04 Mart 2014 17:58

'Başbakan soruşturulsun, yargıçlar istifa etsin'

Yargıçlar Sendikası, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin'e ait olduğu iddia edilen ses kayılarını değerlendirerek, Başbakan ile eski Bakan hakkında 'Yargılama yapanları etkilemeye teşebbüs' suçundan soruşturma açılmasını istedi, avukatlıktan yargıçlığa geçenleri de istifaya davet etti.

\'Başbakan soruşturulsun, yargıçlar istifa etsin\'
Paylaş

Yargıçlar Sendikası, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin'e ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Hukuk dışı dinlemelerin ahlaksızlık olduğunun belirtildiği açıklamada, söz konusu konuşmada adı geçen ve dini inanç ve mezhep üzerinden yapılan değerlendirmeyle olumsuz nitelemesi yapılan yargıcın, hakim ve savcılar arasında adaletinden ve dürüstlüğünden şüphe duyulmayan, adalet inancından zerre kadar sapma göstermeyen bir hakim olduğu belirtildi. Açıklamada, söz konusu telefon görüşmesi kaydında, avukatlıktan yargıçlık mesleğine alınan 2 bin yargıcın, "avukat arkadaşlarımızı sisteme transfer ediyoruz" biçiminde açıklanmasının, yargıç ve savcıları daha mesleğe başlamadan şaibeli hale getirdiği ifade edildi.
Açıklamada, "Yakın zaman içinde mesleğe avukatlıktan geçen ve yeni başlayan yargıçların bazılarının AKP yöneticilerinin içinden seçilmesi, bir kısmının ise İstanbul'a atanması ve bu kişilerin Ağır Ceza Mahkemelerine atanarak arama-dinleme gibi tedbir kararlarının oybirliğiyle alınarak "sistemin" kontrol edilmesi söylentileri ile anılan konuşma birleştirildiğinde ne yazık ki siyasi iktidarın yargıya müdahaleye ne kadar istekli, gayretli ve hukuk tanımaz bir halde olduğu tereddüte yer vermeyecek biçimde görünür olmuştur" denildi.

YARGIÇLIĞA GEÇENLER İSTİFA ETSİN
Ses kaydındaki ifadelerin, "yargılama yapanları etkilemeye teşebbüs" suçunu oluşturduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Bu konuşmalar bize, siyasi iktidarın hiçbir zaman "hukukun üstünlüğünden, bağımsız ve tarafsız yargıdan" yana olmadığını, hukuku ve yargıyı sadece kendi siyasi menfaatleri doğrultusunda kullanmak istediğini ve bu amaca uygun şekilde dizayn etmeye çalıştığını anlatmaktadır" denildi. Erdoğan ve Ergin'in konuşmalarda adı geçen yargıçtan özür dilemeye çağıran Sendika, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Başbakan ile eski Bakan hakkında "Yargılama yapanları etkilemeye teşebbüs" suçundan soruşturma açmaya ve avukatlıktan yargıçlığa geçenleri de istifaya davet etti.

‘HUKUK DEVLETİNDE BÖYLE BİR ŞEYİ KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL’

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasındaki ses kayıtları hakkında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin geldiği noktanın çok vahim olduğuna dikkat çekti. Herkesin, birbirini dinleyebildiğini söyleyen Kocasakal, şöyle konuştu:

“Hukuk devletinde böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil; ama bu ortamı 12 yıldır siyasi gücü elinde tutan bu siyasi iktidar yarattı. Bir, kendi yarattığı bir canavarla boğuşuyor; çünkü Anayasa’ya aykırı olarak devlet erkinin şimdi farkına vardığını söylediği ama inandırıcı olmayan o kendilerinin çete dediği, paralel yapı dediği bu yapıyla isteyerek paylaşan bu siyasi iktidar. Üstelik bu süreç içinde, siyasi iktidar bu tür yasadışı kayıtlara tamamen kayıtsız kaldı, hatta bunlardan yararlandı. Bu yolla bir sürü insan içeri tıkılırken, gıkı çıkmadı, ‘İçeriğine bakalım’ dediler. Hatta Başbakan, Baykal’la ilgili ses kaydına ‘Ne özeli, genel genel’ dedi. Dolayısıyla bu iklimi yaratan siyasi iktidar, şikayet etme hakkına sahip değil. İkincisi, içerik bakımından, o ses kayıtlarının üzeri örtülmeye çalışılan yolsuzluk soruşturmalarında hakim kararıyla yapılan dinlemelere ait olduğu ileri sürülüyor. Eğer bu şekildeyse, bunların hukuki değeri vardır, bunlar kullanılabilir ve delil oluşturur. Ama bunlar yasadışı elde edilmişse, o zaman bunlar hiçbir şekilde delil özelliği taşıyamaz. Hukuken bu anlamda bir etkisi olmaz; ama siyaseten etkisi olur, o ayrı.”

‘YARGIYI AÇIKÇA TEHDİT EDEN BAŞBAKAN DEĞİL Mİ?​’

Ses kayıtlarında yargıya müdahalenin görüldüğünü belirten Kocasakal, şunları ifade etti:
“Zaten bırakın kaydı, Başbakan’ın, Adalet Bakanı’nın, birtakım Hükümet yetkililerinin zaten o kadar açık biçimde yargıya müdahale anlamına gelen aleni sözleri var ki açıklamalarında, böyle bir ses kaydına ihtiyaç yok. Daha dün Başbakan, ‘İnlerine gireceğiz, davalar açacağız’ dedi. Bu bile bir itiraf değil midir? Siz mi açacaksınız davaları, yoksa bağımsız yargı mı? Yargıyı açıkça tehdit eden Başbakan değil mi? Savcıya yönelik, ‘Onunla daha işimiz bitmedi’ diyen, Danıştay’ı, HSYK’yı tehdit eden Başbakan değil mi? Bunların hepsi zaten açıkça TCK 277’deki suçu oluşturan fiillerdir, kayda gerek yok. Son yapılan HSYK düzenlemesinden sonra her şey Bakanın iki dudağı arasındaysa, hangi savcı, hangi cesaretle böyle bir durumda soruşturma açacak? Böylece fiilen iktidara mensup olanlara suç işleme özgürlüğü ve ayrıcalığı yaratılmış oluyor. Bugün bu hukuki hesap yargı bağımsız olmadığı için sorulamayabilir ama bunların zaman aşımı uzundur. Bir gün yargı bağımsızlığına tekrar kavuştuğunda bu hesap hukuken sorulabilir.” (ANKA)



 


ÖNCEKİ HABER

4 eski bakanın fezlekeleri 28 Şubat\'ta TBMM\'ye ulaşmış

SONRAKİ HABER

Aksaray’da HDP konvoyuna taşlı saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...