Emrah Barlak davasında bilirkişi polisin yalanını ortaya çıkardı

İzmir'in Karabağlar ilçesinde 12 Ağustos 2012 tarihinde yaşanan trafik kazası sonrasında çıkan tartışmada polis memuru İmran Kahya'nın sıktığı üç kurşunla yaşamını yitiren Emrah Barlak’ın davasına İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı duruşmaya, tutuklu sanık İmran Kahya, Barlak'ın ailesi, avukatlar ve çok sayıda izleyici katıldı.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevlendirdiği bilirkişinin, İmran Kahya'nın Barlak'ı vurduğu sırada çekilen görüntü ile ilgili hazırladığı raporun okunup dosyaya eklenmesiyle başlayan duruşmada, mahkemenin söz verdiği Anne Gülpaşa Barlak ve baba Nusrettin Barlak daha önce verdikleri beyanları tekrar etti. Ardından söz alan Barlak'ın avukatı Süphan Erkan, Barlak'ın vurulma anına ait görüntülerle ilgili hazırlanan bilirkişi raporunun daha önce yaptıkları savunmalarını desteklediğini belirterek, "Sanık Kahya'nın pantolonunda kan lekesi olmadığı bilirkişi raporunda açık bir şekilde tespit edilmiş. Sanığın olay sırasında yaralanmadığını, yaralama olayının davaya sonradan eklenen bir mizansen olduğunu baştan beri söylemiştik" dedi.

POLİS BIÇAKLANMAMIŞ

Sanık avukatları ise bilirkişi raporunun eksik ve taraflı olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin olay sırasında kalabalık bir grubun saldırısına uğradığını ve bıçakla yaralandığı ancak pantolonun koyu renkte olması nedeniyle kan lekesinin görülemeyeceğini savundu.  Sanık avukatları, olayla ilgili gizli tanıklık yapmak isteyen kişilerin olduğunu ancak bunu kabul etmediklerini ileri sürdü. Geçtiğimiz ay Aydın'ın Kuşadası ilçesinde yaşanan ve bir polisin ölümüyle sonuçlanan olayı örnek gösteren sanık avukatları, müvekkillerinin olay sırasında kendisini savunmaması durumunda sonunun ölen polis gibi olacağını ileri sürerek,  "Polis doğru söylüyor" iddiasında bulundu. Sanık avukatları görüntülerle ilgili yeniden bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti.  

Son olarak söz alan sanık İmran Kahya ise, öldürdüğü Emrah Barlak ve yaraladığı diğer kişilerin yaptığı bütün uyarı ve engellemelere rağmen kendisine saldırdığını iddia ederek, kendisini korumak için ateş ettiğini ileri sürdü. Kuşadası'nda yaşanan ve bir polisin ölmesini örnek gösteren Kahya, "O olayda bir polisle tartışan şahıs, polisin belindeki silahı alarak polislere ateş etti. Bir polis şehit oldu biri de yaralandı. Ben silahımı çekip kendimi savunmasaydım onlar silahımı alıp bana saldırabilirlerdi" diye savundu. Savunmaların ardından kısa bir ara veren mahkeme heyeti, tutuklu sanığı tutukluluk halinin devamına karar vererek, dosya hakkında mütalanın hazırlanması için duruşmayı 24 Mayıs'a erteledi.  

ADALET İSTEDİLER

Öte yandan Mazlum-Der İzmir Şubesi, Baran-Sav ve Barlak'ın ailesi, duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması yaptı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, üzerinde Barlak'ın resminin yer aldığı "Adalet İstiyoruz" pankartı açılarak sık sık, "Katil polis" sloganı atıldı. Basın metnini okuyan Baran-Sav Başkanı Mehmet Tursun, 2007 yılında Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda (PVSK) yapılan değişiklikle polisin sivil yurttaşları öldürme yetkisinin olağan hale geldiğine dikkat çekti. "Öldürme fiilleri o kadar olağan olmuş ki, Emrah Barlak davasının ilk duruşmasında bizler burada basın açıklaması yaptığımızda failinin polis olduğu 119 cinayet varken, bugün bu sayı 152'ye çıkmıştır. Bunun son kurbanı Berkin Elvan'dır” dedi. Tursun, PVSK'nin kaldırılmasını istedi. Emrah Barlak'ın babası Nusrettin Barlak ise, "Oğlumun katili polistir. Her şey ortadır. Sadece adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Polisin gazı ve kelepçesi var ancak 152 kişiyi suçsuz yere öldürmüşler. Hiç biri içerde değil. Batsın böyle adalet" dedi. (İzmir/EVRENSEL)