12 Nisan 2014 06:00

Birinci savaş, Nazi Auschwitz’ini hazırladı

Dünyanın en önemli savaş tarihçilerinden biri olarak kabul edilen Amerikalı Tarihçi Prof. Dr. Jay Winter; Tarih Vakfı ve Orient-Institut İstanbul’un 9–12 Nisan 2014 tarihleri arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediği “Osmanlı Cephesinde Yeni Bir Şey Var: Cihan Harbi’ne (1914-1918) Yeniden Bakmak” konulu konferansın konuğu..

Birinci savaş, Nazi Auschwitz’ini hazırladı
Paylaş

Arif KOŞAR
İstanbul


“Savaşta Alman ve Fransız hendekleri aynıydı” diyor Winter… “O hendekteki askerlerin korkuları da… Ölümler de…”

Dünyanın en önemli savaş tarihçilerinden biri olarak kabul edilen Amerikalı Tarihçi Prof. Dr. Jay Winter; Tarih Vakfı ve Orient-Institut İstanbul’un 9–12 Nisan 2014 tarihleri arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediği “Osmanlı Cephesinde Yeni Bir Şey Var: Cihan Harbi’ne (1914-1918) Yeniden Bakmak” konulu konferansın konuğu... Konferans, 1914 yılında başlayan ve 1918 yılında resmen son bulan Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yılı vesilesiyle yapılıyor. Ekonomik ve sosyal temellerinden, askerlerin korkularına, köylülerin taleplerinden kaçaklara, savaş propagandasından göç, sürgün, katliam ve soykırımlara kadar savaşın birçok yönünün ele alındığı konferansın bugün son günü... Kaçırdıysanız son bir çabayla mutlaka izleyin.

Prof. Winter’ın popülaritesinin nedenlerinden biri, en iyi televizyon belgesi dahil birçok ödül toplamayı başarmış Birinci Dünya Savaşını anlatan “Büyük savaş ve 20. yüzyılın şekillenmesi” belgeselinin baş tarihçisi olması. Sunum yaptığı oturum tıklım tıklım dolu…

ŞEHİT DEĞİLLER

“Büyük insanlık” çok savaşlar gördü… Vatan, millet, din… Hep bir gerekçe vardı… Birinci Dünya Savaşı da dahil...  Ancak Prof. Winter, bu savaş sonrasında kullanılan “şehitlik” kavramına karşı çıkıyor. Türkiye’de de etkili bir kavram olduğunun farkında. Yerine “kurban” kavramını öneriyor. Çünkü dünyanın dört bir yanından haritada bile yerini bilmediği ülkelere gidip savaşan askerlerin bir ‘vatan’ savaşı yaptığını söylemek makul değil. Winter buna ilişkin bir anısını da anlatıyor: “Birinci Dünya Savaşına ilişkin hazırladığımız belgeselin dördüncü bölümünün başlığı ‘katliam’dı. Kanal yöneticisi bunun yerine ‘fedakarlık’ denebileceğini belirtip başlığın mümkünse değiştirilmesini istedi. Reddettim. Tarihçiler böyle dayatmaları kabul etmemelidir. Gerekirse istifa etmeli, çarpıtmalara ortak olmamalılar. Çünkü o günleri yaşayanlar, anılar ve ortaya çıkan tablo; açık bir katliamı gösteriyor.”

BİR KAN BANYOSUYDU

“Birinci Dünya Savaşı bir kan banyosuydu” diyor Winter… “1930’larda ilk kuşak tarihçiler savaşı diplomatların ve askeri liderliklerin gözünden anlattı. İkinci kuşak tarihçiler 1964’te ortaya çıktı. 26 saatlik bir BBC dizisi hazırladılar. Senaryosu, 3 muhafazakar tarihçi tarafından yazıldı. Ama bu muhafazakar yorum etkili olmadı. Kimse dinlemedi onların yorumlarını. Çünkü savaşın görüntüleri ve vahşeti insanlara gerçeği anlamaları için yetti.”

Winter, savaşın ‘ulusal’ sınırlılıklarla ele alınmasına da karşı çıkıyor. Bunu “şehitlik” kavramına bakışıyla ifade etmişti. Ulusal açıdan bakınca, ölenler kurban değil; sanki bilinçli bir biçimde, kendi istekleriyle ölen ve buna büyük bir kutsiyet atfeden askerler oluyor. Oysa ‘hendek’lerdeki gerçeklik bu değil… Winter bu nedenle savaşa ‘ulusal’lığı aşan bir çerçeveden; çeşitlilikleri gözeterek bakmak gerektiğini düşünüyor: “Bazı konular her zaman ulus ötesi olmuştur. Mesela Yahudi tarihi. İktisat tarihi de öyledir. Roma Katolik Kilisesi tarihini ve İslam tarihini de ulusal sınırlar içine sıkıştıramazsınız. Ama dünyada ve tabi ki Avrupa’da hala ortak bir savaş hafızası yok. Ulusal bakışlar sürüyor. Yine de bir hafıza patlaması yaşandığını söylemek mümkün.”

Winter kendi deyişiyle ‘radikal’ bir iddia da ortaya atıyor: “Birinci Dünya Savaşındaki kamplar olmasaydı, İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi toplama kampı Auschwitz olmazdı, bunu yapmak kimsenin aklına bile gelmezdi.”


İSA’NIN YATAY HALİ

Bakış açısına dair böyle bir patlamayı kendisinin de, bir resim sergisinde yaşadığını söylüyor Winter. İsa’nın çarmıha gerildiği o karenin temsilleri herkesin aklındadır. Winter, İsa’nın ölümünün ‘dik’ temsilinin Avrupa zihninde yer ettiğini hatırlatırken İsa’nın yatay bir temsilini gördüğündeki halini şöyle anlatıyor: “Öğeleri yatay vaziyette görmek. Dikey değerlendirmelerin yanında yatay ilişkileri de görmek… Benim için önemliydi. Mesela Polonyalılar, Osmanlı ordusunda bile savaştılar. Bu dünya ölçeğindeki bir savaştı. Alman-İngiliz ya da Alman-Fransız savaşı gibi anlaşılıyor. Böyle sınırlandırmak doğru değil.”


HİTLER: ERMENİLERİ KİM HATIRLIYOR?

“Savaşta 10 milyon insan öldü… Ama mesela Ruslar, kamplarda ölen askerleri dikkate almadılar. Ermeni soykırımı gibi sivil katliamlar da vardı.” diyor Prof. Winter. Ermeni soykırımı deyince bir parantez de açıyor: “Türkiye’de Ermeni soykırımı konusunda önemli bir değişim olduğunu görüyorum. Daha rahat konuşuluyor ve tartışılıyor. Bu katliama Almanlar da hatta Hitler de dikkat çekmişti. Hitler’in Yahudilere yönelik soykırım girişimleri sırasında ‘Ermenileri kim hatırlıyor’ sözünü söylediği ifade ediliyor. Bu söz, 6 tanık tarafından ayrı ayrı kaynaklarda doğrulanıyor. Bu nedenle Hitler’in bunu söylediğini düşünmek için önemli gerekçelerimiz var.”

ÖNCEKİ HABER

Fındık üreticilerinin geleceği karardı

SONRAKİ HABER

Erken sevinmeyin!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...