09 Nisan 2014 14:26

İstanbul Film Festivali’nde dün

İstanbul Film Festivali’nin dördüncü gününde sanat sineması tartışmalarının içinden çıkılmazlığı ve Suriye’de olanların dehşeti akılda kalırken yüzümüzü gülümseten Uberto Pasolini oldu.

İstanbul Film Festivali’nde dün
Paylaş

İstanbul Film Festivali’nin dördüncü gününde sanat sineması tartışmalarının içinden çıkılmazlığı ve Suriye’de olanların dehşeti akılda kalırken yüzümüzü gülümseten Uberto Pasolini oldu.

Pasolini, Durgun Hayat’ın Feriye’deki gösteriminden önce filmi izlemeye gelenlere, ‘Filmimde aksiyon, seks veya komedi yok, oldukça sakin bir film izleyeceksiniz, sonunda hâlâ uyumamış olursanız sorularınız için burada olacağım’ diyerek herkesi güldürmeyi başardı. Ningen’in oyuncu ekibi de bir sürpriz yapıp filmin dünkü gösterimine katıldılar. Altın Lale Ulusal Jüri Başkanı Derviş Zaim de İstanbul Modern’de Tabutta Rövaşata’nın gösterimi öncesi uğrayıp filmini izlemek için gelenlere teşekkür etti.

SANAT? SİNEMA?

“Sanat Sinemamız Ne Durumda?​” panelinde dün, öncelikle sanat sinemasının tanımı yapılmaya çalışılırken, sanat filmlerinin yapısı üzerinden ana akım sinemayla ayrıştığı noktalara değinildi. Sinema yazarı Gözde Onaran sanat sineması dediğimizde, sürrealist veya dadaist sanatçıların yaptığı sanat filmlerinin dışında özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Avrupa sanat sinemasından söz ettiğimizi; savaşın yarattığı travmanın ifade biçimlerinde oluşturduğu değişiklik sonucu Fransız Yeni Dalgası, Yeni Alman Sineması ve İtalyan Yeni Gerçekçiliği gibi akımların geleneksel sinemadan ayrışıp yeni bir sinema dili oluşturduğunu söyledi. Bu noktada Sovyet sineması ve İran sineması gibi kendi sinema dillerini yaratmaya çalışan farklı ulus sinemalarının da bu sanat sineması tanımına girebileceğini ekledi. Ulus sinemasından konu açılmışken Nil Kural sözü devralarak Yeşilçam’da çalışan, fakat dönüp baktığımızda sanat filmleri de üretmiş Lütfi Ö. Akad ve Metin Erksan gibi usta yönetmenlerden günümüze sanat sinemamızı dönemleriyle birlikte değerlendirdi. Panelde ayrıca sanat filmlerimizin üretim süreçleri, bakanlık desteklerinin sanat sinemamıza olan etkisi ve karşılaşılan kısıtlamalar ile uluslararası festivallerde sanat sinemamızın yeri konuşuldu. Yerli ve yabancı film örnekleri üzerinden sanat sineması diye bir tanımın var olup olmadığı sorusu seyircilerle birlikte derinlemesine tartışılırken, katılımcılar sanat sineması deyince oluşan ön yargılardan nasıl kurtulabileceğimize dair yorumlarda bulundular.

EURIMAGES’IN SİNEMA SALONLARINA DESTEĞİ

Köprüde Buluşmalar’ın ikinci paneli, “Dağıtım ve Sinema Salonlarının Dijitalleşmesi İçin Eurimages Desteği” başlığında yapıldı. Eurimages Proje Yöneticisi Susan Newman-Baudais, Eurimages / Europa Cinemas Network üyesi olabilmek ve sinema salonu desteği alabilmek için yapılması gerekenlerden bahsetti. Eurimages’ın Türkiye’deki dijital ekipman ortağı Dcinex Türkiye’den Genel Müdür Cengiz Çilek, Susan Newman-Baudais ile birlikte Dcinex Türkiye’nin sağladığı dijital ekipman tedarikinden ve üye olan sinema salonlarının dijital gösterim için gereken teknik ekipmanı tedarik ederken ne şekilde destek alabileceğinden söz ettiler. Eurimages Proje Yöneticisi–Dağıtım Destekleri Uzmanı Iris Cadoux, Eurimages’ın sinema salonları ile dağıtım destekleri üzerine bilgi verirken, Eurimages desteklerinden yararlanmak için gereken şartları aktardı.

YALNIZLIK ÖMÜR BOYU


Medealar filminin dünkü gösterimiyle bir kez daha festival izleyicisiyle buluşan Andrea Pallaoro, bu filmi çekme fikrinin nasıl oluştuğu sorusu üzerine, her zaman “insanın çaresizliği”ne ayrı bir ilgisi olduğunu söyledi. Medyada cinayet işleyen ebeveynlerle ilgili haberleri okuduğunda onların birer canavar olarak resmedildiğini görüp, bu filminde ebeveynleri sadece gözlemleri üzerinden, yargılamadan anlatmak istemiş.

SUSKUN HAYAT HAYAT DEĞİLDİR


Sylvain Chomet’nin ilk canlı aksiyon filmi Attila Marcel’in Atlas Sineması’ndaki gösterimi bu haftanın en büyük ilgi çeken gösterimlerinden biri oldu.Anne-babası çocukluğunda ölen ve o gün bu gündür suskunluğunu bozmayan piyanist Paul’ün dokunaklı hikâyesi izleyicilerin gözlerini yaşartırken filmin sonu alkışlarla karşılandı.

VİCDAN FİLMLERİ FESTİVAL İZLEYİCİSİYLE


Hrant Dink Vakfı’nın, “Gelin, Vicdanımızla Bakalım” çağrısıyla dünyanın her yerinden kamerasını vicdanına çeviren 38 kısa film, “Vicdan Filmleri” projesinin dördüncüsünde bir araya geldi. Jürinin oylarıyla belirlenen 20 film, Atlas Sineması Salon 3’te 21.30’da festival izleyicisiyle buluşuyor. (KÜLTÜR SERVİSİ)


 

ÖNCEKİ HABER

Asghar Farhadi Filmlerinde Kadınlar; \"HER KÖTÜLÜĞÜN BAŞI KADIN\"

SONRAKİ HABER

İstanbul Film Festivali’nde bugün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...