Bu kez çocuklarının tahliyesini bekliyorlar
Parasız eğitim talebinde bulundukları için tutuklanan Gençlik Federasyonu Üyeleri Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz’ın 15 aydır süren tutukluluk halleri devam ediyor. Tüzer ve Yılmaz’ın 22 Haziranda görülecek olan duruşmalarında serbest bırakılması için Beşiktaş Adliyesi önünde aileleri ve arkadaşları bir hafta
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın son duruşmasında savcı tarafından verilen mütalaada bile Ağır Ceza Mahkemelerinde alışılmamış bir şekilde; yaptıkları protesto, “Anayasanın 25, 26, 33 ve 34. maddeleri gereğince düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü içinde” olduğu belirtilse de, mahkeme heyeti, Tüzer ve Yılmaz’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
“Çocuklarımızın tutukluluğunu Başbakan Erdoğan istiyor” diyen Tüzer’in Annesi Hayat Tüzer, 22 Haziranda görülecek duruşma sonrasında oğlu Ferhat ve arkadaşı Berna’nın mutlaka serbest bırakılıp, artık bu hukuksuzluğa son verilmesini istiyor.
Beşiktaş Adliyesi önünde Tüzel ve Yılmaz’ın arkadaşlarının başlattıkları oturma eylemine katılan Tüzer, Türkiye’de hükümete eleştiri yapan ve muhalif olan tüm kesimlerin yargılanma ve cezaevi ile karşı karşıya olduğunu kaydetti. Anne Tüzer, “Artık öyle bir hale gelmiş ki ‘Padişahım çok yaşa’ demeyeni cezaevine gönderiyorlar “ dedi. Tüzer ve Yılmaz’ın Anayasal bir hak çerçevesinde taleplerini dile getirdiklerini bunu öğrencilerin görüşen son duruşmasında savcı tarafından dahi bu şekilde değerlendirildiğini ifade eden Anne Tüzer, öğrencilerin tutukluluk hallerinin devamındaki en temel sebebin ise bu protestoyu Başbakan Erdoğan önünde gerçekleştirmiş olmaları olduğunu söyledi. Tüzer, “Bu pankart defalarca açıldı. Şu an ben bu pankartın önünde durup konuşuyorum. Bu Anayasal bir hak. Eğer suçsa beni de tutuklamalılar. Ama suç değil. Çocuklarımızın tutukluluk halleri keyfidir” diye konuştu.
Adliye önünde adalet nöbetinde bulunan Tüzer ve Yılmaz’ın arkadaşlarından Derya Güneş ise Türkiye’de genel olarak savcıların kararlarının siyasi olduğunu ama Tüzer ve Yılmaz’ın son duruşmasında savcının dahi arkadaşlarının yaptığı protestoyu anayasal bir hak olarak değerlendirdiğine dikkat çekti. (İstanbul/DİHA)