06 Nisan 2014 18:36

İşçiyi de doğayı da katlediyorlar

Beykoz’da 3. boğaz köprüsünün Çavuşbaşı viyadüğü inşaatında beton dökme çalışmaları sırasında meydana gelen göçükte 3 işçinin ölmesi büyük tepki çekti. Meslek odaları ve bilim insanları 3. köprünün doğayı ve işçileri katlettiğini dile getirdi

İşçiyi de doğayı da katlediyorlar
Paylaş

Beykoz’da 3. boğaz köprüsünün Çavuşbaşı viyadüğü inşaatında beton dökme çalışmaları sırasında meydana gelen göçükte 3 işçinin ölmesi büyük tepki çekti. Meslek odaları ve bilim insanları 3. köprünün doğayı ve işçileri katlettiğini dile getirdi. Kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ise kazanın peşini bırakmayacaklarını açıkladı.
Başbakan Recep tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz perşembe günü helikopterle denetlediği 3. köprü inşaatında önceki gün meydana gelen göçükte,  Lütfü Bulut (48), Yaşar Bulut (50) ve Kahraman Baltaoğlu hayatını kaybetmişti. Kazada Sonay Bulut isimli işçi de yaralanmıştı.

ŞAŞAALI SÖZLERLE OLMUYOR

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, 3. köprü inşaatında alınmayan önlemler ve ihmal nedeniyle üç işçinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.  “Bu köprü için o kadar şaşalı laflar edildi. ‘Çok önemli bir köprü’ diyen Gökçe, “O zaman orada çalışan insanların da sağlıklarıyla ilgili gerekli önlemler alınmalıydı” diye konuştu.

Üçüncü köprü gibi büyük projelerin yapımının hükümetin talimatıyla öne alınmasının kazalara davetiye çıkardığını söyleyen Gökçe, “Örneğin bu tür projelerde, firmalar ihaleye giriyor. Yapılan ihale veya sözleşmede ‘Bu inşaat şu kadar sürede bitirilecek’ deniyor. Ve işe yönelik tüm planlamalarda o süreye göre ayarlanıyor. Ama siz bu işin bitiminin öne alın derseniz, çalışma süresi kısalır, iş güvenliği önlemi almaz, gerekli planlama ve önlemleri almazsınız. Bitsin de nasıl biterse bitsin mantığıyla hareket edilir”  diye konuştu. Viyadükte yaşanan göçüğün de aynı iş hızının sonucu olduğuna vurgu yapan Gökçe, “Dünyada ve ülkemizde var olan inşaat mühendisliği ve teknolojileriyle ilgili bilgiler yetersiz değil. İstiyorsa  su içinde ya da bataklıkta olsun eğer siz gerekli teknik kuralları uyguluyor ve var olan mühendislik bilgi ve teknolojinizi gerekli yerlere yansıtıyorsanız hiçbir şekilde sorun yaşamazsınız” dedi.
Mesai saatlerinin işçilerin çalışma kapasitesini aşan sürede olmaması gerektiğini kaydeden Gökçe, “Orada çalışanlar vardiyalı sistemle çalışmalı” diye konuştu. 3. köprü, 3. havalimanı projeleriyle İstanbul’un nefes alan damarlarının yok edildiğini sürekli olarak dile getirdiklerini anlatan Gökçe, “Hiç olmazsa insan sağlığı önemsensin. Sadece hızlı yapmak ve para kazanmak çerçevesinde düşünülmesin” diye uyardı.

BÜYÜK ŞİRKETLER AMA...

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Görevlisi  Yrd. Doç. Dr. Aslı Odman, ise “3. köprü inşaatı, doğa, tarih ve insanın ömrünün birbirinden ayrılmayacağını ne yazık ki bir kere daha gösteriyor. Üçünde de katliama dönüşüyor” dedi. İşçi ölümlerinin en çok ‘kalkınılan’ sektörlerde göz göre göre yaşandığına dikkat çeken Odman, “Kalkınma, insan öğütüyor, adalet aramak ailelere kalıyor. Tersanecilikte de bunu gördük, kalkınma ekonomisinin lokomotif sektörü inşaatta da bu böyle. En fazla ölümlü iş kazasının olduğu sektör inşaat” diye devam etti. 3. köprü ihalesinin verildiği İçtaş ve  Astaldi ortaklığına dikkat çeken Odman, “İçtaş Türkiye’nin enerji, inşaat ve tersanecilik gibi sektörlerinde başat. Yani dört bir sektöre ve devlete ilişkileriyle yayılmış. Astaldi ise bir İtalyan kökenli şirket. Kuruluş yılı 1926. Mussolini ile büyümüş. Faşist ve yayılmacı italya’nın İtalya’daki ve Afrika sömürgelerindeki ucuz işçi kullandığı büyük yol ve altyapı inşaatlarında sermaye biriktirmiş. 2. Dünya Savaşının yayılımcı İtalya’sının nadide şirketlerinden” dedi. Odman son olarak 3. köprü inşaatında yaşanan iş kazasının  kent hareketlerinin, iş kazalarına karşı adalet arayanların, işçi sağlığı ve iş güvenliği savunucularının ve inşaat işçilerinin örgütlenmelerinin baş başa vermesi gereken bir kayıp olduğuna vurgu yaptı.

