29 Nisan 2014 06:00

Bir bareti çok görüyorlar, 1 Mayıs’ı görmesinler

1 Mayıs’ı ve örgütlenmede geldikleri aşamayı konuşmak için Ümraniye’de, Dudullu merkezde, Esenşehir Mahallesi’nde, Ataşehir ilçesinde Kayışdağı, Gümrük ve İçerenköy bölgelerinde başta taşeron ve gündelikçi inşaat işçileriyle görüştük.

Bir bareti çok görüyorlar, 1 Mayıs’ı görmesinler
Paylaş

Haşim DEMİR
İstanbul


Bir ülkeyi baştan sona elleriyle kuran inşaat işçileri insan muamelesi görmüyor. Yaz kış, gece gündüz demeden şantiyelerde alın teri döken yapıcılar, iş olmadığında şehrin en işlek caddelerinde amele pazarlarında günlük iş bekliyor. Yanlarına bir araç yaklaştığında başlıyor bir itiş kakış, bir umut iş verilir diye... Şanslılar sigorta primleri ödenmeden, düşük ücretle, güvenlik önlemleri alınmadığı için her an iş cinayetine gebe şantiyelerde çalışmaya başlarlar. Şantiyelerde kaldıkları çadırlar da çalışma koşulları kadar insanlık dışıdır. İşleri bittiğinde ise arkalarında içine bir daha giremeyecekleri konutlar, rezidanslar, AVM’ler ve alamadıkları haklarını bırakırlar.
İşte inşaat ve yapı işçileri bu kötü gidişata son vermek için örgütleniyor. Kimi yerde dernek kuran işçiler, kimi yerde de “inşaat işçileri sendikası girişimi” adı altında örgütlenmeye hız verdi. 1 Mayıs’ı ve örgütlenmede geldikleri aşamayı konuşmak için Ümraniye’de, Dudullu merkezde, Esenşehir Mahallesi’nde, Ataşehir ilçesinde Kayışdağı, Gümrük ve İçerenköy bölgelerinde başta taşeron ve gündelikçi işçilerle görüştük.

İŞ CİNAYETLERİNDE BİRİNCİ İNŞAAT!

Önce Kadıköy’de bulunan İYİ-DER (İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği) Yönetim Kurulu Üyeleri Halil Çağlayan ve İsmet Işık’la görüşüyoruz. Sektörün tamamında insanlık dışı uygulamalara maruz kaldıklarını anlatan Halil Çağlayan, geçen yıl iş cinayetlerinde ölen 1295 işçinin 300’ünün inşaat işçisi olduğunu aktarıyor. Bu rakamlarla inşaat işçileri iş cinayetlerinde hep birinci sırada. Bu koşullara son vermek için 1.5 yıllık çalışmanın ardından 4 Aralık 2013 tarihinde İYİ-DER’i kurmuşlar.
Sektörün durumu ve yasaların yetersizliği nedeniyle sendika yerine dernek kurmayı tercih ettiklerini dile getiren Çağlayan, “Sendikal örgütlenme belgeler ve resmiyete dayanıyor. Bir kez işçilerin sigorta primleri yatırılmıyor. Hangi firmaya bağlı oldukları bile belli değil” dedi. Öncelikle iş cinayetlerinin durdurulması için mücadele ettiklerini anlatan Çağlayan, barınma ve beslenme şartlarının iyileştirilmesini istediklerini, çadırlarda yanmak, barakalarda zehirlenmek istemediklerini söyledi.
Dernekleşmenin Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Ortdoğu, Kafkaslar, Rusya, Ukrayna’da da yankı bulduğunu ifade eden Çağlayan, Antalya, Aydın, İzmir, İstanbul, Van, Ankara gibi illerde 2 bin inşaat işçisinin derneğe üye olduğunu bildirdi.
Çağlayan, 1 Mayıs’ta kendi talepleri, pankartları ve baretleriyle Taksim Meydanı’nda olacaklarını duyurdu. Taksim’in emekçilere kapatılmak istenmesine de konfederasyonların 1 Mayıs’ı bölmesine de tepkili Çağlayan.

BİZE ÇOK GÖRÜYORLAR

İYİ-DER Yöneticisi İsmet Işık, inşaat işçisinin işinin zor olduğunu, hele de Kürt ise daha zor olduğunu anlattı: “Ben ilk zamanlarda Antalya’da çalıştım. Gündelikçi kahveleri dolup taşardı. Bazılarından şu cümleyi işitirdik: ‘Kırolar burada işe giremez’. Bu ayrımcılıktır hatta düpedüz bölücülüktür” Amele pazarlarını köle pazarına benzetiyor Işık. İnşaat işçilerinin günlük ücreti 70-80 lira ise bu pazarlardaki işçilerin 40-45 liraya çalıştırıldığını söylüyor: “Ben Beşiktaş’ta çalışırken bitişikteki inşaatta çalışan iki işçi arkadaşım halat koptuğu için 3. kattan düşerek hayatını kaybetti. Arkadaşlarımızın kanı, inanın 3. kata fışkırdı. Bir baret 8 lira, bir emniyet kemeri 20 lira en fazla 100 lira. Bunu bize çok görüyorlar. Artık şantiyelerde doktor bulunmuyor. Kullandığımız tuvaletlerde bile ayrım var.” Işık sorunlara karşı inşaat işçilerini taleplerini haykırmak için Taksim’deki kutlamaya çağırdı.


