09 Nisan 2014 16:49

Alınteriyle yoğrulmuş genç bir yaşam

Tuvaleti dışarda, suları akmayan, rutubetli bir evde başladığı yolculuğunda şimdi kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın o. 30 yıllık genç ömründe hep çalışmak zorunda kalmış ama azim ve kararlılığın neler başarabileceğinin göstergesi Soldem

 Alınteriyle yoğrulmuş genç bir yaşam
Paylaş

Ebru BÜLBÜL

Ne diyordu şair? “Yaşamak direnmektir...”
Bu, özgürlüğünü ve yaşamını kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya kazanan güçlü bir kadının hikayesi. Hayatında yaşadığı olumsuzluklara rağmen yenilgiyi kabul etmeyen, kendisini herkese ispatlayan bir kadının hayatından kısacık bir kesit...
Aslında, onun hikayesi de bizlere çok yabancı değil. Emekçi bir ailenin iki çocuğundan biri. Çocukluğu İstanbul’un gecekondu mahallelerinden birinde geçmiş. Ekonomik sıkıntılarla boğuşmaya küçücük yaşta başlamış ve bu mücadele ona direnmeyi de öğretmiş. Tuvaleti dışarda, suları akmayan, rutubetli bir evde başladığı yolculuğunda şimdi kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın o. 30 yıllık genç ömründe hep çalışmak zorunda kalmış ama azim ve kararlılığın neler başarabileceğinin göstergesi Soldem.
Anne ve babası çalıştığı için genellikle babaannesi büyütmüş Soldem’i. Yazları onunla beraber köye gider, oradaki hayata da aşina olurmuş. İlkokul 2. sınıftayken taşındıkları kendi kooperatif evleri ilk başta garip gelmiş ona. Tuvaleti belki içerideymiş ama eski evlerinin bahçesindeki özgürlüğü hep aramış. İstanbul büyüyor, mahalleler gelişiyormuş ve Soldem 9 yaşına geldiğinde ailelerine kız kardeşi katılmış.
SIKINTILAR BAŞLIYOR
Yeni evlerine geçmeleri, babasının artık market işletmeye başlaması ve kız kardeşinin doğumuyla olumlu anlamda değişen hayatı, annesinin çalışmaya ara vermesi ile maddi sıkıntılarla yüzleşmeye başlamış. Babasının marketi kapatmak zorunda kalıp çeşitli fabrikalarda kısa süreli dönemlerle çalışması evdeki huzuru da kaçırmış.
İşte belki de Soldem, kendi ayakları üzerinde durmaya o dönemde karar verdi. O günlerde yaşadıklarını şöyle anlatıyor, “Evdeki maddi sıkıntılardan kaynaklı huzursuzluk nedeniyle annem tekrar çalışmak zorunda kaldı. Ben okula gider, kardeşim ise komşularda kalırdı. Annem böylesine fedakarlıkla çalışırken babamın sürekli iş değiştirmesi evdeki huzursuzluğun da hiç bitmemesine neden oldu.”

İLK İŞ DENEYİMİ …
Soldem 13 yaşına geldiğinde, yaz tatillerinde annesi ile beraber tekstil atölyesinde çalışmaya başladı. Çok heyecanlıydı, çünkü hem para kazanacak hem de ailesine destek olacaktı. Uzun süre yaz tatillerinde tekstil atölyelerinde çalıştı. Zaman geçiyor, Soldem büyüyor, o büyüdükçe babasının onun üzerindeki baskıları artıyordu. Babasından habersiz tek bir adım dahi atamıyor, bu durum onun özgür ruhunu yaralıyordu.
O dönemlerde, babası ile yaşadığı çatışmalarda annesinin arabulucu tavrını hiç unutmayan Soldem, şöyle anlatıyor hissettiklerini, “Annem , gücünün yettiği yere kadar bizleri özgürleştirmeye çalışıyordu ama o da bir yerde tıkanıp kalıyordu. Babama hem çok kızıyor hem de ondan korkuyordum ve maalesef ne zaman karşı çıksam hep aynı sonla karşılaşıyordum; şiddet…”

GÜZEL SANATLARLA İLK TANIŞMA
Soldem liseye geldiğinde müziğe olan ilgisini fark etti ve konservatuvar okumak için 2 yıl kursa devam etti. Ancak bir sorunu vardı, özgüven eksikliği. Heyecanı nedeniyle iki sene üst üste girdiği sınavları kaybetti. Belki de hayatında ilk kez pes ediyordu. Daha sonra girdiği sınavlarda şehir dışında çini ve seramik bölümünü kazandı.
Kendisi için yeni bir dönemin başlangıcı olan o günleri anlatırken, dalıp gidiyor Soldem: “Bu benim için yeni bir umuttu. Hem üniversiteyi kazanmış hem de ailemdeki kargaşadan kurtulmuştum. Kayıt günü o ilçeye doğru giderken gölden yüzüme yansıyan güneş, bana şunu dedirtti ‘evet burası benim yaşayacağım yer.’”
 

