09 Mart 2014 08:45

Beddua özgürlüğümüz

'Velev ki hükümet bakanları bir günah işlemiş' demeye getiriyor AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk lafın kısası. '17 Aralık'ın felsefesini yapmak lazım' diyor. Yani mesele o kadar derin ki anlamak biz halka düşmez. E, o zaman hep birlikte: Beddua özgürlüğümüz engellenemez!

Beddua özgürlüğümüz
Paylaş

Özge KURU

Politikaya dair destekli desteksiz her türlü fikrin bir alıcı bulduğu kahve sohbetlerinde okeye dördüncü söylese, kırmazsın, "Yaw he he" der geçersin belki. Öğrenci kantin masalarında konuşulsa "sen bir yüzünü yıka gel arkadaşım" diye mantıksızlığın boyutunu su niyetine çarparsın suratına. Hamur işi günlerinde duysan kadın iyi niyetine verirsin. Ama adam, İstanbul Milletvekili.

VELEV Kİ FELSEFESİ
"Velev ki hükümet bakanları bir günah işlemiş" demeye getiriyor AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk lafın kısası. "17 Aralık'ın felsefesini yapmak lazım" diyor. Yani mesele o kadar derin ki anlamak biz halka düşmez. Felsefeciler, Diyanet İşleri, İslam hukukçuları göreve çağrılıyor. "Yorumlayın, konuşun, tartışın hele bir" diyor. "Çalıyorum, öyleyse varım" da desek ya da "Cukka, devletten önce gelir", "Aynı kasayı iki kere dolduramazsın" da desek "Değişmeyen tek şey hırsızlığın kendisidir." Şüphesiz ki felsefe yaranıza merhem, derdinize derman olmayacaktır.
Durumdan vazife çıkaracak İslam hukukçusu bir yiğit çıkar da ufkumuzu genişletir mi göreceğiz önümüzdeki günlerde. Diyanet İşleri bu konuda daha önce Maide Suresi 38. Ayet'in mealinde şöyle bir açıklama yapmış bulunmuş: "Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin."
Türk Dil Kurumu sözlüğü değil ki bir gecede surenin mealini değiştiresin.

ŞEYTANIN AKLINA GELMEZ
Öyle güzel sözler dökülüyor ki milletvekilinin ağzından. "Özgürlüğe, bireylerin hayatlarına müdahale" diyor, "Yapamazsınız" diyor. Hem de öyle bir noktadan tutup söylüyor ki bırakın sınırsız özgürlük savaşçılarının vallahi şeytanın aklının ucuna bile gelmez: Günah işleme özgürlüğü! Şimdi sayacağım tabi saymasına… Dekolte giyiyor diye ekmek parasından ettiğiniz sunucu, şort giyiyor azarladığınız kadın, kızlı erkekli kalıyor diye ahlaksız saydığınız gençler, gece ondan sonra evinde iki tek atmak istiyor diye adını ayyaşa çıkarıp demlenmesini yasal olarak engellediğiniz herkes… Onlara yok mu günah işleme özgürlüğü!
Gençlerin dövülerek tekme tokat öldürüldüğü bir ülkede bu olaylardan sadece birkaç ay sonra "Bir İçişleri Bakanı'nın, oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesi kadar acıklı ne olabilir ki?" demiş, diyebilmiş insanlarsınız. Nafile konuşurum; ben söylerim, ben dinlerim.
Hadi "biz" neyse de iktidar yolunda örgütlenirken sohbetlerde, abi-abla evlerinde günahsız yetiştireceğiz diye kasetler dinlettiğiniz, anlamadıkları paragrafları ezber ettirdiğiniz, okulda sevgilisi olduğunu öğrendiğinizde kulağını çektiğiniz, size oydan fazlasını, hayat tarzlarını emanet etmiş olanlar sormaz mı "Madem günah işleme özgürlüğü, hakkı-hukuku diyecektiniz bunu bir 10-20 yıl önce söyleseydiniz ya" diye. Eh, bütün özgürlükler gibi günah işleme özgürlüğü de daha çok gençken, yaş yetmeden iş bitmeden lazım.
Bir de şu var; o parayla iki bira alıp çakırkeyif olmadıktan ya da bir apartman dairesinin aylık kirasını kızlı erkekli ödeyip sevişmedikten sonra ayakkabı kutularına istiflenen 'günah işleme özgürlüğü'nü neyleyim!

HALKA ŞİRK KOŞMAK
"Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni" diye bir şarkı tutturacak diye bekledik konuşmanın sonunda, yapmadı. Belki seçim mitinglerinde falan çalarlar. Ama sevemeyiz işte. Zemzemlerle yıkansalar, kırklansalar da, bin kere tövbe de etseler halka şirk koşmuş günahkârlar onlar. Kendilerini gücünü veren halktan üstün görme gafletine düşenler… Bir yolsuzluk soruşturmasının meşruiyetini "Allah, insana günah işleme özgürlüğü vermiştir. Günahsızlık talep etme hakkı vermemiştir. Hz. Peygamber günahları açan değil örtücü olan bir rahmet geleneğinin mimarıdır" sözleriyle yok edeceğini sananlar... Dahası "17 Aralık'la insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edildi. Günahları ortaya saçarak Allah'ın hududuna müdahale ediliyor" diyerek adaletin en ufak kırıntısını aramayı Allah'a şirk koşmakla bir tutma noktasına getirmeye çalışan aklıevveller… Günah işleme özgürlüğü diye diye günah çıkarıp yine mağdur rolünü kapma peşindekilere kendi referanslarının ağzından söyleyelim: "Kafir de olsa mazlumun bedduasından sakınınız." E, o zaman hep birlikte: Beddua özgürlüğümüz engellenemez!

ÖNCEKİ HABER

Özgürce ses çıkarmak varlığını duyurmaktır

SONRAKİ HABER

Yedikleri sadece para olsa... Ömrümüzü yiyorlar!...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...