NEREDEYSE DİŞLERİMİZİ SAYARAK İŞ VERECEKLER!

Ramazan Ergen (Vanlı- Gündelikçi): Her gün Tarihi Adile Sultan Çay Bahçesi’nin yanında bu direğin dibinde diziliriz. İçimizde 15-16 yaşında çocuklarda var. Araçlar yanaşır. Bize bakarlar parmakla bizi seçerler. Günlerce işe alınmadığımız oluyor. Psikolojimiz bozuluyor. İşe alınsak 100 liramızı almak için yüz kere gider geliriz. Hakaretlere uğrarız paramız gasbedilir. Bizi bu duruma getiren savaştır. Kürdistan’daki savaş yani. Evim yakıldı, yuvam dağıtıldı, bağım bahçem yok oldu. 1 Mayıs’a ben gitmezsem kim gidecek. Sendikada lazım, dernek de. Hakkımızı hangisi koruyorsa biz onun yanındayız.
Selahattin Kızıl (Hakkarili- Gündelikçi): İş beklerken gelip geçenler bize tiksinerek bakıyor. Çoğumuz hapishane hayatı gibi barakalarda yaşamaya mecbur ediliyoruz. İki ay yıkanmadığımız oluyor.
Hamit Atasöz (Diyarbakırlı- Gündelikçi): Sıva ve fayans döşeme ustasıyım. Götürü iş alıyordum. Artık alamıyorum. Çünkü inşaat patronları artık gündelikçiler ve ucuz çalışanlara veya taşeron şirketlere iş yaptırıyor. Gene 1 Mayıs yaklaşıyor. Ortada gerginlik var. Bunu yaratan Başbakan Erdoğan’dır.
Kutbettin Arslan (Ağrı/Eleşkirtli- Gündelikçi): Burası hayvan pazarı gibi. Bize hayvan muamelesi yapıyorlar. AKP hükümeti hırsız bir hükümettir. 1 Mayıs’ta hırsızlardan, kanla beslenenlerden hesap sormak için alanlarda olacağız.
Faysal Yılmaz (Iğdır- Gündelikçi): Burayı hayvan pazarına, bizi işe almak için gelenleri de celepçiye benzetiyorum. Bir tek hayvanların dişine bakarak alan celepçiler gibi dişlerimize bakmıyorlar. Polis bizi taciz ediyor. Kürtçe konuşuyoruz diye küfürlere maruz kalıyoruz.


TOKİ, ŞİRKET ZENGİN ETMEK İÇİN VAR

Ataşehir’e bağlı Kayışdağı’ndaki Emek Evlerde yapımı süren inşaatlarda çalışan işçilerle, Eşenşehir ve İçerenköy’deki TOKİ- Emlak Konut inşaatlarının yapımını üslenen taşeron firma işçileriyle  görüştük. İşçiler kendilerini köleleştiren asıl uygulamanın taşeron olduğunu söylüyor. Özel inşaat şirketleri işini taşeronlar aracılığı ile yaptırıyor. İşçiler TOKİ ve Emlak Konut eliyle AKP ile içli dışlı olan bu taşeron şirketlerin zengin edildiğini anlatıyor.
Tacettin Yıldırım (Erzurum/Aşkale): TOKİ’nin inşaatlarında çalışıyorum. Bağlı olduğum firma Ali Ağaoğlu’ya ait. Tabelaya baktığınızda; TOKİ, Emlak Konut, Ağaoğlu.. üçlü panoyu görürsünüz. Asgari ücretle çalışıyoruz. İnşatların bitmemiş odalarında ve konteynerlerde kalıyoruz. Tazminat yok. Çıkarılmamız an meselesi. Ben 1 Mayıs’a gitmeyeyim de kim gitsin!
Süleyman Filiz (Samsun): Emlak Konut inşaatlarında çalışıyorum. Ücretlerimiz iki üç ay verilmiyor. Mesailerimiz verilmiyor. Emekli olma şansımız yok. 1 Mayıs hür kutlansın.
Osman Pekan (Ordu): Devlet kendi eliyle Ali Ağaoğlu’ya olanak sunuyor. O da dalga geçer gibi çıkıp reklamını yapıyor. Ücretlerimizi bir iki ay geriden alıyoruz. Biz yapıyoruz milyar dolarları, avroları Ali Ağaoğlu alıyor. Bu hakkaniyet değil. 1 Mayıs kutlansın. Taksim’de de kutlansın, Kadıköy’de de kutlansın. Rize’de de, Diyarbakır’da da kutlansın. Hükümet engel çıkarmasın. Çıkarırsa, biri ölürse vebali onun olur.

ÖNCEKİ HABER

Karınca adımlarıyla...

SONRAKİ HABER

Taksim’de esnafa asıl zararı yasak veriyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa