK tarafından iptal edilmeden önceki ‘son’ sonuçlara göre; CHP Adayı Vefa Salman 27 bin 229 oyla oyların yüzde 43.1’ini, AKP Adayı Yakup Bilgin Koçal ise 27 bin 223 oyla oyların yine yüzde 43.1’ini aldı. MHP Adayı Ahmet Kaplan 3 bin 370 oyla oyların yüzde 5.3’ünü toplarken HDP 2 bin 242 oy ve yüzde 3.5’luk payla dördüncü sırada yer aldı.

29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerde şimdinin AKP adayı Yakup Koçal, yüzde 35.4’e karşılık gelen 19 bin 184 oy ile Demokrat Parti’den belediye başkanı olmuştu. AKP ise yaklaşık 900 oy ile başkanlığı Koçal’a kaptırmıştı.

KOÇAL’A TEPKİ VAR



Demokrat Parti’ye 2009 yılında Türkiye genelindeki tek il belediye başkanlığını kazandıran Koçal’ın AKP’ye yönelik sert eleştirileri, şehrin hafızasında önemli bir yer etmiş. Konuk olduğumuz Dostlar Kahvesi’nde, hem AKP’li hem de AKP’li olmayan vatandaşlar “eski eleştiriler” ile bugünkü adaylık arasındaki çelişkiye tepkili.

Yalovalı Hasan Yaman buna işaret ederken, “Geçen dönem belediye başkanına CHP’lisi, MHP’lisi, AKP’lisi herkes oy verdi, Demokrat Partiden kazandı. Şimdi AKP’ye geçince insanlar tepki gösterdi.” diye konuştu. Yaman, anlattıklarıyla siyasi partilerden çok adaya önem verdiğini hissettiriyor. Ne AKP ne de CHP’ye sıcak bakıyor. Eski başkan için “Yalova’ya ne yaptı? Sadece bisiklet yolu yaptı, paraları birilerine aktardı.” derken eklemeyi de unutmuyor: “Ben belediye başkanının yaptığına bakarım. Adaya bakarım.”
Yaman’ın bıraktığı yerden adaşı Hasan Obut söze giriyor. Öfkeli: “Ben 40 senedir burada otuyorum. Daha Yalova Belediyesi benim yoluma çöp kutusu koymadı, çöp! Her yere imar verdi, 40 senedir Bayraktar mahallesinde otuyorum, hala imar verilmedi.”

AKP’ye oy vermiş seçmen de Koçal’la ikinci seçimlere gidilmesi halinde başarı beklemiyor. Aynı kahvehanede Mehmet Akturna, “AKP aday değiştirirse kazanır. Yakup Koçal’a tepki var.” diyor. Döner Ustası Celal Koç da benzer bir vurgu yapıyor: “Seçim CHP’nin hakkıydı. AKP ne yapacak bilmiyorum. Tekrar aday olacak mı, değiştirecek mi? Onu bilmiyorum, nasıl bir karar verecek. Ama AKP’nin aynı adayı kalırsa CHP alır.”

Merve Akça: Kazanılmış bir seçim var. Aynı şeyi Ankara’da da gördük. Orada üstü örtüldü. Bana inandırıcı gelmiyor. Nedense sadece CHP’nin kazandığı yerlerde iptal ediliyor.

Muhammet Savaş Hatun: Seçim iptalinin bir oyun olduğunu biliyorum. Gerekçelere inanmıyorum. Ama yine de kazanamazlar. CHP’nin açık oyla kazanacağını düşünüyorum.

İsa Yavuz Gündoğdu: Ortada bir güvensizlik var; iki partide de. Türkiye’de siyaset böyle. Bence iyi de oldu. İnsanlar akla karayı görecekler. Ben CHP’nin tekrar alacağını düşünüyorum.

Begüm Akça: Ben CHP’nin kazanacağını düşünmüyorum. En azından öğrenciler açısından böyle. CHP gelir gelmez bisiklet yollarını kaldırdı. Yalova küçük bir yer; çoğu öğrenci ulaşımını bisikletle sağlıyor.


