27 Nisan 2014 18:14

3 ayda 276 işçi önlenebilir iş kazalarında yaşamını yitirdi

Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından, 2001 yılında Dünya Çalışma Güvenliği ve Sağlığı Günü ilan edilen 28 Nisan, dünyada 30'u aşkın ülkede resmi olarak "anma ve yas günü" olarak kabul ediliyor. Türkiye'de önlenebilir iş kazalarından ötürü yaşamını yitiren emekçilerin sayısı ise adeta katliamı andırıyor. İş cinayetlerinde Avrupa birincisi, Dünya'da ise üçüncü olan Türkiye'de, İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi verilerine göre 2014 yılı Ocak ayında 87, Şubat ayında 77, Mart ayında 112 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi.

3 ayda 276 işçi önlenebilir iş kazalarında yaşamını yitirdi
Paylaş

Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından, 2001 yılında Dünya Çalışma Güvenliği ve Sağlığı Günü ilan edilen 28 Nisan, dünyada 30'u aşkın ülkede resmi olarak "anma ve yas günü" olarak kabul ediliyor.

Türkiye'de önlenebilir iş kazalarından ötürü yaşamını yitiren emekçilerin sayısı ise adeta katliamı andırıyor. İş cinayetlerinde Avrupa birincisi, Dünya'da ise üçüncü olan Türkiye'de, İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi verilerine göre 2014 yılı Ocak ayında 87, Şubat ayında 77, Mart ayında 112 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi.

2013 yılında ise iş kazalarında yaşamını yitiren işçilerin sayısı en az bin 235. Yine Nisan ayı içerisinde şimdiye kadar önlenebilir iş kazalarından dolayı yaşamını yitiren işçi sayısı 72. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi üyesi Murat Çakır, artan iş cinayetleri ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi.

'İŞVEREN İÇİN İŞÇİLERİN ÖLMESİ DAHA UCUZ'

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 81 il ve ilçelerinde örgütlü olduğu halde iş cinayetleri ve iş kazalarına ilişkin resmi bilgileri sakladığını belirten Çakır, meclis olarak hazırladıkları raporlarda ortaya konulan rakamlara işaret etti. Yaşanan işçi ölümlerinin 3'te 1'ni inşaat sektöründe çalışan işçilerin oluşturduğunu dile getiren Çakır, inşaatlarda iş bitirme sürelerinin kısaltılarak yoğun bir iş sürecinin olduğuna dikkat çekti. Çakır, "Türkiye'yi işçi ölümleri üzerinden büyütüyorlar. Mecidiyeköy'de Torunlar Center inşaatında 19 yaşındaki bir arkadaşımız sepette bir hatadan dolaylı 15'inci kattan yere düşerek yaşamını yitirdi. Gazetelere ve televizyonda onlarca reklam verildi. Olayın üstü örtülmeye çalışıldı. 3. köprüde de gördük, çok basit iskele hatası yüzünden 3 işçinin ölümü var. Burada çok net yani bir maliyet unsuru var iş sahipleri için. İşçilerin ölmesi daha ucuz geliyor onlara. Şimdi önlemleri ve belli kriterleri dikkate aldığı zaman kar payından düşüyor. İşçiler üzerinden oluşan rekabetten dolayı da önlem almak yerine işçilerin ölmesi tercih ediliyor işveren tarafından" dedi.

'GEREKEN TEDBİRLER İŞVEREN İÇİN MALİYET UNSURU OLARAK GÖRÜLÜYOR'

İş kazalarını önlemek için alınması gereken tedbirlerin işveren tarafında maliyet unsuru olarak ele alındığını kaydeden Çakır, işverenlerin ise önlemler noktasında maliyetleri çok bulduğunu söyledi. En çok iş kazasının meydana geldiği inşaat sektöründe alınması gereken önlemlerin ise çok zor olmadığını kaydeden Çakır şöyle devam etti: "Çok basit önlemler alınabilir, iskeleler daha uygun yapılabilir. İkinci olarak, kemerler daha iyi yapılabilir. İş hızlı yapılmayabilir on günde yapılacak iş 3 günde 4 günde yapılsın bitirilsin isteniyor. En temel sorunlardan birisi bu."

'TARIM SEKTÖRÜNDEKİ ÖLÜMLERİN SEBEBİ UYGUN OLMAYAN TAŞIMACILIK'

İş cinayetlerinin sıkça yaşandığı diğer bir sektör olan tarım sektöründeki iş cinayetlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çakır, tarım sektöründe yaşanan iş cinayetlerinin uygun olmayan taşımacılık yöntemleri nedeniyle yaşandığını söyledi.

Tarım işçi sorunun acilen çözülmesi gerektiğini kaydeden Çakır, "Devletin mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım sorunlarını çözmesi gerekiyor. Yine, mevsimlik tarım işçileri kaldıkları çadırlarda zirai ilaçlardan dolayı zehirleniyor. Uygun barınma koşullarının yapılması gerekiyor. Bunun acilen yapılması gerekiyor devletin belli yönetmenlikleri var ama bunlar uygulanmıyor" diye belirtti.

'SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ TÜM ÇALIŞANLARI KAPSAYICI BİR HALE GETİRİLMELİ'

Çakır, çıkartılan yasalarla her geçen gün kısıtlanan sosyal güvenlik sisteminin tüm çalışanları kapsayıcı bir hale getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, iş cinayetlerinin son bulması için atılması gereken adımları sıraladı. İşyeri içinde veya dışında çalışırken, işe gelip giderken, barınırken, beslenirken, yani iş süreçlerinin bütününde yaşanan işçi ölümlerinin iş cinayeti olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Çakır, meslek hastalıklarının gizlenmesinden vazgeçilmesi ve bu noktada sağlık örgütlerinin yürütücülüğünde tespit eden bir yaklaşımın hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

İşçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için ulaşım, barınma ve beslenme sorunlarının da çözülmesi gerektiğine dikkat çeken Çakır şöyle devam etti: "İş cinayetlerinin sorumluları devlet ve sermayedir. Yaşanan her işçi ölümünde adalet sağlanmalı ve sorumlular en ağır biçimde cezalandırılmalıdır." Trafik, servis kazalarının da bir iş cinayeti olarak algılanması gerektiğini ifade eden Çakır, işsizlik sorunun işveren tarafından işçi sağlığı talebi nedeniyle tehdit unsuru olarak kullanıldığını belirtti. Çakır, "Çocuk işçiler, emekli ve emeklilik çağındaki işçiler, kadın, göçmen ve Kürt işçiler, örgütsüz, sendikasız, sosyal haklardan en yoksun kısaca işçi sınıfının en zayıf kesimleridir. Bu işçi kesimlerinin devletten ve sermayeden bağımsız bir emek hareketinin işçi sağlığı politikası oluşturma mücadelesine kazanılmasının zorunlu koşulu ise güçlendirilmeleridir. Bu da ancak emek hareketinin merkezi ve bu kesimlerin özelliklerini dikkate alan politikalar geliştirmesiyle mümkündür. İşsizlik işçi sağlığı talebini savunmanın önüne bir sopa olarak çıkarılırken, ölüm ve hastalık riskiyle ve yine başta taşeronlaştırma olmak üzere güvencesiz koşullarda çalışmamız beklenemez." Çakır, yaklaşan 1 Mayıs öncesi iş cinayetlerine karşı herkesi 1 Mayıs'a katılmaya çağırdı. (İstanbul/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Mısır’daki idamlar protesto edildi

SONRAKİ HABER

1 Mayıs kutlamalarında katledilenler anılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...