YENİ YAŞAM YENİ SIKINTILAR
Soldem yeni bir yaşama başlamıştı ama genç bir kız olduğu için babası tek başına yaşamasına izin vermedi ve uzun bir süre iki saatlik yolu her gün gidip gelerek teyzesinde yaşamak zorunda kaldı.
Nihayetinde, uzun uğraşlar sonucunda bir ev arkadaşıyla eve çıkma iznini alabildi. Üst sınıflardan bir ev arkadaşı buldu. Sonra da güzel bir ev. Ancak aksilikler yine yakasını bırakmadı ve evi vereceğini söyleyen ev sahibi son anda vazgeçti. Taşranın önyargıları galip gelmiş yerli halk bu gencecik öğrenci kızlara sırtını çevirmişti.
Bir zaman sonra sınıf arkadaşının ev arkadaşı aradığını öğrendi. Kısa sürede onun yanına taşındı. Öğrencilik masraflıydı, çalışması gerekiyordu ve o küçücük kasabada iş olanakları sınırlıydı. Yılmadı Soldem, haftanın 3 günü kaset satan bir dükkanda çalıştı. Artık kendi masraflarını çıkartıyordu. Öylesine çalışkandı ki, yaz tatillerinde bile boş durmuyor, her yıl mayıs ayında -tıpkı bölge halkı gibi- bahçelerde kiraz toplamaya gidiyor, parasını kazanıyordu.
Bir süre sonra tek başına bir eve çıktı. Oyuncakçı dükkanı işleten yaşlı bir teyzenin eviydi burası. Çok iyi anlaştılar, hatta bir süre sonra aynı sofrayı bile paylaştılar zaman zaman.

ÇALIŞMAK, ÇALIŞMAK, ÇALIŞMAK...
Kah yarı zamanlı işlerde, kah tarlada çalışarak okulu bitirdi Soldem. Değişik bir bölümde okumuştu ve çok sevmişti. Çeşitli ustaların atölyelerinde çalıştı ve en sonunda küçük bir sermaye ile kendi atölyesini açtı. Kendi yağıyla kavrulurken; kasabanın cezaevinde çini kursu açılacağını duydu. Erkek mahkumlardan ilk başta çekinse de orada eğitim vermeye başladı. Günler günleri kovaladı mahkumların hepsi saygılı birer öğrencisi oldu. Hayatın her alanında olduğu gibi gücü elinde bulunduranlar orada da çeşitli olumsuzluklara sebep oldular ve yüzüne gülen gardiyanlar, sırf terfileri için almaları gereken bir sertifikayı, kursa katılmadan kendilerine vermeyi reddetti diye kuyusunu kazdılar Soldem’in. Gülen yüzler sırt çevirdi, arkasından konuşmalar, dedikodular başladı.
Aralıklarla 3 yıl boyunca mahkumlara çini dersi verdi. Türlü sıkıntılar ve zorluklarla uğraştı ama başta çekindiği mahkumlardan en ufak bir saygısızlık görmedi. Zamanla, yerel yöneticiler ve idareciler değişti, cezaevinde artık çini dersi değil, dini dersler veriliyordu. Konjonktür bunu gerektiriyordu!
Çekingen ama umutlu başladığı yeni hayatının tam 7 senesini orada geçirdi. Artık kendine güvenli ayakları üzerinde durabilen ama hala emekçi bir kadındı. Soldem, şu an İstanbul’da, tıpkı çocukluğunda olduğu gibi yine alınteriyle çalışıyor ve hayata meydan okumaya devam ediyor. Onun gibi güçlü ve kararlı kadınlarımızı, hayatın her alanında görme dileğiyle...

ÖNCEKİ HABER

Fiili kürtaj yasağı derhal kalksın

SONRAKİ HABER

MİT TIR\'larına ilişkin iki askere tutuklama kararı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...