Ya devlet başa mı ya kuzgun leşe mi?

Bülent FALAKAOĞLU
İstanbul

Sonunda büyük bir varlığa veya mevkiye kavuşturabilecek ya da tam tersine insanı mahvedecek, batıracak bir işe girişirken söylenir: Ya devlet başa ya kuzgun leşe! Bu sözü akıllalara getiren, AKP’nin servet dağıtımındaki iyice açığa çıkan hoyratlığı.  

İktisatçı Korkut Boratav, kentsel rantların dağatımında, kamu mülklerinin el değiştirmesinde AKP’nin kantarın topuzunu iyice kaçırdığının 17 aralık sonrası ortaya saçılan bilgilerle teyit edildiğini vurgululadı.

Boratav, açığa çıkan onca bilgiye rağmen iktidarı sonsuz koruma refleksiyle hareket edilmesi halinde demokrasiden bahsedilemeyeceğini belirtti. “Dilerim ‘ya devlet başa...’ diye başlayan sözün sonraki durumuna gelmemişizdir” temmennisinde bulundu. 38. İktisatçılar Haftası’nın “Türkiye’de büyüme, bölüşüm ve demok-rasi” başlıklı oturumunun çerçevesini çizen konuşmasında...   

PANSUMAN BAŞARISI

Boratav Hoca, neoliberal politikaları sadakatle hayata geçirdiğini söylediği AKP iktidarı döneminde bölüşüm ilişkilerinin seyrine ilişkin bilgi verdi.
Sınıfsal bölüşüm açısından bakıldığında emek sermaye ilişkilerinde emek aleyhine, sermaye lehine bir bölüşümün önünün açıldığını söyleyen Boratav, bu süreçte emekçilerin yaralarının sosyal yardımlarla pansuman edildiğini belirtti: Bakım, eğitim, yakacak, yiyecek vs. yadımları arttı. AKP öncesi milli gelire oranı yüzde 1.7 olan sosyal yardımların orana AKP iktidarında yüzde 2.1’e çıktı. Milyonlarca aile yardımlarla nefes aldı. AKP sağlıkta önce halkçı bir yol izleyip sonra sağlıkta piyasalaşmanın önünü açtı. Halkın reel gelirlerinden fazla harcama yapmasında sosyal yansımanın etkisi oldu.”

DENGEYİ BOZDU!

Bölüşüm meselesinin sermaye içi ilişkileri de kapsadığını belirten Boratav AKP’nin burada denge tutturmayı başaramadığını söyledi.

Oysa 2001 yılında yaşanan ekonomik krizden çıkma stratejisinin mimarı olan Kemal Derviş 15 günde 15 yasa çıkart-tırırken iki şeyi dikkate almıştı. Bir; emek sermaye ilişkileri sermaye lehine dönüştürülecek. İki; sermaye içi bölüşümde denge sağlanacak.

Boratav, birincisini başarıyla gerçekleştiren ve yöneten AKP’nin ikinci unsuru yani sermaye içi bölüşümü dengede tutma işini sistematik şekilde ihlal ettiğini vurguluyor.
Boratav’ın sunumunun ardından konuyu derinleştiren bilim insanları, ülke bağımlılığının artmasından hane halkı borçlarının artmasına, bölüşümdeki adeletsizlik meselesinin giderek dünyanın gündemini oluşturmasına kadar pek konuya dikkat çektiler.

YARIM DEMOKRASİ KÜÇÜK EKONOMİ

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti (İFMC) tarafından bu yıl 38’incisi düzenlenen ‘İktisatçılar Haftası’ başladı. İktisatçılar Haftası’nın bu yılki ana konu başlığı “Büyüme, Bölüşüm ve Demokrasi” oldu.

İFMC Başkanı Vahap Adıyaman, yoğun bir seçim takviminin ortasında gerçekleşen haftanın, Türkiye’nin geleceğinin tartışılması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Ünlü iktisatçılar, özgürlükleri kısıtlayan baskıcı uygulamaların ekonomiyi olumsuz etkileyeceği görüşünde. Prof. Dr. Esfender Korkmaz, “Bir ülkede demokrasi problemli ise o ülkeye yabancı yatırımcı gelmez. Bu da ekonomik yavaşlamayı beraberinde getirir.” uyarısı yaptı.

İktisatçılar Haftası’nda geleneksel olarak her günün çalışmaları, camiaya emek vermiş bir kişiye armağan ediliyor. 38. İktisatçılar Haftası’nın 8 Nisan ta-rihli ilk günü de Prof. Dr. Esfender Korkmaz’a armağan edildi. Korkmaz’a bir plaket sunuldu.

BOLLUK DÖNEMİ BİTTİ

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyetinin 38. İktisatçılar Haftası kapsamında organize ettiği “Türkiye’de Büyüme, Bölüşüm ve Demokrasi” konulu toplantıya katıldı.

Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada küresel ekonominin çok hızlı değiştiğini belirterek, “Küresel ticaretteki yeni yapılanmaya dikkat etmeliyiz” dedi.

Küresel  kriz öncesi ve sonrasında bol likidite döneminin artık sona erdiğini dile getirdi. Hisarcıklıoğlu “FED’in aldığı bir dizi bir kararla eskisi gibi kolay ve rahat borçlanma dönemi sona erdi” diye konuştu. Bu yeni dönemde hem şirketlerin hem vatandaşların daha dikkatli olması gerektiğine dikkat çeketi.