15 Nisan 2014 06:00

Almanya da Ermenileri tehdit olarak gördü

Modern Alman tarihi üzerine araştırmalar yapan Tarih Profesörü Eric D. Weitz, geçtiğimiz gün sona eren Tarih Vakfı ve Orient-Institut İstanbul’un düzenlediği 'Osmanlı Cephesinde Yeni Bir Şey Var: Cihan Harbi’ne (1914-1918) Yeniden Bakmak' isimli konferansın konuğu olarak Türkiye’deydi.

Almanya da Ermenileri tehdit olarak gördü
Paylaş

Arif KOŞAR
İstanbul


Modern Alman tarihi üzerine araştırmalar yapan Tarih Profesörü Eric D. Weitz, geçtiğimiz gün sona eren Tarih Vakfı ve Orient-Institut İstanbul’un düzenlediği “Osmanlı Cephesinde Yeni Bir Şey Var: Cihan Harbi’ne (1914-1918) Yeniden Bakmak” isimli konferansın konuğu olarak Türkiye’deydi...
Ermeni Soykırımı’nın yıl dönümü kabul edilen 24 Nisan’a yaklaşırken, Eric D. Weitz, Almanya’nın katliam karşısındaki tutumunu irdeliyor: “Almanya istikrar adına sessiz kaldı, destekledi.”

HEM KEYİFLİ HEM HEYECANLI
Konferans Weitz’in ilk İstanbul ziyaretine vesile olmuş. Hem keyifli hem heyecanlı… “Tarihi yönü güçlü, renkli, biraz da karmaşık bir şehir” diyor Weitz. “Tam bana göre!” Ve bir izlenimiyle başlıyor. Alman sefaretinin binası onu oldukça şaşırtmış. Almanya’nın Güneybatı Afrika’daki eski sömürgelerine de gitmiş. “Neredeyse her köyde bir kilise vardır. Ama böyle bir bina oralarda yok. Sadece bu bile Alman emperyalizminin Osmanlı’ya o zamanki 5 koloniden çok daha fazla önem verdiğini gösteriyor.”
19. yüzyıl başında Almanya’nın emperyal yarışta, koloni ve sömürgelerine yatırım yapabileceği bir istikrar ortamı sağlama arayışında olduğu, Weitz’in temel tezi. Şöyle ifade ediyor: “Almanya Afrika’da ola ola sömürgeci faaliyetlerini yürüttü. 20. yüzyılın ilk soykırımını Doğu Afrika’da gerçekleştirdi. Yüzde 60 oranında Nama, yüzde 80 oranında Herero nüfusunu katlettiler. Osmanlı’daki amaçları Alman usulü otoriter bir anayasa getirmekti. Ve istikrar. İstikrar da Almanlarla hareket etmeliydi. Çeşitli unsurlar onlar için istikrarı bozucu etkenlerdi. Ve bu kargaşa İngiliz, Rus vb. emperyalist rakiplere müdahale olanağı sağlıyordu. Dolayısıyla Ermeni nüfus Hıristiyan olmasına rağmen Alman eliti için tehditti. Almanya dış işleri bakanlığına gönderilen raporlarda; ‘Makedonların Müslümanların camilerini yakıp yıktığı’ yönünde bilgiler veriliyordu. Yahudileri esas hedef görüyorlardı. Dünya savaşından önce de etnik bir haritasını çıkarmışlardı Osmanlı’nın.” Bu izleği takip eden Eric Alman düşüncesi ile Jön Türk düşüncesi arasında önemli bir paralellik olduğunu ifade ediyor…

İSTİKRAR İÇİN
Weitz, “Sürgün kararı elbette Jön Türkler tarafından alındı” diyor... Ama bir eklemeyle: “Almanlar da böyle düşünüyordu.” Weitz’in Alman raporlarından çıkardığı önemli bir sonuçsa şöyle: “Almanya’nın stratejisidir: Yok etme savaşı. Askeri düşünce de bu eğilim hakimdi. Total zafer. Jön Türk hükümeti başarılı bir askeri hareket yapacak ve istikrar sağlanacaksa bu Almanlara da uyuyordu. Hukuk devleti ama otoriter bir hukuk devleti. Bütün bu zihni haritalar savaştan önce hazırlanmıştı. Ermenileri sürdükten sonra, Jön Türklerle ne şekilde yola devam edecekti Almanlar? Jön Türkler de bir tür biat tutumu içindeydi Almanlara karşı.”

KENDİSİ İÇİN BİR ŞEY İSTİYORSA NAMERTTİ (!)
ERMENİ Soykırımı karşısındaki sessizliğini, Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı ve sırasındaki Osmanlı’ya yaklaşımı içerisine koyan Weitz; bu tutumun temel yönlerini şöyle özetliyor: “1- Osmanlı ile ittifak devam etmelidir. Bundaki propaganda ise şöyledir: Almanlar kendileri için bir şey istemiyor. Osmanlı’nın gelişmesi, ilerlemesi için Osmanlı’ya yardımcı olmak için ittifak halindeler. 2- Jön Türkler milli bir ekonomi oluşturmak istiyordu. Bu da Almanların işine geliyordu. ‘Buyursunlar oluştursunlar.’ Ama iki konu vardı. Kapitülasyonlar ve savaş borçları. 3- Ermenilerin katledilmesi konusunda sessizlik olmuştur. Alman sefiri bunu eleştirmiştir. Ama ‘Ne yapsın Jön Türkler, bu unsurlar vatana ihanet suçu işlemiş, jön Türkler mecbur kalmıştır’ gibi bir yaklaşım esas olmuştur. 4- Otoriter bir lider arıyordu. Talat Paşa buna en uygun adaydı. ‘İyi bir devlet adamı’ydı Almanlara göre... 5- Ahde vefa olmalı, yolsuzluk olmamalı vb. bir anlayış istiyordu Almanlar. Orduda reform yapılmalıydı. Her şey yolundaydı Almanlara göre. Birinci Dünya Savaşı için Almanya’nın tasarısı böyle bir ülkeydi. Almanlar; Kurtuluş Savaşı sonrası da Türklere hayranlık duyuyor, Lozan’ı örnek alıyorlardı.”

ÖNCEKİ HABER

Her kıyamet sonrasında bir hayat, her dip bir çıkış…

SONRAKİ HABER

Özelleştirmeye karşı dayanışma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...