30 Mart 2014 21:25

Değişim, Cemaat'in desteğiyle değil, değişime inananlarla gelecek...

Gazeteci Fehim Işık, sıcağı sıcağına ilk sonuçları değerlendirdi: Kürdistan'ın birçok ilinde sürpriz yok. Bir önceki seçimde BDP'nin kazandığı tüm belediyeler yine BDP'de. İlk sandık sonuçlarında Bingöl, Bitlis, Muş ve Ağrı'da BDP öndeydi. Seçimler açısından asıl sürpriz, Kürdistan dışında.

Değişim, Cemaat\'in desteğiyle değil, değişime inananlarla gelecek...
Paylaş

Fehim IŞIK

Yazıyı kaleme almaya başladığımda YSK seçim yasaklarını henüz yeni kaldırmıştı; açılan sandıkların oranı yüzde 10 civarındaydı.
Açılan ilk sandıkların önemli bir bölümünün Kürdistan'daki sandıklar olduğu aşikar. Bu sandıkların sonuçlarına bakarak genel bir Türkiye portresi çıkarmak doğru değil. Ama en azından siyasetin önümüzdeki dönem izleyeceği seyir açısından bazı ön sonuçlar dillendirilebilir.
Kürdistan'ın birçok ilinde sürpriz yok. Bir önceki seçimde BDP'nin kazandığı tüm belediyeler yine BDP'de. İlk sandık sonuçlarında Bingöl, Bitlis, Muş ve Ağrı'da BDP öndeydi. Bu kentlerde elbet sürpriz olabilir. Çünkü Ağrı, Bitlis ve Muş'ta BDP ile AKP atbaşı gidiyor. Mardin'de BDP bağımsız aday Ahmet Türk ile seçime katıldı. Aradaki fark BDP lehine ve Ahmet Türk'ün seçimin galibi olacağı kesin gibi duruyor. Urfa'da Osman Baydemir bir önceki seçime göre oy oranını en çok artıran aday. 2009seçiminde arada yüzde 40'lar civarında fark varken, bu kez aradaki fark epey azalmış. Mevcut oy oranı BDP'nin Urfa Belediyesi'ni almasına yeterli olmasa bile kabul etmek gerekir ki Urfa'da bu farkın azalması Osman Baydemir'in yürüttüğü ekip çalışmasının da bir başarısıdır.
Kürdistan'daki sonuçlar bir yönüyle çözüm sürecinin müzakereye evrilmesinin de onaylanmasıydı. Alınan sonuçlar kitlelerin bu onayı BDP'ye verdiği yönünde.
Seçimler açısından asıl sürpriz, Kürdistan dışında.
17 Aralık yolsuzluk operasyonundan sonra AKP ile Cemaat arasında baş gösteren çatışma, kaset savaşları ile yoğun bir biçimde devam etti. Birçok kirli işin geniş kitlelerce öğrenilmesi açısından baktığımda hiç şikayetçi değilim ama devletin en mahrem bilgileri bile bu kaset savaşları ile ele ayağa düştü. Elbet bu savaşların bir diğer yönü de CHP'nin Cemaat'e dayanarak, MHP eskilerinin desteğine güvenerek AKP muhalifliği yapmaya başlamasıydı.
Bu yazdıklarım, 2014 yerel seçimlerinin yerellik sınırlarını aşması açısından da etkili oldu. Her ne kadar bu seçimlerde yerel yöneticiler seçilse bile kampanyalar genel seçimi aratmayacak nitelikteydi.
Sandıklar açıldıkça sonuçların değişmesi olası, ama ilk sonuçlar AKP'nin bu seçimden geçmişteki oy oranını koruyarak çıktığı yönünde.
Bu ilk sonuçlar birçokları gibi beni de yanılttı.
Elbet CHP oylarının yerinde sayacağını, AKP'nin oy kaybederek de olsa birinci parti olarak seçimi tamamlayacağını tahmin ediyordum. Oy oranını ciddi biçimde artıracak olanlar da kanımca BDP-HDP ile MHP olacaktı.
Son tahlilde AKP'nin oy oranını korumasında, bazı kentlerde ciddi bir oy artışı sağlamasında toplumun özellikle de CHP ile Cemaat arasında artık ayyuka çıkan ittifakına sıcak bakmamasının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Seçmen kitlesi her biri bir uçta duran eski MHP'lilerce de desteklenen CHP-Cemaat koalisyonuna güvenmedi; Türkiye'nin bunlara teslim edilmesine onay vermedi.
Belki HDP açısından yaşanan nedir, diye kısa bir belirlemede daha bulunmak lazım.
Bir önceki genel seçimde HDP'nin seçime katıldığı 51 ilde HDP öncellerinin aldığı oyun oranı yüzde 2,6 civarlarındaydı. Bu kez HDP oylarının bu oranın üstünde olacağı net. En değme seçim uzmanları bile partilerin bir seçimden diğerine artırdıkları oy oranını, azami yüzde 20 civarında olabileceğini söylüyorlar. Bu mentalite ile bakıldığında HDP'nin yüzde 3 oy oranını yakalaması bile ciddi bir başarı olacaktır ki bu oranın çok rahat yakalanacağına inanıyorum. BDP, bir önceki seçimde Kürdistan'daki 21 ilde yakaladığı yüzde 32-33 oy oranını, HDP ise katıldığı 51 ildeki yüzde 2,6 oranını aşacaktır.
Alınacak oy oranı ne olursa olsun, istikrarlı bir çalışma ile önümüzdeki genel seçimlerde BDP-HDP bloğunun artık yüzde 10 barajı kaygısı taşımayacağını da, bu inancın üzerine eklemek lazım.
Tüm bunlar bir yana...
Şunu artık iyi biliyoruz: Yerel seçimler sonrasında hükümet ülkeyi artık eskisi gibi yönetemez. Genel seçimlerin erkene alınması, hatta Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimlerin birlikte yapılması her zaman olasıdır.
Diğerlerinin ilkesizliği bir yana ama BDP, HDP ve tüm diğer gidişattan rahatsız olanlar, CHP'nin Cemaat'in kuyruğuna takılmasını, eski MHP'lilerden medet ummasını sindiremeyenler, yarından tezi yok adım atmak zorundalar.
Artık net olan şu: Türkiye'yi değiştirecek olanlar gidişattan rahatsız olanlardır.
Cemaat'in koluna takılarak solculuğu MHP eskilerine devredenler, geleceğin Türkiye'sinin mimarı olamazlar...

ÖNCEKİ HABER

30 Mart Seçimleri Üzerine..

SONRAKİ HABER

Seçimin sonucu en yakın bahara...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...