Kazanın ardından şantiyenin dört bir tarafı özel güvenlik görevlileri tarafından tutuldu. Kaza gecesi basın mensuplarının görüntü aldığı alana, dün giriş izni verilmedi. Özel güvenlik görevlilerinin şantiye alanının değişik noktalarında bekletildiği görüldü. İş makinelerinin park halinde olduğu görülürken, kazanın ardından şantiyede çalışmalara dün ara verildi.  (İstanbul/EVRENSEL)

‘EN BASİT ÖNLEMLERİ DAHİ ALMAYANLAR KATİLDİR’

Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi (TMMM), tarafından 3. köprü inşaatında yaşanan iş cinayeti ile ilgili yapılan açıklamada “İşçileri, riskleri bile bile çalışma sahasına gönderenler, haddinden fazla iş yükleyenler, en basit önlemleri dahi almayanlar katildir” denildi.

Dün akşam saatlerinde 3. Köprü inşaatında meydana gelen kazayla 3 işçinin ölümüne tepkiler artıyor. İşçilerin can güvenliği için en basit önlemlerin dahi alınmadığına dikkat çeken TMMM, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “İstanbul'daki en büyük yağma harekatlarından, köprü ve bağlantı yollarıyla halihazırda İstanbul’un kuzey ormanlarını tehdit eden, gayrimeşru 3. köprü inşaatı 3 işçi kardeşimizi aramızdan aldı. Reşadiye-Çamlık bağlantı yolu üzerindeki 35 No’lu viyadükte, başlık kirişi imalatı için beton dökümü sırasında, betonun yükünü taşıyamayan kalıplar çökmüş ve elli metreden toprak zemine düşen 3 işçi kalıp ve iskele enkazlarının altında kalarak yaşamını yitirmiştir. Yapılan arama/kurtarma çalışmaları sonucu 48 yaşındaki Lütfi Bulut, 50 yaşındaki Yaşar Bulut ve iki gün önce işe başlayan Kahraman Baltaoğlu’nun cansız bedenlerine ulaşılmıştır. Olay yerindeki tespitler, işçi sağlığı ve iş güvenliğine aykırı imalat yapıldığını göstermektedir. Hızlı biçimde, gerekli önlemler alınmadan bu gibi riskli işlerin gerçekleştirilmesi, işçiler ve tüm şantiyede çalışanlar üzerinde sürekli olarak iş yetiştirme baskısı oluşturmakta, işçiler göz göre göre ölüme gönderilmektedir. Katliamın gerçekleşmesinde neden sonuç ilişkilerini iyi irdelemek gerekmektedir. Sorun bizzat yağma ve kar hırsıdır. Bu katliamın sorumlusu bellidir. Şantiye sahasında, beton dökümü gibi riskli bir işte, kalıp ve iskelelerde gerekli denetim ve gözetimi sağlamadan işe başlayanlar katildir. İşçileri, riskleri bile bile çalışma sahasına gönderenler, işçilere haddinden fazla iş yükleyenler, en basit önlemleri dahi almayanlar katildir. ‘3 yılda değil, 2 yılda bitecek’ diyerek, iş programını hızlandıran, hızlandırtan, yangından mal kaçırırcasına yağmaya devam edenler katildir. Doğamızı rant için yağmalamaya çalışanlar, bunun için tüm yağma projelerini bir an önce tamamlayıp ceplerini dolduranlar katildir. Tüm bu işçi ölümlerinde uygun illiyet bağı taşıyan hususun yağma politikaları değil, yalnızca dikkatsizlik, tedbirsizlik, denetimsizlik olduğunu söyleyenler ise suç ortağıdır.” ifadeleri kullanıldı. (CİHAN)

ÖNCEKİ HABER

Adana\'da oylar yeniden sayılacak!

SONRAKİ HABER

Kaderimin efendisi benim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...