08 Mart 2014 06:00

Hem alana hem sandığa

2014 8 Mart’ı kadınların eşitlik ve özgürlük için ortaya koydukları taleplerin üzerine yolsuzluk iddialarının yarattığı “hükümetin hesap vermesi” çağrılarının da eklendiği bir gün olacak. Kadınlar, taleplerine ve ihtiyaçlarına hep “bütçe yok” cevabı verenlere ayakkabı kutularını ve seçim sandıklarını gösteriyor. Temel talepler ise, insanca yaşanacak bir hayat, insanca çalışacak koşullar.

Hem alana hem sandığa
Paylaş

2014 8 Mart’ı kadınların eşitlik ve özgürlük için ortaya koydukları taleplerin üzerine yolsuzluk iddialarının yarattığı “hükümetin hesap vermesi” çağrılarının da eklendiği bir gün olacak. Kadınlar, taleplerine ve ihtiyaçlarına hep “bütçe yok” cevabı verenlere ayakkabı kutularını ve seçim sandıklarını gösteriyor. Temel talepler ise, insanca yaşanacak bir hayat, insanca çalışacak koşullar. Ama bütün bunlar için gerekenin gerçek eşitlik ve demokrasi olduğu ise bütün kadınların vurgusu. Bu 8 Mart’ta alanlar, gerçek eşitlik ve demokrasi için yerel seçim sandığına uzanıyor. Çeşitli kesimlerden kadınlar yanıtlıyor. 8 Mart’a hangi taleplerle gidiyorlar, alanda ne söylüyorlar? 

BEDENİMİZ DEĞİL AMA HAKLARIMIZ YAKILIYOR

Melek Sönmez- Tekstil İşçisi: 8 Mart’ın ilan edildiği günden bu güne çalışma koşulları değişmedi aslında. Yine köle gibi çalışıyoruz. Kıpırdamadan ayakta çalışıyoruz. Bel ve boyun ağrılarıyla baş edemiyoruz. Sesini yükselteni aniden sorgusuz, sualsiz işten atıyorlar. Ne bir kanun ne de bir düzenleme var işçiyi koruyan. Olanlar da zaten işlemiyor. Bütün haklar patrondan ve zenginden yana. Ortaya çıkan ses kayıtlarında da gördük. Biz belki 150 sene önceki kız kardeşlerimiz gibi ateşle yanmadık ama, kazanılmış haklarımız yakılmak isteniyor şimdi. Yerel seçimler de yaklaşıyor. Bence en önemli şey denetim. Kenti de ülkeyi de biz yönetelim demek için 8 Mart’ta sokakta olacağım.

DENENMEMİŞ YOLU DENEYELİM

Sevim Aydın- Tuzla Organize Sanayi İşçisi: Evdeki iş de, fabrikadaki iş de hep kadınlara bakıyor. Hakkımızı talep ettiğimizde de “Güç olarak erkeklerle eşit değilsiniz” deniyor. Ama fiziksel olarak da bir sürü yük var üzerimizde. Çocukları ne yapacağız diye düşünen kadınlar zorunlu mesailere kalamıyor, patron bunu anlamıyor. Bence asgari ücretin de yükseltilmesi, kadınlar için çalışma saatlerinin düşürülmesi gerekiyor. İşyerinde ve sokakta çok fazla tacize maruz kalıyoruz. 8 Mart’ta en öncelikli talebimiz eşitlik olmalı. Yerel seçimlere dair denenmemiş bir yolu denemek zorundayız. Kötü olanı teşhir edelim, vaat edilenler yapılmazsa hesap soralım. 8 Mart’ta eşitlik ve demokrasinin hakim olacağı kentler istiyorum.

BELEDİYENİN KAPISINA DAYANACAĞIZ

Nuray Sağdıç- Ümraniye Aşağı Dudullu Mahallesinde Oturan 2-b Hak Sahibi: Kentsel dönüşüme karşı Ümraniye’nin 16 mahallesinde sokak sokak 2-b yasasına karşı dernek ve komiteler kurduk, mücadele ediyoruz. Kadınlar evlerini yaparken, su, çimento, harç taşırken çocuklarını kaybettiler, eşlerini kaybettiler. Yıllarca dişinden tırnağından biriktirdiklerini kaybettiler. Yoksulluk, açlık çektiler., kötü koşullarda çalıştılar. AKP bu yerel seçimlerde güçlü çıkarsa, evlerimiz başımıza yıkılacak. Biz aylar öncesinde 10.000 imza ile meclisin kapısına dayandık. BDP ve HDP hariç hiçbir partiden bir yanıt alamadık. Belediyenin kapısına dayanacağız. 8 Mart’a “biz evimizi vermeyiz” demek için katılacağız.

