06 Nisan 2014 06:00

Karadeniz dondu!

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 29-30 Mart tarihlirinde etkili olan kar yağışının ardından yaşanan don, Doğu Karadeniz üreticilerini vurdu. Fındık, çay ve kivi bahçeleri büyük zarar gördü. Rize’nin Fındıklı ilçesinde don nedeniyle en büyük darbeyi yüksek kesimlerdeki kivi üreticileri yaşadı. Tarım alanları ve meyve bahçeleri zarar gören yüzlerce üretici ilçe kaymakamlığana dilekçe vererek zararlarının tazminini istedi.

Karadeniz dondu!
Paylaş

Ali Osman ERTAŞ
Rize


Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 29-30 Mart tarihlirinde etkili olan kar yağışının ardından yaşanan don, Doğu Karadeniz üreticilerini vurdu. Fındık, çay ve kivi bahçeleri büyük zarar gördü.
Rize’nin Fındıklı ilçesinde don nedeniyle en büyük darbeyi yüksek kesimlerdeki kivi üreticileri yaşadı. Tarım alanları ve meyve bahçeleri zarar gören yüzlerce üretici ilçe kaymakamlığana dilekçe vererek zararlarının tazminini istedi.

Fındıklı Organik Meyva Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Gürkan öncülüğünde başlatılan çalışmalarda ilçenin ‘afet kapsamına’ alınması talep ediliyor.

Fındıklı Kaymakamlığı şahıs dilekçelerini kabul etmeme kararı aldı. Dilekçelerin köy muhtarlarınca verilmesi konusunda talimat verdi.

Fındıklı  Ziraat  Odası  Müdürü  Şendoğan Ergüven’in verdiği bilgiye göre, kaymakamlığın   görevlendirdiği  tarım mühendisleri tarım alanlarında incelemelerde bulunup zarar tespit raporu düzenlendi.

Bakanlar Kurulunun talepleri dikkate alıp bölgeyi, ‘afet bölgesi’ ilan edip etmeyeceği merak konusu.

ZARAR ÇOK BÜYÜK

Kivi üreticileri ürünlerinin hepsinin dondan etkilendiğini zararlarının çok büyük olduğunu söylüyor.

İlçenin Hara köyü Kozmağa Mahallesi’nde kivi üretimi yapan Murat Alişan, Esat Falakaoğlu ve Mustafa Şimşek, tarım sigortasının üreticilerin lehine işlemediğini, sigorta şirketinin oluşan zararın ancak dörtte birini karşıladığına dikkat çekiyor.

Kivi üreticisi Mustafa Şimşek, primlerin yüzde 50’sini devletin karşıladığı tarım sigortasını neden tercih etmediklerini şu verilerle özetliyor: “Sigorta bitki başına 17-27 kilogram arasında destek veriyor. Bizim bir bitkimiz 100-150 kilogram ürün veriyor. Onun için tarım sigortası yapmak bizim için avantajlı değil.”

Üreticiler mahallelerinde sadece kivideki zararın 300 ila 500 bin lira arasında olduğunu belirtiyorlar.

Ayrıca çayda da büyük ürün kaybı yaşadıklarını ifade eden üreticiler, devletin yardımına muhtaç olduklarını, yaşadıklarının kendileri açısından afet olduğunu ve afet yasasından  yararlanmak istediklerini vurguluyorlar.

FINDIKTA KAYIP YÜZDE 80
Fındık bahçeleri de büyük zarar uğramış durumda. Ordu’nun Altınordu ilçesi Osmaniye Mahallesi’ndeki fındık bahçesinde hasar tespit çalışmaları devam ederken, Ordu Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt bir açıklama yaptı. Arazide hasar tespit çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Cörüt, “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde aldığımız bilgilere göre yüzde 70-80’lik bir zarar vardır. Bu detayları teknik heyetlerimizin çalışması sonucunda netleştireceğiz. Alınan ön bilgiye göre rakım 400’ü aşınca zararın yüzde yüz olduğu söyleniyor” dedi.

İNCELEMELER DEVAM EDİYOR

Ordu Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt, “30 Mart gecesi yağan yoğun kar yağışından dolayı fındık ürünümüz zarar görmüştür. Bahçelerde incelemeler yaptık. Böyle bir afetin 2004 yılında olduğu söyleniyor. Üreticimiz tamamen mağdur olmuştu. Bu yılda aynı şekilde üreticilerimizin mağduriyeti söz konusudur. Göründüğü gibi fındık ocaklarında yaprakların tamamen haşlandığı, yandığı açıkça ortadadır. Biz bu konuyla ilgili teknik heyetimiz incelemelerde bulunuyor, raporlar hazırlıyoruz. Bu raporları önce Ziraat Odaları Birliğine, daha sonra Bakanlığımıza bildireceğiz. Aynı zamanda fındığın zarar görmesi fındık fiyatların artmasını sağladı” diye konuştu. 


