04 Nisan 2014 12:01

'Bağışlayıcı ol Büyük Sultan'

Türkiye'de geçen yıl meydana gelen Gezi protestoları sırasında, Erdoğan'ın Sultan kıyafetleriyle resmedildiği bir kapakla çıkan ve kapakta Erdoğan'a atfen, 'Demokrat mı sultan mı?' diye soran Economist dergisi, başyazılarından birinde 'Bağışlayıcı ol Büyük Sultan' ifadesini kullandı.

\'Bağışlayıcı ol Büyük Sultan\'
Paylaş

Türkiye'de geçen yıl meydana gelen Gezi protestoları sırasında, Başbakanın Sultan kıyafetleriyle resmedildiği bir kapakla çıkan ve kapakta Erdoğan'a atfen, "Demokrat mı sultan mı?" diye soran haftalık Economist dergisi son sayısında seçim sonuçlarını irdelerken Erdoğan'ın kamuoyu araştırmalarının gösterdiğinden de iyi bir sonuç alarak “muhaliflerini şaşkına çevirdiğini” savunuyor.
Başbakanın giderek daha da “otoriter” bir davranış sergilemesi ve sonuçta Türkiye'de kutuplaşmanın artmasından endişelenen dergi, başyazısında "İstikrarsız bir ülkede böylesi bölücü bir söylem tehlikelidir" savını dile getirdi.

“TÜRKİYE İKİ GÜÇLÜ ÇIPASINI KAYBETME RİSKİYLE YÜZ YÜZE”

90'lı yılların kaos ortamından sonra Türkiye'nin 10 yıl boyunca Erdoğan'ın yönetiminde istikrarlı ve müreffeh bir dönem geçirdiğini kaydeden Economist şu görüşleri öne sürüyor:
"Bu dönemin iki güçlü çıpası vardı: Bunların ilki başta IMF sonra da mali piyasalarca desteklenen doğru makroekonomik politika, diğeri de Erdoğan'ın Ekim 2005'te üyelik müzakerelerine başlaması ile muhtemel Avrupa Birliği üyeliğiydi. Türkiye bugün bunların ikisini de kaybetme riskiyle yüz yüze."
Economist, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmayı planlar göründüğünü belirterek birçok kişinin de, onun Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te bu makamda oturmayı ve kutlamalarda “Atatürk'ten bu yana Türkiye'nin en büyük lideri” olarak tescil edilmeyi beklediğine inandığını belirtiyor. Dergideki başyazı şöyle noktalanıyor:
"Atatürk'ün de otoriter dürtüleri vardı ama o Türkler tarafından 'birleştirici' bir kişi olarak hatırlanıyor. Eğer Sayın Erdoğan da aynı şekilde hatırlanmak istiyorsa, sadece bu hafta kendisine destek verenlerin değil tüm Türklerin çıkarlarını temsil etme yolunda daha fazlasını yapmaya çalışmalıdır.

"ERDOĞAN'IN ŞANSI AÇIK"

Economist'in Avrupa sayfalarında başlığı "Erdoğan'ın şansı açık" olan bir yazıya da yer verdi. AKP'nin yerel seçimleri seçmenleri kendisine inandırarak kazandığı belirtilen yazıda "Peki bundan sonra ne olacak?" sorusu soruluyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN EN GÜÇLÜ ADAY “HALA” ABDULLAH GÜL

Kürtlerin cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ı desteklemesinin beklendiği, başbakanlık için de en güçlü adayın da hala Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğu düşünülüyor. Yazı şöyle noktalanıyor:
"Ekonominin durgunluğa gittiği, Gülen Cemaati mensuplarının da muhtemelen teslim olmayacakları düşünülürse, Sayın Erdoğan belki de AK Parti'nin üç dönem kuralını ortadan kaldırıp dördüncü kez başbakanlığa aday olabilir. Bu kendisine dört yıl daha Meclis'te dokunulmazlık zırhı verecektir.
Bazı çevreler Erdoğan'ın ekonomik durgunluğun etkilerin hissedilmeden erken seçime gidebileceği yolunda spekülasyonlar yapıyor. AK Parti seçimler sonrası Meclis'te üçte iki çoğunluk sağlarsa, Erdoğan'ın uzun süredir hayalini kurduğu yürütme yetkisi açısından daha güçlü bir Cumhurbaşkanı olmasını sağlayacak şekilde anayasayı yeniden yazabilir. Her koşulda 30 Mart'taki seçimler bir kez daha gösterdi ki, Sayın Erdoğan hala Türkiye'nin baskın siyasi figürü."

