27 Mart 2014 06:00

Halk laf değil icraat istiyor!

İstasyon Meydanı’nda düzenleyeceği mitingde halka seslenecek olan Başbakanın ziyaretini gazetemize değerlendiren kurum temsilcileri, “Başbakan çözüm sürecinin ilerlemesi için çok net mesajlar vermeli. Diyarbakır Newrozu’nda Kürt halkı net bir mesaj verdi. Başbakan sürece dair yasal düzenleme yapılacağını ve atılacak somut adımları anlatmalı. Yoksa gelmesinin hiçbir anlamı yok” dediler.

Halk laf değil icraat istiyor!
Paylaş

Başbakan Tayyip Erdoğan bugün ‘Yerli savaş uçağımızı yapıyoruz’, ‘İstanbul’a 3. köprü yapıyoruz’, ‘İMF’ye olan borcumuzu bitirdik’ afişleriyle seçim propagandası yürüttüğü Diyarbakır’a gelerek halktan oy isteyecek. İstasyon Meydanı’nda düzenleyeceği mitingde halka seslenecek olan Başbakanın ziyaretini gazetemize değerlendiren kurum temsilcileri, “Başbakan çözüm sürecinin ilerlemesi için çok net mesajlar vermeli. Diyarbakır Newrozu’nda Kürt halkı net bir mesaj verdi. Başbakan sürece dair yasal düzenleme yapılacağını ve atılacak somut adımları anlatmalı. Yoksa gelmesinin hiçbir anlamı yok” dediler.

‘BU TARZDAN VAZGEÇMELİ’

 ‘Çözüm süreci’nin bir yıldır devam ettiğini ancak somut adımların bir türlü atılmadığını söyleyen Türkiye Barış Girişimi Meclisi Diyarbakır Sözcüsü Şemsettin Koç, “Evet, insanlar ölmüyor ama bu zorunu çözmüyor. Kalıcı değişimler yaşanmalı” dedi. Kürtlerin her zaman barıştan yana olduğunu ve 2013 Newrozu’ndan bu yana devam eden süreçte birçok demokratik hak sıraladığını söyleyen Koç, “Bu talepler hayata geçmedi. Başbakan sürece artık farklı yaklaşmalı. Komplo teorileri üretmek, insanları yok saymakla sorun çözülemez. Başbakanın herkesi yok sayan tarzı bitmeli. Seçimden ziyade Türkiye kazanacak mı, kaybedecek mi perspektifi ile sürece yaklaşılması gerek” şeklinde konuştu. Başbakanın mevcut koşullarda iktidarını sürdürüyor olabilmesinin sağlıklı bir muhalefetin gelişmesine bağlı olduğunu da söyleyen Koç, “Bu seçimlerde HDP’nin güçlenmesi muhalefet sorununu çözebilir” dedi.

BAŞBAKANA SORULAR


Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Divan Kurulu Başkanı Edip Yaşar ise “Başbakan Diyarbakır’da vaatlerde bulunup, oy isteyecek ama şunu sormak gerekiyor; Başbakan bir yıllık çözüm süreci için hangi adımları attı. Binlerce Kürt siyasetçisinin ve ölüm sınırında olan hasta tutukluların hâlâ cezaevinde” dedi. Başbakanın gelişinin 28 Mart 2006 olaylarının yıl dönümüne denk geldiğini de hatırlatan Yaşar, “Diyarbakır’da çoğu çocuk 11 insanımız katledildi. Bunlarla ilgili Başbakan hangi adli ve idari soruşturmanın yürütülmesi için çaba harcadı” diye sordu. Yaşar, Diyarbakır halkının Başbakan’a soruları olduğunu belirterek, Erdoğan’ın şu sorulara yanıt vermesi gerektiğini söyledi; “Roboskî Katliamı ile ilgili dava hangi aşamada? Çözüm süreciyle ilgili hangi yasal düzenlemeler yapıldı? Kürt halkının ana dilinde eğitim talebine neden cevap olunmadı? 12 yıllık iktidarı boyunca bölgeler arası gelir dağılımının giderilmesi için ne tür yatırımlar yapıldı?​” Bölgedeki faili meçhullere dair ses etmeyen, sürece dair yasal düzenlemeler yapmayan Başbakanın Amed halkından destek beklememesi gerektiğini dile getiren Yaşar, “Destek bekliyorsa halkın sorularına cevaplamalı” dedi.

28 MART’TA EMRİ KİM VERDİ?


İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici de 28 Mart olaylarını hatırlatarak, “Faillerin açığa çıkarılması noktasında herhangi bir gelişme olmadı. Başbakanın 28 Mart olaylarında çok talihsiz açıklaması vardı. Bu açıklamanın sonucunda insanlar burada katledildi. Vuranlar da yargı önüne çıkartılmadı” dedi. Bilici, 28 Mart olaylarının Başbakanın emriyle gerçekleştiğini söyledi. “Diyalog sürecinin üzerinden 1 yıl geçti ama gözle görülür adımlar atılmadı. En azından Başbakan Diyarbakır’da Sayın Öcalan’ın mektubunun çerçevesine uygun mesajlar vermeli” diyen Bilici, “Halk, sürecin müzakereye dönüşmesi ve yasal çerçevede yürümesini bekliyor” dedi.

