18 Mart 2014 14:55

Gizlenen fezlekelere göre bakanlara verilen rüşvet 44 milyon avro

AKP, Meclis Başkanı eliyle fezlekelerin okunmasının önüne geçmeye çalışırken, MHP 17 Aralık operasyonu doğrultusunda hazırlanan fezlekeyi Meclis’te gazetecilere ve kendi milletvekillerine dağıttı.

Gizlenen fezlekelere göre bakanlara verilen rüşvet 44 milyon avro
Paylaş

AKP, Meclis Başkanı eliyle fezlekelerin okunmasının önüne geçmeye çalışırken, MHP 17 Aralık operasyonu doğrultusunda hazırlanan fezlekeyi Meclis’te gazetecilere ve kendi milletvekillerine dağıttı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan yolsuzluk ve rüşvet fezlekelerini içeren dosyada bakanların rüşvet olarak 44 milyon avro aldığı da yer aldı.

Raporda 17 Aralık operasyonunun en az 12 milyar dolarlık bir para hareketi olduğuna dikkat çekildi. Rüşvet belgelerinin soruşturma dosyasında olduğu vurgulanan raporda, Reza Zarrafbın örgüt kurduğu,  Egemen Bağış’ın  Reza Zarrab’a “abi”, Muammer Güler’in  ise “baba” diye hitap ettikleri de yer aldı.

Raporda, üç bakanın aldığı rüşvetin yaklaşık 44 milyon avro olduğu belirtildi.  Dosyada,    “Zafer Çağlayan’a 28 kez,  Muammer Güler’e 14 kez (6’sı danışmanlık ücreti diye geçiyor),  Egemen Bağış’a 3 kez; Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’a ise 15 kez; toplamda 60 kez rüşvet verildiği yer aldı.

Zafer Çağlayan’a toplamda yaklaşık olarak 38 milyon 500 bin Avro, mücevherat ve bir piyano; Muammer Güler’e yaklaşık 6 milyon ABD Doları; Egemen Bağış’a ise 1 milyon 500 bin ABD Doları verildiği kayıt altına alınmıştır. Üç bakana verilen toplam rüşvetin yaklaşık 44 milyon Avro olduğunu gösteren raporda “Bu para trafiğinin bütün delilleri soruşturma dosyasında mevcuttur” denildi.  

RAPORDAN SATIR BAŞLARI

17 Aralık 2013 tarihinde başlayan süreçte ilginç gelişmeler yaşandı. Bu süre zarfında AKP’nin, en azından şimdiye kadar, kısmen de olsa başarılı olduğunu kabul etmek gerektir. Zira yapılan yolsuzluk iddialarının kendi seçmen kitlesi ve hatta kendi parti teşkilatı tarafından öğrenilmemesini büyük ölçüde başarmıştır. Bunu da kara propaganda faaliyetleri ile soruşturmayı yapan savcıları kötüleyerek, düşman bir güç odağı yaratarak (Hizmet Hareketi) ve kendisine yöneltilen suçlamaları küçük göstererek sağlamıştır. Maalesef ki AKP yöneticileri ve Başbakan tarafından kamuoyu önünde çizilen resim gerçeği yansıtmaktan çok uzaktır.

Soruşturulan yolsuzluk iddiaları küçük yolsuzluklar olmadığı gibi, dikkate alınmaması gereken iddialar hiç değildir. Bu bilgi notu özellikle 17 Aralık tarihinde kamuoyuna yansıyan üç soruşturmadan Reza Zarrab ve üç bakan ile ilgili soruşturmanın büyüklüğünü ve önemi ifade etmek amacı ile yazılmıştır.

Bu operasyon en az 12 Milyar ABD Doları büyüklüğündeki bir para hareketi ile ilgilidir. Bu para hareketi ile İran’ın Türkiye’de bulunan parasının Türkiye’den çıkartılıp İran’ın sıcak para ihtiyacı karşılanması amaçlanmaktaydı. İran bu amacını ise Reza Zarrab aracılığı ile hayata geçirdi.

Ancak dikkat etmek gerekir ki Savcı Celal Kara tarafından açıkça belirtildiği üzere soruşturmanın konusu İran’a yapılan gaz ve petrol ödemeleri değildir. Aksine bu soruşturmanın konusu uluslararası camia tarafından İran’a koyulan ambargoları aşabilmek için Türk makamlarına verilen rüşvet, evrakta sahtecilik, altın kaçakçılığı ve örgüt kurma suçlarıdır.

GİZLİ ÖRGÜT

Soruşturma kapsamında tespit edildiği üzere Reza Zarrab İran’ın parasını ekonomik müeyyideleri aşıp yurtdışına çıkarabilmek adına bir örgüt kurmuştur. Savcı bu örgütün faaliyetlerini ayrıntılı bir şekilde delilleri ile beraber ortaya koyduktan sonra Reza Zarrafbın Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış ile maddi menfaat ilişkisine girmiş olduğunu belirtmiştir.

Ayrıca örgüt yapısı açıklanırken Muammer Güler’in ve Zafer Çağlayan’ın bu yapı içerisinde Reza Zarraf’ın altında örgüt yöneticileri oldukları açıkça ifade edilmiştir. Zira bakanların Reza Zarrab’ın isteklerini aksatmadan yerine getirdikleri ve Zarrab’ın amacına ulaşması için çaba harcadıkları, toplantılar yaptıkları, fikir ürettikleri; bütün bunların karşılığında da Reza Zarrab’tan rüşvet kabul ettikleri teknik takip neticesinde kayıt altına alınmıştır.

ZARRAB’IN HER İSTEĞİNİ YERİNE GETİRMİŞLER

Bu faaliyetler çerçevesinde yaptıkları konuşmalarda Egemen Bağış Reza Zarrab’a “abi”, Muammer Güler ise “baba” diye hitap etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarının Reza Zarrab’ın İran ile olan ilişkilerini bildikleri ve bunu bildikleri halde görev ve yetkilerini Reza Zarrab’ın istekleri doğrultusunda kullanmaktan çekinmemişlerdir.

Zafer Çağlayan’ın Reza Zarrab’a İran’ın parasını yurtdışına çıkartmaya yardım etmesinde rüşvet ile elde ettiği maddi menfaatin yanında başka bir kazancı daha bulunmaktadır. Reza Zarrab, İran’ın parasını yurtdışına hayali ihracat yaparak çıkartıyordu. Üstelik İran’ın parasını yurtdışına çıkartılması işlemi sadece hayali altın ihracatı ile değil, aynı zamanda hayali gıda ve ilaç ihracatı ile de gerçekleştiriliyordu.

İHRACATI FAZLA GÖSTERME

Bu kapsamda da 5 bin ton yük taşıma kapasitesine sahip gemilere 150 bin tonluk faturalar kesiliyordu. Bu da Zafer Çağlayan’ın bakanlığının görev alanına giriyor, hayali ihracat dolayısıyla da Zafer Çağlayan kötü giden ekonomik tabloları düzeltme imkanına kavuşuyordu. Sadece bir yıllık zaman zarfında İran’ın parasının yurtdışına çıkarılması faaliyetleri kapsamında İran’a ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne toplam 12 Milyar ABD Doları tutarında hayali altın ihracatı gerçekleştirilmiş, sırf bu hayali altın ihracatı ile Türkiye’nin ihracat rakamları 12 Milyar ABD Doları fazla gösterilmiştir.  İşin en vahim tarafı ise Reza Zarrab’ın yaptığı bu hayali ihracattan Başbakan’ın da haberdar olmasıdır.

Başbakan’ın bu işlerden haberdar olduğu hususu Zafer Çağlayan  ile Süleyman Aslan arasındaki bir telefon görüşmesinde Zafer Çağlayan’ın “Valla Süleyman sana şöyle söyleyeyim. En az 3-4 milyar Dolar ihracata ihtiyacı var Türkiye’nin şu anda. Yani rakamlar iyi gitmiyor. Çünkü daha şimdi açıklandı. Dün akşam da 2 saat toplantı yaptık Sayın Başbakan’la İstanbul’da... Ben kendisine durumu anlattım. Onların baskılarını işte bu transit hadisesini felan hiçbir şekilde orada gevşeme olmasın dedi... Çünkü neticede bizim dış ticaret rakamlarımız negatife döndü mü Türkiye’nin faiz... en iyi bilen sensin...” sözleri ile kayıt altına alınmıştır. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kırım\'ı Rusya\'ya bağlayacak anlaşma imzalandı

SONRAKİ HABER

Mimarlardan Gezi desteği

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...