14 Nisan 2014 22:59

Atletizmin çaresi ‘çılgın proje’ler mi?

Hafta sonu atletizm severlerin gözleri Londra’daydı. Londra Maratonu, Wilson Kipsang’dan, Emmanuel Mutai’ye, Mo Farah’tan, Priscah Jeptoo’ya ve Tirunesh Dibaba’ya önemli uzun mesafe koşucularını bir araya getirirken maratonu yaklaşık 650 bin kişi takip etti. Son dönemde maraton yarışlarının popülaritesine karşı saha ve pist yarışlarındaki kaygı verici duruma işaret eden Haile Gebrselassie’nin sözleri ise en az Maraton kadar konuşulacağa benziyor.
Londra Maratonu, erkeklerde dünya rekortmeni Wilson Kipsang, Londra parkur rekorunun sahibi Emmanuel Mutai, eski şampiyonlardan Geoffrey Mutai, olimpiyat ve 2013 dünya şampiyonu Stephen Kiprotich başta olmak üzere önemli atletleri bir araya getirdi. Ada basını başta olmak üzere medyanın gözleriyse 5 bin ve 10 bin metrede dünya ve olimpiyat şampiyonu Mo Farah’nın üzerindeydi.
Yarış beklendiği gibi dünya rekoru temposunda başlasa da  Etiyopyalı efsane Haile Gebrselassie’nin de aralarında olduğu tavşan atletlerin yarışı erken bırakmasıyla rekor beklentisi suya düştü.
Özellikle ikinci yarıdaki performansıyla birinciliğe uzanan, Kenyalı Wilson Kipsang 2:04:29’luk derecesiyle yarışı kazandı. Berlin Maratonu’nda 2:03:23’le dünya rekoru kıran Kipsang, tavşanların yarışı erken bırakmasının kendisini zorladığını ifade etti: “Kendi başıma gitmek zorundaydım. 31’inci kilometrede tempoyu artırmak için bastırdım ve kendimi güçlü hissettim. Finiş çizgisine kadar bu kopuşu devam ettirdim.”
Yarışı televizyon başında yorumlayan ve atletizmdunyasi.com’a değerlendiren Şevket Furkan Erbay, Kipsang ile birlikte son bölüme kadar güçlü bir koşu sergileyen Stanley Biwott’un, 30’uncu kilometreden sonra sekizli ön grupta yarışı kazanan rekortmenle birlikte Westminster’a kadar geldiğini,  40 kilometreden sonra St.James’s Park’a gelindiğinde Kipsang’ın öne geçtiğini aktardı. Kipsang, son 200 metrede attığı sprintle, yarışı yarışı kilometre başına 2 dakika 58 saniyelik tempoyla noktaladı. Kenyalı atlet, Dubai’de 24 Ocak’ta 2:04:32 yapan Tsegaye Mekonen’e ait yılın en iyi koşusunu da üç saniye ile geride bıraktı.
Kariyerinin 10’uncu maratonunda yedinci kez kazanan Wilson Kipsang’ı takip eden Stanley Biwott, 2:04:55’lik derecesiyle tarihte 2:05’in altında maraton bitiren 29’uncu atlet oldu. Yarışın üçüncülüğünü ise 18’inci maratonunu tamamlayan geçen yılın galibi Etiyopyalı Tsegay Kebede elde etti. Kebede, 2:06:30 ile bu yarışlarda dördüncü podyumuna ulaşmış oldu.
Londra’da basının gözdesi Somali asıllı Britanyalı atlet Mo Farah idi. Farah, ilk maratonu için hiç de fena değildi. 2:08:21 ile sekizincilikte kalan Farah, yarış sonrası kendi performansını eleştirdi ve “Bir dahaki sefere böyle olmayacak” dedi.

KİPLAGAT’LAR ZİRVEDE
Kadınlarda ise kazanan Kenyalı dünya şampiyonu maratoncu Edna Kiplagat oldu. Yarışın ikincisi de Florence Kiplagat’tı.
Olimpiyat şampiyonu Tiki Gelana’nın henüz 10’uncu kilometrede ön grubun gerisine düştüğü yarışta yarı maraton 69:17 ile geride kalırken, önde giden üçlü arasında iki Kiplagat ile birlikte ünlü olimpiyat şampiyonu Tirunesh Dibaba vardı. Kariyerinin ilk 42.2’sini koşan Dibaba, 30 kilometreye kadar takibi sürdürdü. Ancak su takviye noktasında elindeki suyu düşürüp oyalandığı için 10 saniyeye yakın kaybeden ve hızı kesilen Dibaba, iki Kenyalının birbirlerini forse ederek arayı açmasına karşı koyamadı. Bir ara 100 metrenin üzerine çıkan farkı son bölümde daraltan Tirunesh, 2:20:35 ile yarışı üçüncülükte bitirdi.

600 METREDE FARAH, BOLT’A KARŞI!
Londra Maratonu dev kadrosu, yüksek katılımı ve popülaritesiyle dikkat çekerken yarışın tavşan atletlerinden biri olan efsane uzun mesafe koşucusu Haile Gebrselassie, saha ve pist yarışlarının yeni bir açılıma gitmesi gerektiğini söyledi. Kent maratonlarının ilgi çektiğini buna karşılık saha ve pist yarışlarında düşüş gözlendiğini söyleyen Etiyopyalı eski şampiyon, “21. yüzyıldayız. İnsanlara sevdikleri şeyleri vermeliyiz. Birçok stadyum Usain Bolt sayesinde doluyor. Ya Bolt olmazsa? Seyirci ve sponsor çekecek yeni fikirlere ihtiyacımız var. Çılgın fikirlere, yeni bir taktiğe” dedi. Gebrselassie, aklındaki “yeni taktiğe” ilişkin de bir ipucu verdi: “600 metrede Farah, Bolt’a karşı? Ben bunu kesinlikle izlemek isterdim.” Gebrselassie’ninkine benzer öneriler spor tarihinde bugüne kadar çok yapıldı. Teniste Billie Jean’le Bobby Riggs’in “Cinsiyetler Savaşı”, sprintte Michael Johnson’la Donoval Bailey’nin 150 metre yarışı... Bu tip organizasyonların ilgi çektiği ve çekeceği kesin ancak bu tip sansasyonel yarışların ömrünün ve etkisinin de ancak birkaç gün olacağını ve sadece “yıldız atletler” ile sponsorları mutlu edeceğini atlamamak gerekiyor. (SPOR SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et