SADECE SANDIKLA OLMAZ

Gamze Topçu-İstanbul Üniversitesi Genç Demokrat Hukukçular Kulübü: 13 yaşında anne olan çocuklar, neredeyse ödüllendirilen tecavüzcüler, kurşunlanan kadınlar kitap sayfalarında yer almıyor. Biz genç kadınlara dönük saldırılar her geçen gün artarken biz de“Şiddeti, tacizi, tecavüzü sıfırlıyoruz!” diyerek alana çıkıyoruz. Hayatımıza yapılan müdahalelerden, yolsuzluklardan, hırsızlıklardan usandık. Sadece oy kullandığımız bir düzeni kabul etmiyoruz, kendi seçeneğimizi yaratmak için mücadele ediyoruz.

KALICI BİR İŞ İSTİYORUZ

Meziyeşan Kaya - Mevsimlik Tarım İşçisi: 6 çocuğum var. Yılda sadece 1 ya da 2 ay çalışabiliyorum. Baybaşı dediğimiz aracılar iş ayarlıyor. Fındık toplamaya Karadeniz’e gidiyoruz. 8 saatten az çalıştığımı hatırlamam, hele hava soğuksa çoluk çocuk perişan oluyoruz. Emeğimizin karşılığını almıyoruz. Aldığımız parayı da yemeğe verdiğim oluyor. İlk mevsimlik işe başladığımda çoluk çocuk kamyonla götürdüler bizi. Kalıcı bir iş istiyoruz. Sağlık güvencemiz olsun istiyoruz. İnsan bilecek çalışınca eline geçecek parayı. Diğer tüm işçi kadınlara mesajım olsun, asla susmasınlar. Haklarını arasınlar, sadece kendisi için değil herkes için...

MÜCADELE 157 YAŞINDA

1857 yılının 8 Martında 40 bin dokuma ve tekstil işçisi kadın, çalışma sürelerinin kısaltılması, eşit işe eşit ücret, daha iyi çalışma koşulları için greve çıktılar. Diğer fabrikaların işçileriyle dayanışmalarını engellemek için patronlar kadın işçileri fabrikaya kilitledi. Fabrikada çıkan yangında 129 kadın işçi feci şekilde can verdi. 1910 yılında II. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Alman sosyalist önder Clara Zetkin’in önerisiyle ilan edilen ve ilk kez 1911 yılında kutlanan 8 Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”, yangında yaşamını yitiren kadınlara adandı. 157 yıl geçmiş olmasına rağmen insanlığın katettiği mesafeden kadın işçilerin payına düşen kötü çalışma ve yaşam koşullarına karşı mücadele!

EŞİTSİZLİĞİN VE AYRIMCILIĞIN GÖSTERGESİ RAKAMLAR
* Kadın istihdamı oranı bir önceki yıla göre geriledi, kayıtdışı çalışan kadınlar çalışan kadınların yarıısndan fazla. İş arama umudunu kaybettikleri için iş aramayan ama işsiz sayılmaları gereken kadınların oranı ise yüzde 61
* Eğitimde cinsiyet eşitsizliği derinleşti. Kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 27’ye geriledi. 58 öğrenciyi istismar eden 10 öğretmen görevine devam etti. Karma-eğitimin kaldırılması gündem edilirken, Bakanlık tarafından; “ Kız 15 yaşına geldi mi evlendirilmelidir. Yoksa aileyi güç durumda bırakabilir.” ifadeleri kullanıldı.
* Son 1 yılda 214 kadın ve 10 çocuk kocaları, sevgilileri ya da babaları tarafından öldürüldü. 241 kadın ve kız çocuğu şiddete uğradı, 161 kadın ve kız çocuğuna ise cinsel tacizde bulunuldu. Kadın cinayetlerinin 31’inde katillerin yüzde 45’i tahrik ve iyi hal indirimlerinden faydalandı. Tecavüz davalarının yüzde 8,6’sında tecavüzcüler beraat etti.
* Türkiye’de 5 milyonun üzerinde çocuk evliliği var. Kız çocuklarının yüzde 31,7’si çocuk yaşta evlendiriliyor.
* Mecliste 550 milletvekilinden sadece 77’si kadın. Kadın Koalisyonu’nun seçim karinesine göre 2072 belediye başkan adayının %94’ü erkek, %6’sı kadın.YAPILAN açıklamaya göre son 15 yılda tecavüzden yargılanan 409 polisin, askerin, özel timcinin, korucunun ve gardiyanın hiçbirinin ceza almadığı vurgulandı. Sendikanın yaptığı araştırmaya göre sadece bu yıl kamu görevlilerinin çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel saldırısının yaşandığı 25 olay gerçekleşti. Kamu görevlileri 50’nin üzerindeki çocuk ve 15 yetişkine cinsel tacizde bulundu. 2013 yılının ilk sekiz ayında gerçekleşen bu saldırılardan dolayı hiçbir kamu görevlisi ceza almadı.

ÖNCEKİ HABER

Kenti de ülkeyi de değiştireceğiz

SONRAKİ HABER

İlker Başbuğ Silivri’den tahliye edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa