27 Nisan 2014 09:29

1 Mayıs 1915

Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında, “Ameleye müteallik şeyler”e yeterince “nazar edilmediğini” söyleyerek grev ve sendikayı savunan Kozan milletvekili Harpadsum Muradyan, 16 Haziran 1915’te İstanbul’da idam edilen 8 sosyalist Ermeni’den biriydi. Kozan'da bir sosyalisti İstanbul’a mebus tayin edecek bir Ermeni emekçi-köylü sınıfı vardı.

1 Mayıs 1915
Paylaş

Hakkı ÖZDAL

23 Nisan günü Erdoğan, Pandora’nın kutusunu aralayıp, 1915 günahlarını masaya sürdüğünde, tek amacı, bir süredir üstünü kalın kalemlerle çizmekte olan Batı dünyasına kur yapmak değildi. İçeride kendisine muhalif politik güçleri, ‘Ermeni meselesi’ gibi son derece bıçak sırtı bir konuda parçalamayı ve birbiriyle husumetli hale getirmeyi de uman, bunu fayda hanesine yazmaya hevesli bir sunum da vardı.
Hayatın gerçekleri, ilk şok etkisini atlatmayı kolaylaştıracak kürler uyguladı: başbakanlığın açıklamasıyla neredeyse eş zamanlı olarak, İstanbul Valisi’nin katıldığı ‘çocuk bayramı kutlamaları’nda, bundan 41 gün önce vefat etmiş bir başka çocuğun anısını bağıran çocuklar, yaka paça, karga tulumba gözaltına alındı, darp edildi. Devletin, ‘buralarda kimsesiz’ kalmış kurbanlar hakkında, ağzında bir çakıl taşı yuvarlamasının ne denli inandırıcı olduğu, bu eşzamanlı ‘çocuk bayramı’ndan belliydi.
Ama işte, 2015’ten 1 yıl önce, soykırım tartışmaları, Türkiye’nin de gündemine girmiş bulundu. ‘Abdülhamit’ten sonra, Menderes’ten önce’ yaşanmış bir ‘günah’..  Alttan alta ve açık açık, bunun müsebbipleri bugün her türlü darbeci vesayet odaklarıyla kol kola... Ak Parti’nin kumanda ettiği yeni Türkiye ile kavgalı... İttihat ve terakki ve cehape... Taksim’de topçu kışlasını yıkan.. gibi bir iç siyaset bombardımanı sürdürmeye müsait bir zeminde... Bu yolla mümkün olduğunca faydalanıldıktan sonra yine bir ‘sürpriz’ anında vazgeçilecek bir ‘hesaplaşma’.. Sol sosyalist grupların birçoğunun bile, bırakın meseleye ilişkin gerçek bir hazırlığa sahip olmayı, bir söylem arşivine dahi sahip olmadığı koşullarda...
Türkiye bu zor sınava biraz hazırlıksız yakalanmış gibi görünüyor. Ama toplumların ‘sıçrama’ zamanları, özyaşam öykülerinin tabularını da aşabildikleri zamanlar oluyor. Kürt halkı ve toplumunun varlığını inkar noktasından uzaklaşmak, Anadolu’nun, Van, Bitlis, Ahlat, Maden, Eğin, Muş ve bütün bir ‘yüksek plato’nun hala çok uzak sayılamayacak geçmişini kabullenmek için temel şarttı. Bu, iç siyasi ajandada aradığı bütün faydalara karşın, teşvik edilmeli. Devlet söylediklerinden mesuldur.
Ama toplumun bu konuyu barışçıl bir zeminde algılayabilmesi çok önemli. HEP’ten BDP’ye uzanan hatta Kürt siyaseti, kendi toplumunu bu konuda oldukça ileri bir noktaya zaten getirmişti. Geçtiğimiz ekim ayında KCK yöneticisi Bese Hozat’ın Anadolu’daki Ermeni varlığına ilişkin bazı ifadelerine en yaygın homurdanmanın yine Kürt siyasetinin içinden gelmesi bunu açıkça göstermişti. Oysa ülkenin orta ve batısında, bu konuda genel geçer bazı facebook sloganlarından öte yaygın bir donanım yok. “Ermeni” deyince refleks olarak “Hocalı” diyen yüzbinler karşısında endişelenmemek mümkün değil. Fakat Türkiye toplumu, dinamik bir siyaset dönemi geçirirken evrilmeye müsait. Artık buralarda neredeyse kimsesi kalmamış geçmiş kurbanların anısı, bugünkü mağdurların, devlet şiddetinin güncel gadri altındakilerin ortak eylemiyle anlaşılır hale gelecektir esasen.
Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında, “Ameleye müteallik şeyler”e yeterince “nazar edilmediğini” söyleyerek grev ve sendikayı savunan Kozan milletvekili Harpadsum Muradyan, 16 Haziran 1915’te İstanbul’da idam edilen 8 sosyalist Ermeni’den biriydi. Kozan’da bir sosyalisti İstanbul’a mebus tayin edecek bir Ermeni emekçi-köylü sınıfı vardı.
1 Mayıs, Türkiye’nin bütün bu karmaşık iç çatırtısının üstüne geliyor. 70’li yılların ikinci yarısında Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ne kilidi sokakta vuran emekçiler, çalışanlar, ülkenin emek ve demokrasi güçleri, 2014 geçidindeki hayati bir rampaya tırmanıyor. 1 Mayıs 2014, toplumsal barışı, demokrasiyi, geçmişle yüzleşmeyi, yurttaşların daha iyi yaşamını savunanların, devletin (tehditlerle şimdiden başlamış olan) şiddetine karşı direncini de sınayacak bir bakıma..

ÖNCEKİ HABER

Sokak 1 Mayıs\'ta Taksim’e nasıl bakıyor?

SONRAKİ HABER

Mülteci proleterin 1 Mayıs’ı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...