18 Mart 2014 06:00

Turizm merkezi Alanya'da işçi kurultayı yapıldı

Turizm sektörünün merkezlerinden birisi olan Alanya’da bu sefer işçilerin sesi yükseldi. Dev Sağlık-İş ve Dev Tur-İş’in çağrısı ve 'Sendikalı ol, hayatı değiştir, hayatını değiştir' sloganıyla yapılan Alanya İşçi Kurultayına farklı iş kollarından işçiler, sendika yöneticileri ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

Turizm merkezi Alanya\'da işçi kurultayı yapıldı
Paylaş

Nazım KARABAĞ
Antalya


Turizm sektörünün merkezlerinden birisi olan Alanya’da bu sefer işçilerin sesi yükseldi. Dev Sağlık-İş ve Dev Tur-İş’in çağrısı ve “Sendikalı ol, hayatı değiştir, hayatını değiştir” sloganıyla yapılan Alanya İşçi Kurultayına farklı iş kollarından işçiler, sendika yöneticileri ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Kurultayda konuşan Dev Tur-İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu; turizm sektöründe çalışan işçilerin ve bu alanda öğrenim gören öğrencilerin; asgari ücretle çalıştırılıp yoğun iş temposuna maruz kaldıklarını söyledi. “Yüzyıllardır süregelen mücadelede, sınıfsız-sömürüsüz bir dünyanın kurulduğunu görene kadar, işçilerin hep birlikte mücadeleyi sürdürmesi gerekir” diyen Yahyaoğlu, sendikal birlikteliğin önemine dikkat çekti.

MİLLETVEKİLİ İŞÇİDEN HABERSİZ
Yaklaşık 20 yıldır turizm sektöründe çalışıp birçok haksızlığa, sömürüye maruz kaldığını belirten Turizm İşçisi Medine Görgülü, “Yıllarca haberim olmadan sigortasız çalıştırıldım. Anayasal haklarımı bilmediğim için bugüne kadar ses çıkaramadım. Yoksa fazla mesai yaptırmalarına, itiraz edince işten atmakla tehdit ettiklerinde susup oturur muydum? Ben bütün işçi arkadaşlarımızı kardeş olmaya, birlik olmaya davet ediyorum. Eğer ki biz bir olursak kimseler bizim hakkımızı yiyemez.” diye konuştu.
Sendikal faaliyetleri engellenmek için hastane yönetimi ve işverenden baskı gördüklerini kaydeden hastane işçisi Selçuk Güler ise, meclisteki milletvekillerinin sermayenin tarafını tuttuğunu, işçiden emekçiden yana olan birkaç vekil dışında sorunlarının dile getirilmediği, vekillerin işçi sınıfının yaşam koşullarından haberdar olmadığını ifade etti.
Tefecilerin hazırladığı sözleşmelere benzer iş sözleşmelerinin hazırlandığını söyleyen Dev-Sağlık-İş Alanya Şube Temsilcisi Fatih Acar, “Bizler işçiyiz, kimseden emek gücümüzün karşılığından fazlasını istemiyoruz. Ben bir işçiyim, çocuklarıma onurum ve şerefimden başka bırakacak hiçbir şeyim yok. Bunu da elimizden almamaları için bütün taşeron işçi kardeşlerimizi sendikalı olmaya çağırıyorum.” dedi.

ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE KAZANILIR
Kurultayda söz alanlardan Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya, işçi sınıfı mücadelesinde en büyük darbenin; güvencesiz taşeron çalışma sistemi olduğunu ifade ederken özelleştirmelerle de taşeronlaştırmanın yaygınlaştığını söyledi. Hükümetin işçi sınıfının kazanılmış haklarını gasbettiğini ve taşeron sistemi önündeki engelleri kaldırdığını belirten Kaya, “Biz işçi sınıfının taleplerine kulak veren ve mevcut iş yasasını uygulayacak bir siyasi irade istiyoruz” dedi. Kaya, işçilerin ancak örgütlü mücadeleyle kazanımlara ulaşabileceğini söyledi.

‘HAKKIMIZI SAVUNACAK ADAYLAR İSTİYORUZ’
KİMSEYE muhtaç olmadan insanca yaşamak ve geleceği garantiye alacak bir ücret istediklerini belirten Dev Sağlık-İş Alanya Şube Başkanı Cihat Saraç, “Bizim kutu kutu dolarlarımız, nereye saklayacağımızı şaşıracağımız paralarımız yok” dedi. Saraç, “Karşımızda patronların işgücü maliyetini azaltıp özel sektörün önündeki her türlü engeli kaldıracağını söyleyen bir başbakan ve 800 TL ile geçimimizi sürdürmemizi bekleyen bir çalışma bakanı var. Bizler bu ülkede çalışan taşeron işçiler olarak bugün bizim oylarımıza talip siyasi partilere sesleniyorum, seçildiğiniz zaman işçi sömürüsüne son verecek misiniz. Bizlerin, sendikalara evet diyen, emekten yana parti temsilcilerine ve görüşlere ihtiyacımız var.” diye konuştu.

‘MÜCADELEYİ ORTAKLAŞTIRMAMIZ GEREKİR’
KAPİTALİST üretim sisteminin, işçileri güvencesiz ve temel haklarından mahrum bıraktığını belirten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Özgür Müftüoğlu ise konuşmasında şunları ifade etti: “Her nasıl köleci toplum üretim biçiminde, köle sahibi kölesinin her türlü giyinme, barınma, yiyecek gibi temel haklarını karşılamak zorunda kalıyorsa, kapitalist sistemde de aynı mantık işlemektedir. İşçiler ancak üretim zamanı içerisinde üretimin sekteye uğratmayacak kadarıyla kapitalist tarafından bir takım ihtiyaçları dikkate alınmış, işçi bir makina olarak görülmüştür. Kapitalist sermaye, üretimin bir parçası olan insan emeğinin gerekliliğini bugüne kadar ki sınıf mücadelelerinde ve grevlerde görmüştür. Anayasal olarak sendika hakkımız var, ancak bu hakkımızı engelleniyor, sendikaya üye olan işçiler patronlar ve işbirlikçileri tarafından tehdit ediliyor hatta işlerine son veriliyor. Bizlerin emek hırsızlarına prim vermememiz, bunlara karşı mücadele etmemiz, çocuklarımıza daha temiz bir gelecek bırakabilmek için hep birlikte  hareket etmemiz, farklı iş kollarıyla birlikte mücadeleyi büyütmemiz, ortaklaştırmamız gerekir.”

ÖNCEKİ HABER

Gıda-İş’ten ÇAYKUR’da eğitim toplantısı

SONRAKİ HABER

‘Kanser Köy’ mercek altında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...