03 Mayıs 2014 12:07

SINIRLARIN ÖTESİNDE

Bangladeş’te 1133 işçinin can verdiği Rana Plaza yangının yıl dönümü nedeniyle geçtiğimiz ay tedarik zincirinde işçinin ve emeğin nasıl görünmez kılındığına dair tartışmalar yürütüldü ve farkındalık yaratmak üzere adımlar atıldı. Tartışmaların tam da 1 Mayıs öncesi ayrı bir önemi var...

SINIRLARIN ÖTESİNDE
Paylaş

Ürün var, işçi nerede?

Hazırlayan: Özge KURU


Yaşadığımız yüzyıl, kölelik yüzyılı dendiğinde bunu emekçilerin içinde bulunduğu duruma dikkat çekmek için yapılan bir mübalağa sanatı olarak alıyorsanız yanılıyorsunuz. Sayıları 32 milyonu bulan –kelimenin gerçek anlamıyla- köleden bahsediliyor. Kölelerin ayaklarına zincir takılıp meydanlarda satıldığı dönemlerden bile fazla bir rakam bu. Peki nerede bu köleler? Giydiğiniz penyede, içtiğiniz kahvede ve oturduğunuz binada.

HAYALET İŞÇİLER
Sütlü kahvenizi gülümseyerek servis eden kişinin sigortalı olması ya da asgari ücretle çalışıyor olması bunu fark etmenizi zorlaştırıyor ama 32 milyon kölenin yüzde 70’i emek kaçakçılığının ürünü. Kahvenin kokusunu takip edip bu zincirde üreticisine kadar geriye doğru baktığınızda durum anlaşılıyor. Kahve Fildişi Sahilleri ve Latin Amerika’da zorla çalıştırılan işçiler tarafından üretildikten sonra kârın her aşamada katlandığı karmaşık bir tedarik zincirinden size ulaşıyor. Kahve çekirdeğini yetiştiren şirket, ihracata hazır hale getirmek için işleyen şirket, kahveyi ulaştıran nakliye şirketi, satın alan ithalat şirketi, ABD’deki paketleme şirketi ve kahve marketinizdeki rafa getiren taşımacı şirket bu zincirin halkaları. Uluslararası taşeron şirketlerin bu zincirinde kahveyi üreten emekçiyi hayalet haline geliyor, onun yaşadığı sömürüyü de.

SÖMÜRÜNÜN YARDIM MASKESİ
Bu sömürü zincirinden en çok etkilenenler kadınlar ve çocuklar. İnsan kaçakçılığına ya da seks ticaretine kurban olmaktan kaçınmak isteyen kadınlar bu zincirin halkasına ekleniyor. Hindistan ve Kamboçya gibi ülkelerde uluslararası tekeller tarafından desteklenen kadın organizasyonları faaliyete geçiriliyor. “Kendi işlerinin girişimcileri” olacağı söylenen kadınlar günde 3 dolara çalışmak zorunda kalıyorlar. Kızlarının geçimini sağlamak için fahişelik yapmak zorunda kalmaması ya da şiddet gördüğü eşine karşı açtığı mahkemeyi kazanması için ona gösterilen yol, bu yardım organizasyonları oluyor. Bu örgütlere destek verenler arasında ABD’li market zinciri Wal-Mart da bulunuyor. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu programlar için 20 milyar dolar bütçe ayıran Wal-Mart, sendikasızlığın, esnek çalışma saatlerinin, ağır çalışma koşullarının ve minimum zamanda maksimum kar anlayışını Wal-Martizm adıyla teorileştirmiş bir şirket.  

CAMİDE EŞİTLİK HAREKETİ
Tumblr ve Facebook üzerinden yürütülen bir projede camilerde kadın ve erkeklerin ibadet ettikleri yerlerin farklarına dikkat çekiliyor. Çoğu camiye kadınların binanın yanında arkasında bulunan farklı bir girişten girmek zorunda kalmasına vurgu yapılan “Side Entrance” (Yan Giriş) adlı projede tüm dünyadan sosyal medya kullanıcıları ibadet için gittikleri camilerdeki kadın ve erkek ibadet yerlerinin farklarını fotoğraflıyorlar. Fikir Chicago’da yaşayan Hind Makki’ye ait. Amaç; Müslüman erkeklerin kadınların ibadet yerlerinin ne kadar kötü durumda olduğunu fark etmesi ve Müslüman kadınların da değişim talebiyle harekete geçmesi. ABD, Kanada ve Batı Avrupa ülkesinde gittiği birçok camide kadınların bodrum katında namaz kılmak zorunda kaldığını belirten Makki, bir arkadaşının erkekler katında namaz kılmak istemesi üzerine imam tarafından polis çağırma tehdidiyle camiden kovulması üzerine bu projeye başladığını söylüyor.  

KLİNİK DENEMEDE 254 KADIN HAYATINI KAYBETTİ
Hindistan’da Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü ödenekli klinik denemede 254 kadının yaşamını yitirmesi etik tartışmalarını beraberinde getirdi. Deneme, rahim ağzı kanseri tarama metotlarıyla ilgiliydi ve ölen 254 kadın taramanın yapılmadığı kontrol grubunda yer alıyordu. Rahim ağzı kanserinde taramanın kanser riskini azalttığı bilinirken kontrol grubunda bulunan toplam 140.000 kadına “deney gereği” tarama yapılmadı.  Ölen kadınların, deney sürecine ilişkin bilgilendirilmediği ortaya çıktı.  

MEME REKLAMDA SERBEST EMZİRİRKEN YASAK

Hip Mama adlı alternatif bebek bakım dergisinin 55. sayısı raflardan toplatıldı. Kapağında “Süper anne yok” sloganıyla çocuğunu emziren bir annenin bulunduğu sayı sakıncalı bulunurken, Facebook’tan da kaldırıldı. Anneler Günü dolayısıyla Barselonalı sanatçı Ana Alvarez-Erreclade’nin dört yaşındaki oğlunu emzirdiği fotoğrafının kullanıldığı dergiye çıplaklık ve açık alanda emzirme gerekçeleriyle yasak geldi.

‘BİZİMKİLER’ DUYMASIN!
ABDli Cumhuriyetçi Senatör Det Bowers, kadınların çocuklarını kocalarından daha fazla sevmesinin “iğrenç bir putperestlik” olduğunu söyledi. Bowers ayrıca erkeklerin eşlerini aldattığı çoğu durumda kadının suçlu olduğunu zira kocasından çok çocuklarına sevgi gösterdiğini öne sürdü!
Cumhuriyetçi Parti’nin “kadın meselelerinin yıllardır başında olan” Phyllis Schlafly ise  kadınların eğer koca bulmak istiyorlarsa erkeklerden daha az kazanmaları gerektiğini savunan bir yazı kaleme aldı. ABD’de şu sıralar eşit ücret tartışmalarının yürütülüyor. Schlafly, “Kadınlar kendilerinden fazla kazanan erkeği tercih ederken, erkekler fazla kazanan kadını etmiyor. Aslında bazı erkekler kadını yalın ayak ve hamile tercih eder… Bu basit ama derin fark  güçlü sonuçlar doğurur” diye yazdı.

ÖNCEKİ HABER

Yeni bir işgalde buluşmak üzere!

SONRAKİ HABER

Annelik vicdan azabına dönmesin diye…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...