KÖYLÜNÜN ZARARI KARŞILANMALI VE 2090 SAYILI AFET KANUNU DEĞİŞTİRİLMELİDİR.

Tüm Köy Sen Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak yaşanan don olayı nedeniyle bir açıklama yaparak “Köylünün zararı karşılanmalı ve 2090 sayılı afet kanunu değiştirilmelidir” dedi.

Havaların birden soğuması nedeniyle 29-30 ve 31 Mart tarihinde meydana gelen don olayı nedeniyle Malatya’nın tamamı ve çevresinde, Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesi tamamına yakın bölgesinde, Ordu’nun yüksek ilçelerinde ve daha pek çok yerde tüm meyve ağaçlarının yandığını belirten Başkavak; “Yaşanan don felaketi nedeniyle sadece kayısı ve diğer meyveleri yakmamış aynı zamanda üretici köylünün geleceği de yanmıştır.  Her yıl 250 bin tona yakın kayısı üretilen Malatya’da bu yıl don felaketi nedeniyle kayısı rekoltesi 10 bin tonu bile bulmayacağı açıktır. Kayseri Yeşilhisar senelik 120 bin ton Elma üretiminin yapıldığı ve yarısının ihraç edildiği bir bölgemizdir. Yeşilhisar’da da yaşanan don felaketi nedeniyle üretici köylüler bu yıl ürün beklemediklerini belirtiyorlar. Üretici köylü ürününü zaten hak ettiği değerden satamazken şimdi de yaşan bu felaket nedeniyle türlü zorluklarla karşı karşıya kalmış durumdadır. Tüm gelir kaynağı ürettiği ürün olan köylünün bu dönem elinin boşa düşmesi nedeniyle borçlarının katlanması kaçınılmaz olacak. Bankalara, Tarım Kredi Kooperatiflerine ve kamu kurumlarına olan borçlarını ödeyemeyeceği açık olan kayısı ve elma üreticileri icralarla baş başa kalacağı kötü günler beklemektedir” dedi

Tarım girdileri fiyatları kat kat artarken kayısının ve diğer ürünlerin satış fiyatları ile tarımsal desteklerin her yıl yerinde saydığına dikkat çeken Başkavak; “Ülke köylüsü dünyanın en pahalı mazotunu tüketiyor. Dolar artıyor, altın artıyor, girdiler zaten sürekli artıyor, milletvekili maaşları bile artıyor ama iş köylünün ürettiği ürüne gelince fiyat yerinde sayıyor. Tüm bunların üzerine birde don felaketi eklenince eğer devletten bir yardım ve katkı görmez ise ülke çiftçisinin bu koşullarda yaşamını devam ettirme şansı kalmıyor. 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in Malatya bölgesinde yaptığı incelemeler sırasında üretici örgütleri ve bölge köylüsünün Malatya’nın afet bölgesi ilan edilmesine ilişkin isteklerine karşılık “Malatya’nın afet bölgesi ilan edilmesi için 2090 sayılı Afet Kanuna göre köylünün her şeyi kaybetmesi gerekir” demesi aslında AKP hükümetinin küçük bir zarar tespit oranı ve buna karşılık gelecek bir para dağıtımıyla süreci geçiştirmeye çalışacağını göstermektedir” diye belirtti.

Başkavak şunları söyledi: “Bu zor koşular göz önünde bulundurularak;
2090 sayılı Afet Kanunu bir yerin afet bölgesi ilan edilmesi için köylünün mahsulü, evi, ahırı, tarım araç ve gereçleri toplamının %40’ından fazlasını kaybetmesi gerekir demektedir. Bu kanununun göz önünde bulundurmadığı ise zaten mahsulünü kaybeden üretici köylünün her şeyini kaybetmiş olmasıdır. Borçla yaşayan üretici köylü mahsulünü de kaybederse bir yıldır biriken borcunu ödemek ve yaşamak için zaten elindeki malını, traktörünü satmak zorunda kalacaktır. Bu nedenle de 2090 sayılı Afet Kanunu kapsamı mahsulü zarar gören üretici köylüyü kapsayacak şekilde değiştirilmeli ve başta Malatya kayısı üreticileri olmak üzere don afetinde zarar gören Ordu’da, Kayseri’de, Urfa ve Elazığ’da ki üretici köylülerin köyleri Afet bölgesi ilan edilmelidir.

Tarımsal destekleri bu günün koşularına göre uyarlanarak üretime devam ve teşvik edecek şekilde artırılmalıdır."
 

ÖNCEKİ HABER

3. köprü inşaatında göçük: 3 işçi öldü

SONRAKİ HABER

Venezuela'da yoksullar eylemde değil hedefte

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...