06 Nisan 2014 22:23

Hersh: Suriye'deki kimyasal saldırının arkasında Türkiye var

Pulitzer ödüllü Seymour Hersh bir haber analizinde Suriye’de geçen ağustos ayında sivillere karşı gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısının arkasında Türkiye’nin bulunduğunun istihbarat dinlemeleri üzerine kanıtlandığını öne sürdü.

Hersh: Suriye\'deki kimyasal saldırının arkasında Türkiye var
Paylaş

Pulitzer ödüllü Seymour Hersh haber analizinde Suriye’de geçen ağustos ayında sivillere karşı gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısının arkasında Türkiye’nin bulunduğunun istihbarat dinlemeleri üzerine kanıtlandığını öne sürdü.

Gazeteciliğin önde gelen isimlerinden Pulitzer ödüllü  Seymour Hersh’ün imzasını taşıyan haber-analize göre, amaç ABD’yi Suriye’ye askeri harekat düzenmeleye zorlamaktı. ABD,  ‘gerçeği’ öğrenince Suriye rejimine karşı harekat düzenlemekten vazgeçti; dahası ‘felaket sonuçlar’ doğuracağı için ellerindeki istihbaratı gizli tuttu.

‘OBAMA TÜRKİYE’Yİ DUYUNCA VAZGEÇTİ’

21 Ağstos 2013’te Şam’ın banliyölerinden Guta’da gerçekleşen saldırı sonucunda yüzlerce sivil hayatını kaybetmişti. Görüntülerden sonra, ABD askeri harekat başlatmak üzere harekata geçmişti. Ancak Suriye Devlet Başkanı Esad’ın elindeki kimyasalları, Rusya gözetiminde eriteceğini söylemesinin ardından vazgeçti.

Hersh’ün haber-analizi, London Review of Books’ta yayınlandı. Haber-analiz eski ve halen işbaşında bulunan Amerikalı yetkililere dayandırılarak kaleme alındı.

ARKA BAHÇESİNDE BİNLERCE RADİKAL VAR

Hersh’e göre, üst düzey Amerikalı askeri yetkililer ve istihbarat camiası Türkiye’nin Suriye’deki savaşta oynadığı rolden başından beri ciddi endişe duyuyordu. Hersh “Erdoğan’ın cihatçı el Nusra Cephesi’ni ve diğer İslamcı isyancıları desteklediği biliniyordu” ifadesini kullanırken, haberde görüşü alınan eski bir üst düzey istihbarat yetkilisinin sözlerine yer veriyor: “Türkiye hükümetinde bazılarının, Suriye içinde bir kimyasal saldırıyla Obama’yı kırmızı çizgi vaadini yerine getirmeye zorlayacağına inandığını biliyorduk.”

Hersh’e konuşan eski istihbarat yetkilisi, Erdoğan’ın muhaliflere silah vermekten vazgeçtiği için Obama yönetimine öfkelendiğini; zira ‘siyasi ve askeri açıdan açıkta kaldığını’ söyledi. Yetkiliye göre, ABD’nin askeri desteğinin yokluğunda, ‘Erdoğan’ın Suriye’de kendisine bağımlı bir devlet oluşması hayali yok oluyor ve bunun sebebinin ABD olduğunu düşünüyordu.’ Yetkili, “Erdoğan şunu biliyordu ki, Suriye savaşı kazandığında isyancılar onu hedef alabilirdi. Başka nereye gidebilirlerdi ki? Arka bahçesinde binlerce radikal vardı” diye konuştu.

Habere göre, 2013’ün ilkbahar aylarında, ‘ABD istihbaratı Türkiye hükümetinin MİT ve Jandarma aracılığıyla, kimyasal silah becerileri geliştirebilmeleri için doğrudan el Nusra ve müttefikleriyle birlikte çalıştığını öğrendi’. Hersh’e konuşan yetkili, “MİT isyancılarla siyasi irtibatı sağlıyor ve Jandarma askeri lojistik ve kimyasal savaş dahil eğitim vermek gibi işleri üstleniyordu” dedi. Yetkili şunları anlattı: “2013 baharında, Türkiye’nin rolünü artırmak sorunların çözümü için kilit önemde görülüyordu. Erdoğan, cihatçılara desteğine son verirse her şeyin biteceğini biliyordu. Suudiler lojistik sebeplerden ötürü savaşa destek veremiyordu. Erdoğan, ABD’nin kırmızı çizgiyi geçmesine yol açacak bir olay kundaklamayı umuyordu. Fakat Obama Mart ve Nisan’daki saldırılara yanıt vermedi.”

‘TÜRKİYE ÜZERİNDEN SARİN GİTTİ’

ABD ve İngiliz istihbaratı, 2013 ilkbaharından bu yana bazı Suriyeli muhaliflerin de sarin gazına erişimi olduğunu biliyordu. ABD Savunma Bakanlığı’nın İstihbarat Kurumu’na bağlı analistler, 20 Haziran’da hazırlanan beş sayfalık raporda el Nusra’nın Suriye içinde sarin gazı üretilen bir hücresi bulunduğunu yazıyordu. Üstelik birkaç istihbarat kurumuna dayandırılan raporda, kimyasalların bir kısmının Türkiye’den gittiği şu cümlelerle vurgulanıyordu: “Türkiye ve Suudi Arabistan’daki bazı kişiler, muhtemelen Suriye içinde büyük miktarda üretim amacıyla, sarin yapımında kullanılacak onlarca kilogram maddeyi ele geçirmeye çalışıyordu.”

'DEMPSEY TÜRKİYE KONUSUNDA UYARILDI'

Hersh’ün konuştuğu bir istihbarat danışmanıysa, 21 Ağustos saldırısından kısa süre önce ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ve Savunma Bakanı Chuck Hagel için hazırlanan gizli bir raporu gördüğünü söyledi. Buna göre raporda, ‘Erdoğan yönetiminin muhaliflerin savaşı kazanma ihtimalinden duyduğu ciddi rahatsızlık’tan söz ediliyor; ‘Türkiye liderliğinin ABD’nin askeri bir yanıtına yol açacak bir şey yapmak istediği’ konusunda uyarıda bulunuluyordu.

OBAMA NİYE ÇARK ETTİ?

Hersh, “21 Ağustos’ta düzenlenen saldırıya ilişkin telefon dinlemeleri ve diğer veriler toplandıkça, istihbarat camiası şüphelerini destekleyecek kanıtlar gördü” diye yazarken, eski istihbarat yetkilisinin de şunları söylediğini aktardı: “Bunun, Obama’nın kırmızı çizgisinin aşılması için Erdoğan’ın adamlarınca planlanan gizli bir eylem olduğunu artık biliyoruz. (Bu adamlar) BM yetkilileri daha önceki gaz kullanımlarını araştırmak için 18 Ağustos’ta Şam’a gittiğinde, kentte ya da dışında bir gaz saldırısı düzenlemek için gerilimi tırmandırmak zorundaydı.” Yetkiliye göre Türkiye’nin planı, ‘olağanüstü’ bir duruma yol açmaktı. Yetkili şu vahim iddiayı ortaya attı: “İstihbarat servislerinin üst düzey askeri yetkililere verdiği bilgiye göre, sarin Türkiye üzerinden tedarik edilmişti; oraya Türk desteği olmadan götürülemezdi. Türkler ayrıca sarinin üretimi ve nasıl kullanılacağı konusunda da eğitim verdi.”

‘DİNLEMELER ELE VERDİ’

Hersh’e göre, bu istihbarat değerlendirmesine dair kanıtların büyük kısmı da bizzat Türk yetkililerin kendilerinden geldi. Yetkili Hersh’e, “Öncelikli kanıtlar, Türklerin saldırıdan sonra çeşitli dinlemelerdeki keyifli ve sırt sıvazlar gibi görünen hallerinden edinildi. Operasyonlar planlama aşamasında her zaman son derece gizli tutulur fakat böbürlenme noktasına gelindiğinde, operasyonu düzenleyenler başarıdan pay kazanabilmek için kendilerini tutamaz” diye konuştu.

