Yatağan’dan enerji işçisi
Muğla
Yatağan Tes-İş ve Maden-İş sendikaları işyerlerimizin Özelleştirme İdaresine bağlanmasından sonra, ortak hareket etme, direniş ve mücadeleyi birlikte yürütme kararı almışlardı. Ama şu aralar iki sendikanın da şube başkanlarından tek bir ses bile yok. Bu durum iki sendika arasında bir sorun mu var sorusunu getiriyor akıllara ve bu durumdan bütün işçi arkadaşlar şikayetçi olmaya başladılar.
Bu iki sendikanın yöneticileri ve temsilcileri toplantılar yaparak aylık eylem ve direniş planı hazırlıyorlardı, ama şu aralar ne bir yaprak oynadığı var, ne de iki şube başkanının göründüğü... İki başkan kurdukları çadıra (özelleştirmeye karşı kurulan direniş çadırı) bile gelmiyorlar, hep belirli kişiler çadırda, yani Maden-İş ve Tes-İş’ten bir iki temsilci. Ve bu durum işçi arkadaşlar arasında değişik yorumlara sebep oluyor. Acaba yaklaşan yerel seçimlerden dolayı iktidar parti il ve ilçe başkanları ya da belediye başkanı adaylarından baskı mı görüyorlar? Suskunluğa bürünerek, yoksa başlattıkları mücadelen umutlarını kestiler mi? Ve bir başka soru da “Aldıkları eylem kararlarını neden işçi arkadaşlarla istişare etme gereği duymuyorlar?”
Bu konuda enerji işçisi olarak, iki şube başkanını eleştiriyorum. Başkanlık seçimi zamanında santral içinde bütün servisleri ve işçi arkadaşları tek tek dolaşan şube başkanı, şimdilerde yükünü ve sorumluluğunu unuttu santral kapısından içeri girmez oldu. Belki de yaptıkları hata yüzünden işçi arkadaşlardan alacağı tepkiler yüzünden kaçıyor.
Ve diğer bir soru işareti genel merkez yöneticileri nerede? Siz o koltuklara işçi sınıfını temsil etmek onların hak ve hukukunu savunmak için oturdunuz. İşçilerinize sahip çıkın, hükümetten korkup koltuklara gömülüp, masa altına saklanmaktan vazgeçin. Sizi oraya biz işçiler oturttuk. Nerde şimdi Tes-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu? Neden işçilerin yanında değil? Ey Sayın Kumlu seni Türk-İş’in başına kadar çıkaran bu işçilere sırtını dönemezsin. Neden seni sen yapan işçilere destek verecek açıklamalar yapmak için televizyon kanallarına çıkmıyorsun, hükümet “Yatağan’ı satacağız” diye bağırırken neden susuyorsun? Yoksa her şeyi satan hükümet seni satın mı aldı? Sana bazı vaatlerde mi bulundular.
Sen kendini hükümete adamış, teslim etmiş olabilirsin. Ama bizler Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy işçileri asla bu hükümete teslim etmeyiz. Siz ve şube başkanları sussa bile biz işçiler asla susmayacağız ve sonuna kadar işyerlerimizi sattırmamak için mücadele edeceğiz. Son olarak sayın Tes-İş Yatağan Şube BaşkanıFatih Erçelik’e işyerindeki işçi arkadaşlarla daha sıcak bir ilişki kurmasını tavsiye ederim. Sendika sadece 2-3 temsilciden ibaret değildir. Sen işçilerin içinde olmalısın, çünkü sendikayı işçiler çalıştırır. Hiçbir başkan ve yönetici kendi başına eylem yapamaz, sizin gücünüz işçilerdir ve eylem veya başka herhangi bir mücadele kararı alınırken önceden işçi arkadaşlarla fikir alışverişinde bulunun. İşçi arkadaşların içinde ters fikirler veya yanlış fikirler de ortaya atılabilir ama sen bir şube başkanı olarak, birikim ve deneyiminle senin fikirlerine saygı duyulmasını sağlayabilirsin. Zafer direnen işçilerin olacak.
Evrensel'i Takip Et