‘SÜRECİ GÜVENCEYE ALACAK ADIMLAR ATSIN’

MAZLUM-DER Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahim Ay, Başbakanın Diyarbakır’da her zamankinden farklı mesajlar vermesi gerektiğini belirterek, “Gittiği her ilde Cemaat, iktidar tartışması yürütüyor ve sert üslubu var. Diyarbakır’a gelişini ayrı bir yere koyması lazım. Bölgenin süreçle ilgili beklentileri var” dedi. Sürecin istenen düzeyde gitmediğini vurgulayan Ay, “Bölgenin süreçle ilgili mesajlara, net sözlere ihtiyacı var. Süreç dışında Başbakanın Diyarbakır’a gelmesinin özel bir anlamı yok. Süreç Cemaat, iktidar savaşına kurban edilmeden yasal güvence altına alınmalı” dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)


‘ERDOĞAN 28 MART İÇİN ÖZÜR DİLESİN’

28 Mart 2006’da yaşanan olayların derin izini yaşayan Diyarbakırlılar, Başbakanın olayların yıl dönümünden bir gün önce kente geliyor olmasına tepkili. Başbakanın, 7’si çocuk 13 kişinin polislerce öldürüldüğü olaylar sırasında “Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kadın da olsa, eğer terörün maşası haline gelmişse gerekli müdahaleyi yapacak” dediğini hatırlatan Diyarbakırlılar, “Başbakan 28 Mart olayları nedeniyle Kürtlerden özür dilesin” diyor.
Çözüm sürecinin bir yılı geride bıraktığını belirten Mehmet Kaya isimli Diyarbakırlı, “Diyarbakır’a geldiğinde bize cezaevi yapacağından bahsediyor. Yine böyle konuşacaksa gelmesin” diyor. Mitingin 27 Mart’ta yapılmasını manidar bulduğunu söyleyen Kaya, “Bundan 8 yıl önce ‘Kadın da olsa, çocuk da olsa gereği yapılacaktır’ talimatını verdi. İnsanlarımız öldürüldü” dedi. İbrahim Başaran isimli yurttaş da 28 Mart 2006 olaylarını hatırlatarak, “Erdoğan o dönem ‘Çocuk da olsa kadın da olsa gereği yapılacak’ dedi. Polis de onlarca insanı öldürerek onun dediğini yaptı. Eğer geliyorsa, öncelikle bu halktan özür dilesin” dedi.
“Recep Tayyip Erdoğan Kürtlere bazı vaatler verdi, bu sayede büyük oy çoğunluğu alarak iktidar oldu. Fakat hiç bir sözünü yerine getirmedi” diyen Ramazan Can ise “Bir vatandaş olarak Erdoğan’ın değil Diyarbakır’a, doğunun hiçbir yerine gelmesini istemiyoruz artık” dedi. Kürtlerin birçok beklentisi olduğunu ama Başbakanın bu beklentilerin hiç birini karşılamadığını söyleyen Remzi Turanlı ise “Başbakan halkın beklentilerini karşılamıyorsa Diyarbakır’a gelmesinin de bir anlamı yok” dedi.

ANLI: KIRMIZI KART GÖRECEK

BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fırat Anlı, Diyarbakır halkının, Başbakan Tayip Erdoğan’a kırmızı kart göstereceğini söyledi.
“Diyarbakır son derece hassas bir şehir, Kürt meselesinin merkezidir” diyen Anlı, “Başbakan gelip ‘Ben size yerli savaş uçağı yaptım, ben size yerli atak helikopteri yaptım, İstanbul’a 3. köprü yaptım, İstanbul’a Marmaray sistemleri döşedim’ diyecekse hiç gelmesin” şeklinde konuştu. Kürt halkının bu tarz vaatlere karnının tok olduğunu söyleyen Anlı, “Diyarbakır’a bir otoban yapmayan, bir havaalanı yapmayan, bir fabrika yapmayan, Diyarbakır’daki bu işsizliğe en ufak ilgi göstermeyen bir Başbakanın Diyarbakır’da söyleyecek bir sözü olamaz” dedi. Başbakanın 10 yıl önce ‘Diyarbakır’ı istiyorum’ dediğini hatırlatan Anlı, “Burayı almak için elinden geleni yaptı. Bizleri cezaevine koydu. Başbakanın siyasetinin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Diyarbakır kendisine daha önce gösterdiği kırmızı kartı bir kez daha gösterecek” dedi. (Diyarbakır/DİHA)


3 YILDIR ÇADIRDA KALANLARI GÖRECEK Mİ?

Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’ın ardından Van’da olacak. 3 yıldır çadır ve konteynerlerde kalan depremzedeler Erdoğan’a tepkili. Depremzedeler, “Erdoğan 3 yıldır karda, kışta, çadırda yaşamamıza göz yumuyor” diyor.

