09 Mart 2014 08:08

Siyahların tarihi

Her yıl, 'Siyah Tarihi Ayı', sahilden sahile kutlanır. Büyük Siyahi liderler anılır. Öğretileri yüceltilir. Bir ay gelip geçer, fakat milyonlarca genç insan için tarih, her geçen yıl daha da unutuluyor.

Siyahların tarihi
Paylaş

Mumia Abu JAMAL

Her yıl, “Siyah Tarihi Ayı”, sahilden sahile kutlanır. Büyük Siyahi liderler anılır. Öğretileri yüceltilir. Bir ay gelip geçer, fakat milyonlarca genç insan için tarih, her geçen yıl daha da unutuluyor. Çünkü onlar, tarihleri hakkında en ufak bilgiye sahip değiller. Onlara kim öğretecek? Okuldaki öğretmenler mi? DJ’ler mi, vaizler mi, berberler mi, rapçiler mi, aileler mi? Bu sorular güçlü ve tumturaklı değiller. Hepsinin cevabı da aynı şekilde: hayır. Bir yıl kadar önce bir adam bana genç bir delikanlıyla yaptığı konuşmayı anlatmıştı. Genç adam yaşlı adama: “Martin Luther King bir rapçi miydi” diye sorar, bunu bir düşünün. “Martin Luther bir rapçi miydi?​” Annem bu olaya “hımmm hımm” diye tepki verirdi.
Nesiller önce, büyük Dubois, Paul Robeson, Malcolm X, Dr. Ben (Josef Jochannan), Dr. John Clarke gibi insanlar siyah dünyasının kahramanlarıydı. Şimdi işler öyle değil. Kültürümüzün hazineleri, örneğin müziğimiz, kapitalist kuruluşların hırslarıyla kirletilmiş durumda. Onlar, siyah hayatına zarar vermek gibi bir nosyon üstlenmişler. Gençlerimizi zehirliyorlar ve onlar da tarihlerinden uzaklaşıyor. Tarihlerini unutanlar, nereden geldiklerini de unuturlar. Siyah tarihini yaşayanlar neler olduğunu bilirler. Bu tarihsel gerçekler medyanın süzgecinden geçmiş olsa da onlar  gerçeğin canlı şahitleridir. Bir nesil, yada daha sonra, bu olaylar unutulmuşluğun tavşan deliğinde kaybolacak. Bu gerçekler, okullarda öğretilmiyor. Ya da gündeme getirilmiyor, yani nesiller bu çatışmalardan ve mücadelelerden bihaber olarak yaşlanacaklar. 1977-1978 de ateşlenen asıl isyan, Philadelphia’da silahların ateşlenmesine kadar vardı. Molotofkokteyli, sallanır ızgara ve vahşi dövüşlere sahne oldu sokaklar. Bütün bunlar, Move 9 hareketinden dokuz erkek ve kadının 30 ila 100 yıl arası değişen hapis cezalarına çarptırılmalarıyla son buldu. Bu,36 yıl önceydi. Jimmy Carter Başkandı ve Muhammed Ali hem sporcu unvanını kaybetti hem de dünya ağır siklet derecesini yeniden kazandı. Tabii Dokuzlar hareketinin cezası Pennysilvania tarihindeki tüm diğer davaları gölgede bıraktı. Bu davayı inceleyenler, kadın sanıklardan hiç birinin silahlı saldırı suçlaması almamasına rağmen, erkeklerle aynı cezaya çarptırılmalarına şaşırmıştı.

EDDİE AFRİCA GİBİ İSTİSNALAR
Tabii erkekler içinde de, Eddie Africa gibi istisnalar vardı. O da silahlı saldırı suçlaması olmaksızın aynı şekilde ceza aldı. Eddie, Batı Phyladelphia da doğdu ve büyüdü. O yıllardaki her genç gibi partilere katıldı ve kafayı buldu. Ancak Move 9 hareketi onu değiştirdi,radikalleştirdi ve kendinden daha büyük bir şeyin parçası yaptı. Görgü tanıkları olaylarda ölen 78 kişinin polis kurşunuyla hayatını kaybettiğini söylese de bu bir şeyi değiştirmedi. Move gümbür gümbür siyah ve güçlüydü. Mutlaka durdurulmalıydı. Yargıç Edwin Melmet de bunun için oradaydı, sistemin bir mekanizması olarak işini yaptı. Eddie gibi diğer dokuz kişi de suçsuzdu, yine de, suçlu yada suçsuz, move üyesi olmaları kararı kesinleştirmişti. Siyah haklarını savunmaları ve John Africa’nın öğretilerini takip etmeleri yeterliydi, tüm bunlar sistem açısından affedilemezdi.

GÜZEL DEĞIL AMA NEYSE O
Orta yaşlı bir adamın 17 yaşındaki bir çocuğu “Müziği ...keyim lafından dolayı silahla vurarak öldürdüğü bir davada ironinin sınırı ne olmalı? Mırıldanıp düşünüp kaşınan jüri, mahkumiyet yerine para cezası verdi. Bu olay Siyah Tarihi Ayı’nda gerçekleşti. Bu da bizlere, Amerika’da herkesin refah içinde olmadığını gösteriyor. Siyahi erkekler ve çocuklar Birleşik Devletler ‘de çok az saygı görüyor. Bu geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle.   bunun sebebi kısmen Amerika’daki jüri sistemi, kısmen beyaz Amerika, kısmen de az da olsa Siyahların tavrı. Siyah hayatı ucuz. Bazıları bunu kesinlikle reddecektir, ancak kabul etmek gerekir ki beyaz ekiplerin çaldığı bir heavy metal barında gitara işeyen siyah bir yetişkin de bir kamyonetin arkasına tıkılıp öldüresiye dövülmeyi hakketmiyordur,yada bu olayın failleri ölüm hücresi dışında olmayı. Fakat siyaha adama duyulan sosyal korku aynı oranda bir savunmayı da güçlendirdi. Bu en zayıf anlamda mahkeme salonuna veya sokağa yansıdı. Toplumsal açıdan çok daha fazlası vardı. Bu tabii ki siyahi  insanın toplumca nasıl görüldüğünün de bir yansımasıydı. Bir gerçek de şu ki, beyaz adam siyah adamdan korkuyor, bu biraz derin ve mantıksız görünebilir,yine de bu onu daha az gerçek yapmaz,aksine çok daha gerçek yapar. Bir yüzyıl önce 20.yy başlarında kölelik beyaz ırkçı ulusal dalganın şiddetine maruz kaldı. Siyahlar Dubois’in Kırmızı Yaz dediği korkunç günler gördü.
Bu vahşet, federal ve eyalet yönetimlerinin sessiz desteğiyle devam etti. Bu vahşetin ateşleyicilerinden biri de, eğer siyah adam özgür kalırsa kendine beyaz kadın aramaya çıkar korkusuydu ki bu psikolojik korku bugün bile politika hukuk ve eğlence kisvesiyle örtülü biçimde devam ediyor. Genç bir adam orta yaşlı bir beyaza biraz takılıyor, adam karşısında bir çocuk yerine siyah bir adam görüyor ve nöronları çığırından çıkıyor. Bu, 2014 Amerika’sının enstantanesidir. Güzel değil ama neyse o.

ÖNCEKİ HABER

Hayat bize de bahar olacak mı bu bahar?

SONRAKİ HABER

Kumdan kale

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...