‘OBAMA’NIN KARARINI DEMPSEY DEĞİŞTİRDİ’

Suriye’ye olası müdahaleyi, ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey planlıyordu. Ancak Dempsey, kimyasal krizinin en başından bu yana Obama yönetiminin Esad’ın suçlu olduğu yönündeki tezine inanmıyordu. İstihbarat yetkilisi bu konuda, “Suriye’nin o noktada sinir gazı kullanacağına inanmaları imkansızdı çünkü Esad savaşı kazanıyordu” dedi. Ve Dempsey, Porton Down’dan çıkan sonucun ardından Obama’ya şu endişesini iletti: ‘Beyaz Saray’ın istediği saldırı meşru olmayan, saldırganca bir eylem teşkil edecekti.’
Hersh, istihbarat yetkilisinin şu görüşünü de aktardı: “Erdoğan’ın Suriye sorununun çözümü bulunmuştu: “Ortalığı (sarin) gazı kaplayacak, Obama, ‘Kırmızı çizgim geçildi’ deyip Suriye’ye saldıracaktı. Ama işler öyle yürümedi.”

‘AÇIKLARSAK FELAKET OLUR’

Eski istihbarat yetkilisi Amerikan yönetiminin neden bütün bunları açık etmediğini ise şu sözlerle aktardı: “Zamanında Esad’ı suçladığımız için şimdi tükürdüğümüzü yalayıp Erdoğan’ı suçlayamayız.” Yetkili şunları söyledi:  “Meslektaşlarımın dediği şu: ‘Türkiye NATO müttefikimiz.  Türkler zaten Batı’ya güvenmiyor. Türklerin çıkarlarına karşı aktif bir rol üstlenirsek daha da yanımızda duramazlar. Erdoğan’ın sarin gazı saldırısındaki rolüne ilişkin bildiklerimizi açıklarsak sonucu felaket olur.’”

Hersh’ün Türkiye’nin Suriye’deki rolüne ilişkin vahim iddialar ortaya attığı haberinde, Başbakan Tayyip Erdoğan’la ABD Başkanı Barack Obama’nın 16 Mayıs 2013’te yaptığı görüşmeye dair ‘ilginç’ notlar var. Hersh, akşam düzenlenen çalışma yemeğinde, Erdoğan’ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı Suriye konusunda en az iki kez sohbete dahil etmek istediğini ancak Obama’nın iki seferinde de Fidan’ın konuşmasına müsaade etmediğini yazdı.

Beyaz Saray’daki toplantıda, Obama’ya Dışişleri Bakanı John Kerry ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Tom Donilon; Erdoğan’a da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Fidan eşlik etmişti. Hatta Fidan’ın toplantıdaki varlığı uzun süre tartışılmıştı.

Hersh’ün Donilon’dan yemeğe dair bilgi alan bir dış politika uzmanına dayandırdığı nota göre, Erdoğan ısrarla Türkiye sınırında o dönem Suriye rejimi tarafından düzenlendiği ileri sürülen kimyasal saldırıları hatırlatıp, Obama’ya Suriye’de kırmızı çizgilerin geçildiğini anlatıyordu. Başbakan bir ara Hakan Fidan’ı da sohbete dahil etmek istedi; fakat Fidan konuşmaya başlayınca Obama, “Biliyoruz” diyerek sözünü kesti. Ardından Erdoğan benzer şeylerden söz edip Fidan’ı ikinci kez ‘konuşturmaya’ çalıştı; fakat Obama MİT Müsteşarı’nın sözünü ikinci defa ‘Biliyoruz’ diye kesti. 

ERDOĞAN KIZIP OBAMA’YA PARMAK SALLIYOR

Bu notun,  yemekte konuşulanları bir Türk diplomattan dinleyen eski bir ABD savunma bakanlığı yetkilisince de kendisine aktarıldığını yazan Hersh ‘ün haber-analizindeki o satırlar aynen şöyle: “Erdoğan işte o noktada artık dayanamadı ve, “Ama sizin kırmızı çizginiz geçildi!’ dedi. Konuştuğum uzmana göre, Donilon Erdoğan’ın Beyaz Saray’ın içinde başkana parmak sallama edepsizliğinde bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine Obama Fidan’a işaret edip, ‘Biz de sizin Suriye’deki radikallerle neler yaptığınızı biliyoruz’ dedi”.
Hersh de makalesinde, Fidan’ı ‘Erdoğan’a aşırı sadık’ ve ‘Suriyeli radikal muhalefetin sürekli destekçisi’ olarak tanımladı.
(DIŞ HABERLER)