Depremde evi yıkılan ve 3 yıldır 7 kişilik ailesiyle çadırda yaşayan Aziz Güler (64) devletin kendilerine çadır bile vermediğini belirterek, “Erdoğan kendi yandaşlarının başbakanı. 3 yıldır karda kışta başkasının arazisinde çadırda yaşıyorum. Bana TOKİ’den ev çıkmıştı onu bile vermediler” dedi. Erdoğan’ın Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı yerleri sadece seçim arifelerinde ziyaret etmesine tepki gösteren Güler, “Erdoğan benim yarama merhem olmak için değil seçim propagandasını yapmak için geliyor” diyor. Anadolu Konteyner Kent’te yaşayan depremzede Sabiha Çınar ise “Erdoğan bize verdiği konteynerleri de çok görerek her fırsatta bizi dışarı atmaya çalıştı. Her fırsatta ‘Ben yeni bir Van inşa ettim’ diyen Erdoğan, biz mağdurları mitingine bile almıyor” dedi.

HANGİ YÜZLE OY İSTEYECEK?

23 Ekim 2011 depreminin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen vaatlerin yerine getirilmediğini ve sorunların çözülmediğini söyleyen Ömer Nantu isimli depremzede, “Van halkı olarak artık bizim Erdoğan’ın söyleyeceklerine karnımız tok” dedi.

Esnaf Murat Döner ise “Artık Başbakan Erdoğan’a inanmıyoruz. AKP bizlere çok söz verdi ve hiç birini yerine getirmedi. Artık vaatlere ve yalan dolan siyasete inanmıyoruz. Verdiği sözü tutamayan, sürekli çalan çırpan, diktatörlerin yanında değiliz. Bizim için Erdoğan’ın buraya gelip gelmemesi bir şey değiştirmeyecek” dedi.

“Başbakanın bizden oy isteme yüzü kaldı mı” diye soran Erkan Sönmez ise “AKP 10 yılı aşkın süredir iktidarda. Kürtlerle ilgili verdiği sözleri yerine getirmedi” dedi.
Üniversite Öğrencisi Sevgi Acı ise Erdoğan’ın her seçim öncesi Van’a geldiğini belirterek, “Bizim Erdoğan’a verecek tek bir oyumuz bile olmadığı gibi buraya da gelmesini istemiyoruz” dedi. Van’da art arda iki büyük deprem geçirdiklerini hatırlatan Acı, “Biz burada acılarımıza terk edilirken devlet yetkililerinden kimseyi elimizi tutarken göremedik. Şimdi seçim zamanı gelip bizden oy isteyecekler. Dilan Ütrek isimli öğrenci de “Başbakan 30 Mart’ta Van’da büyük bir hayal kırıklığı yaşayacak” dedi.

AKP OY KARŞILIĞINDA CEZA SİLECEKMİŞ!

Van’ın Gürpınar (Payîzava) ilçesine bağlı Güzelsu (Hoşap) nahiyesinde mazot ve sigara kaçakçılığı yaparak geçimini sağlayan yurttaşların tamamına yakını aldıkları cezalar yüzünden ilçede tutuklanma korkusuyla yaşıyor. Nahiyede yaşayan erkeklerin tamamına yakın en az 4-5 kez ceza aldığı için evlerine gidemiyor. Mevcut durumu yerel seçimlerde ranta çevirmek isteyen AKP’li yöneticilerin ise nahiyeye gelerek AKP’ye oy verilmesi halinde tüm dosyaların iptal edileceği vaadinde bulunduğu iddia ediliyor.
Yıllardır ailesinin geçimini kaçakçılık yaparak sağlayan ve bu yüzden aldığı cezalarla kaçak yaşamak zorunda kalan Fadıl Sırma, 6 dosyadan yargılandığını, belirterek, 2011 genel seçimlerinde de AKP’lilerin aynı sözü verdiğini ancak sorunun çözülmediğini söyledi. AKP’lilerin bu seçimde de nahiyeye gelerek aynı vaatte bulunduğunu söyleyen Sırma, “Biz ailemizin geçimini sağlamak için bir koli sigara ya da bir bidon mazot getirip satıyoruz. Bakanların çocukları tonlarca altınla kaçıkçılık yapıyor bunlara dokunulmuyor. Bir gecede yasa çıkararak hırsızları ve yolsuzluk yapanları serbest bırakan hükümet fakir fukaranın sadece geçimini sağlamak için sattığı bir bidon mazot için yıllarca hapis cezası veriyor. Bu mu adalet” diye sordu.  (Van/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Adana’da çok ihtimalli seçim

SONRAKİ HABER

Bakan Müezzinoğlu randevu alabilseydi...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...