AKP BÜROSUNDA RESMİ GÖZLEMLER

Memleketin iktidar partisi. Ve onun il örgütü. Seçim atmosferi bürodaki hareketlilikten hissediliyor. Hem alt kattaki merkez ilçede hem de üst kattaki il bürosunda profesyonel çalışanlar karşılıyor. İlerleyen saatlerde büro iyice kalabalıklaşıyor. Sanılmasın ki sadece muhafazakar bir görüntü var. Uzun saçlı ve gayet rahat bir genç grubu da büroda. Girişken, modern ve başı açık bir kadın da. İkili üçlü sohbetler. Gazeteci olduğumuzu, hele de İstanbul’dan geldiğimizi öğrenince, ilgi de artıyor. Ve fikirler saçılıveriyor:
* Sandıkların hepsi yeniden sayılsın demiştik. Sayılsaydı, iptal edilmeden seçimleri alırdık.
* Engellilerin oy kullandığını biz bilmiyorduk. CHP’liler kendi aralarında konuşurken duyduk. Yani bizim bir organizasyonumuz değil. Onlardan duyduktan sonra araştırmaya başladık.
* Muharrem İnce şov yapıyor.
* Seçim çantada keklik değil ama biz kazanırız.
* AKP bu sefer fark atacak…
* Verilen yemekler kamu hizmeti. İhtiyacı olana yemek vermek belediyenin görevi, kanunda yazıyor.
* Usulsüzlük yok, herşey ihale kanununa göre yapıldı.
Tabii bunlar biraz da il binasında olmanın koşulladığı resmi görüşler… Kimi inanarak kimi inanmadan…


AKP BÜROSUNDA GAYRİRESMİ GÖZLEMLER

Bir de daha düşük volümde söylenenler var. Biz ikisine denk geldik.

Birincisi: Oğlunun tayini için torpil arayan bir baba. Anlaşılan AKP’li… Ordu’dan başka bir yere (sanırım Yalova’ya) oğlunun tayininin alınmasını istiyor. AKP İl Yöneticisi dinliyor, “yapılabilecek bir şey varsa mutlaka yapılır” diyor, iletişim için sekretere yönlendiriyor: “Vekille de temas kurarız.”

İkincisi: Bitlis bir tüccar. Belli; ihaleci. “Bu sefer AKP fark atacak” diyor. Neden, neye dayanarak? Soruları, “ben öyle görüyorum” diyerek biraz da geçiştiriyor. Masadaki bir broşürün orta sayfasını açarak Başbakan Erdoğan’ı gösteriyor. “Herkes bu adam için oy veriyor” diyor. Arada belli belirsiz, bu durumdan pek de memnun olmadığını ifade eden mırıldanmaları da ekliyor. Bir yanda gerçek duyguları ‘küçük harfler’ ve mırıldanmalarla ağzından süzülürken diğer yanda ticari ilişkiler onu bu büroya mıhlıyor.


TARAFLARIN TEZLERİ

CHP’nin tezi: Sandıkta kazandık masada kaybettik. Kul hakkı yendi. YSK hükümete bağlı çalıştı, Başbakan’ın emriyle seçimler iptal edildi. AKP’lisi de MHP’lisi de herkes bu haksızlığı gördü. 30 Mart’ta oy vermeyenler bile bu sefer CHP’ye verecek, açık ara farkla CHP kazanacaktır. Gelen tepkiler, ilgi ve alaka bu yöndedir.

AKP’nin tezi: Seçimlerdeki kutuplaşma CHP’nin oyunu oldukça yükseltti. Geçen seçimlere göre ikiye katlandı. AKP düşmanları CHP’de birleşti. Bu CHP’nin alabileceği oyun üst sınırıdır. AKP’nin aldığı oy oranı ise alt sınırdır. Vefa Salman’ın 30 Mart sonrası yaptığı ‘karalama’ kampanyası kendini vuracak ve AKP açık ara farkla seçimleri kazanacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Mısır’da seçim, Libya’da parlamento baskını

SONRAKİ HABER

Son nefesine kadar ilkelerinden taviz vermedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...