WSJ: AKP, MUHAFAZAKAR İTTİFAK'TAN ÇIKARILSIN

ABD basını Türkiye’deki gelişmeleri irdelemeyi sürdürürken iktidar partisi için “Türkiye’nin liberal olmayan muhafazakarları” nitelemesi yapılıyor. Wall Street Journal gazetesi, Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı’nın AK Parti'nin "Erdoğan’ın Türk sivil toplum üzerindeki kontrolü gevşetmesine dek” dışlamasını istedi. Ancak ittifakın sözcüsü, “Birçok kişinin Türkiye’deki mevcut siyasi gelişmelere ilişkin kaygıları var” demekle birlikte “başarılı ekonomik ve demokratik reformlara" ve partinin “yaygın olarak özgür ve adil olduğu kabul edilen bir seçimi ikna edici bir biçimde ve daha büyük bir çoğunlukla kazandığına” dikkat çekti.
Wall Street Journal gazetesi, başyazılarını kaleme alan ekipten Sohrab Ahmari imzasıyla “Türkiye’nin liberal olmayan muhafazakarları” başlıklı bir yazı yayınladı. AK Parti’nin Kasım 2013’de katıldığı Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı’nın ilke olarak her türlü aşırılık, otoriterlik ve ırkçılığı reddettiği belirtilen yazıda “Bu standartlara göre, Türkiye’nin AKP olarak bilinen Adalet ve Kalkınma Partisi, oraya ait değil” iddiasına yer veriliyor.
Partinin “otoriter ve demagojik yönlerinin bu yıl sert seçim kampanyası sırasında ve yolsuzluk iddiaları arasında tam olarak gözlerin önüne serildiğini” savunan Ahmari, Erdoğan’ın İsrail ile ilgili söyleminin de, partiyi kabul etmeden önce ittifakı düşündürmüş olması gerektiğini savunuyor.
Ancak AK Parti’nin “bireysel özgürlük ve kuvvet ayrılığı gibi temel muhafazakar ilkeleri küçümseme tutumuna ilişkin herhangi bir tereddüt kalmış ise eğer bu son üç ayda kalkmıştı” sözlerini kullanıldığı yazıda Türkiye’de son haftalarda sosyal medya konusunda alınan önlemlere vurgu yapılıyor.
Bu arada, yazıda ittifakın bir sözcüsü, Ahmari’ye e-posta yoluyla yaptığı açıklamaya da yer veriliyor. Sözcü şöyle diyor:
“Birçok kişinin Türkiye’deki mevcut siyasi gelişmelere ilişkin kaygıları var. Ancak bu kaygılar, AK Parti yönetimi altındaki 10 yıllık başarılı ekonomik ve demokratik reformlar süresi bağlamında görülmeli… Aynı zamanda seçim sonuçları bağlamında da görülmelidir. AK Parti, Pazar günü yapılan yerel seçimleri, yaygın olarak özgür ve adil olduğu kabul edilen bir seçimde ikna edici bir biçimde ve daha büyük bir çoğunlukla kazandı."

“SEÇİM TEK BAŞINA BİR DEMOKRASİ OLUŞTURMAZ”


Sözcünün vurguladığı unsurlar ile ilgili olarak sağlam ekonomik yönetimi ve istikrar sicilinin seçim kazanılmasına yardımcı olduğunu kabul eden Ahmari, “Ancak seçim tek başına bir demokrasi oluşturmaz” dedikten sonra “Erdoğan’ın, partisinin seçim zaferinden sonra yaptığı açıklamalar, ülkesini Venezuela veya Rusya’dan farklı olmayan rekabetçi olmayan bir demokrasiye dönüştürme kararlılığını ima ediyor” yorumunu yapıyor.

“AKP’Yİ İHRAÇ ETMELİ YA DA ÜYELİĞİNİ ASKIYA ALMALI”

Ahmari yazısını, “Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı, Türk sivil toplumu ve siber alanı üzerindeki kontrolü gevşetmesine dek AKP’yi ya ihraç etmeli yada üyeliğini askıya almalı. Böyle bir adım kuşkusuz ki bazılarınca ittifakın tek İslami partisine karşı bir önyargı olarak algılanır. Ancak Avrupalı muhafazakarlar için AKP’nin otoriterliğe yönelişini eleştirmemek daha kötü bir mesaj gönderir yani, birey ile devlet arasındaki ilişkiye dair muhafazakar ilkeler, bazılarına uygulanırken bazılarına uygulanmadığıdır” sözleriyle noktalıyor.(ANKA)

ÖNCEKİ HABER

Bu araba, yazıcıdan çıkabilir!

SONRAKİ HABER

\'Erdoğan\'a cumhurbaşkanlığı yolu açıldı\'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...