BEYAZ SARAY AÇIKLAMA YAPTI

ABD’li gazeteci Seymour Hersh’in ortaya attığı iddiaya Beyaz Saray’dan yanıt geldi. Beyaz Saray'dan ABD’de yayınlanan POSTA212 gazetesine yapılan açıklamada ünlü gazetecinin iddialarına dair şu ifadeler kullanıldı:

"Gazeteci Hersh’in son yazdığı haberi gördük. Bu haber sadece isimsiz kaynaklara dayanan bilgiler ışığında 21 Ağustos’da Suriye meydana gelen Kimyasal Silah saldırısı hakkında tamamen yanlış sonuçlara ulaşmaktadır. Aşağıdaki yalanlama, on-record olarak Sn. Hersh’in kendisine, ODNI (Milli İstihbarat Ajansı) İletişim Direktörü ve sözcüsü Shawn Turne tarafından ve Beyaz Saray Milli Güvenlik Konseyi sözcüsü Caitlin Hayden tarafından, yayınlanmadan önce sunulmuştur.
Libya’dan silahların taşınması hakkındaki sorunuzla ve başkalarının (başka ülkelerle kastı Hersh’in söylediği Türkiye) 21 Ağustos Kimyasal Silah saldırısından sorumlu olabileceği hakkındaki fikirlerinizle ile ilgili olarak Shawn Turner’in cevabı şudur:

'Biz bu anlattığınız kimyasal silah saldırısı ile ilgili her yanlış yöne yorum yapmayacağız ama bir şey kesin ki 21 Ağustos kimyasal silah saldırısından sadece ve sadece Esad rejimi sorumlu olabilirdi. Biz bu sonuca, Amerikan ve müttefikleri tarafından toplanan istihbarat sayesinde ulaştık. Bu görüş, uluslararası toplumun büyük çoğunluğunca paylaşılmaktadır ve bu görüşbirliği daha önce görülmemiş bir ortaklık ile Esad’ın Kimyasal Silah depolarının ortadan kaldırılmasına götürmüştür. İstihbaratın baskı altına alınması veya değiştirilmesi hakkındaki imzalarınız en basitinden yanlıştır. Aynı şekilde, ABD’nin Libya’dan Suriye’ye silah yardımı yaptığı da yanlıştır.'
Suriye muhaliflerinin kimyasal silah kapasitelerine ilişkin hazırlandığı söylenen istihbarat raporu hakkındaki soruya gelince, yine Shawn Turner’in açıklaması şudur:
'Hiçbir zaman istihbarat kurumlarından ne böyle bir rapor istenmiştir ne de onlarca hazırlanmıştır.'

Suriye ile ilgili olarak askeri planlamalar hakkındaki sorulara gelince, Cailtin Hayden’in cevabı: 'Uzun zamandır, Suriye için bütün ihtimallerin masa üstünde olduğuna ve uygun acil askeri planlamaların da yapıldığını söyledik. 31 Ağustos tarihinde Başkan Obama, kamuoyu önünde, ABD’nin Esad rejiminin kimyasal silah kullanılmasına cevap olarak kısıtlı askeri saldırı yapacağını açıklamıştır. Bu saldırının amacı Esad’ı bir daha kimyasal silah kullanımından caydırmak, rejiminin bu tür silahları kullanmak kapasitesini azaltmak ve dünyaya bu tür silahların kullanılmasının tolere edilmeyeceğini açıklıkla göstermek içindi. Ama Başkan’ın, 2 Eylül günü kesinleşmiş bir askeri müdahele yapmak üzere karar verdiği haberi tümüyle yalandır. Başkan Obama’nın 31 Ağustos günü söylediği gibi, askeri saldırı emiri vermek otoritesi kendisinde olduğu halde, ABD’nin milli güvenliğine doğrudan ve acil bir tehdit olmadığı için, Başkan bu kararını Kongre’ye götürmeye karar vermştir. Yaptığı budur ve Eylül ayının 10′unda ise, Kongre liderlerine kuvvet kullanma ile ilgili oylamanın ertelenmesini istemiştir -ki böylece diplomatik yolu izleme ve bu şekilde Suriye’nin kimyasal silahlarının ortadan kaldırma sonucuna ulaşılmıştır.’" (ANKA)

ÖNCEKİ HABER

Her seçimin kaybedeni, öğretmenler

SONRAKİ HABER

Genel yayın yönetmenleriyle buluştu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...