Tutuklulukları sadece 74 gün sürdü

Rüşvet ve yolsuzluğa karıştıkları gerekçesiyle 17 Aralık'ta başlatılan 3 ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınan 71 isim arasında haklarında tutuklama kararı verilenlerden Reza Zarrab ile eski bakanların çocukları Barış Güler ve Kaan Çağlayan'ın tutukluluk süreleri sadece 74 gün sürdü.

Binlerce insanın delil olmayacak delillerle cezaevlerinde yıllarca kaldığı Türkiye'de, ciddi suçlamalara rağmen yolsuzluk soruşturmasında tutuklulukların sıfırlanması ise kulislere yansıyan 'soruşturma kapatılacak' iddialarını doğruluyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen 17 Aralık soruşturmasında tutuklu bulunan aralarında İranlı iş insanı Reza Zarrab, İçişleri eski Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan'ın da bulunduğu son 5 şüphelinin serbest bırakılmasıyla soruşturma kapsamında tutuklu kimse kalmadı. AKP ve Gülen cemaati arasında başlayan iktidar çatışması sonucunda İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın talimatı üzerine 17 Aralık günü başlatılan 3 ayrı soruşturma, operasyonun başlatıldığı ilk dakikalardan tutuklu son şüphelilerin serbest bırakıldığı bu güne kadar siyasetten yargıya ve medyaya kadar uzanan ilişki ve çatışmalarla Türkiye'de gündemi sarstı.

TUTUKLU KALMADI

Bugün serbest bırakılan 5 isimle birlikte 3 ayrı soruşturma şeklinde başlatılan operasyonlarda gözaltına alınan 71 kişi arasında Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve iş insanı Ali Ağaoğlu da yer alıyordu. Yapılan gözaltılarla birlikte ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen çeşitli eşya ve paralara da el konuldu. Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evinde bulunan bir ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolar çıkması dikkat çekmişti.

3 AYRI SORUŞTURMA YÜRÜTÜLDÜ

İlk soruşturma olan "Kara para dosyası" içerisinde yer alan 21 kişi arasında bulunan iş insanı Reza Zarrab, bakan çocukları Barış Güler, Kaan Çağlayan ile Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, ifadeleri alınan cumhuriyet savcılarınca "altın kaçakçılığı, kara para aklama, rüşvet" suçlarından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti. Tutuklanmaları istenen 21 kişiden İçişleri Bakanı Güler'in oğlu Barış, Bakan Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan, Reza Zarrab ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın da aralarında olduğu 14 kişi hakkında tutulanmış, 7 kişi ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı.

AKP'li Fatih Belediyesi'nde yapılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturması olan "Fatih dosyası" kapsamında da Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile birlikte 27 şüpheli yer aldı. Bu soruşturmada "Rüşvet vermek ve almak" suçlamasına rağmen Belediye Başkanı Demir serbest bırakılırken, kardeşi Sebahattin Demir'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı.
Ali Ağaoğlu ile Şehircilik Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Oğuz Bayraktar'ın yer aldığı dosyada ise 23 şüpheli yer aldı. Şüphelilerden sadece 2'si hakkında tutuklama kararı verildi.

71 ŞÜPHELİDEN 24'Ü TUTUKLANDI, 38 SERBEST BIRAKILDI

Böylece soruşturma kapsamında gözaltına alınan 71 şüpheliden 24'ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 38'i de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gözaltına alınan isimlerin daha emniyetteki ifadeleri alındığı sırada, ele geçirilen yüksek miktardaki paraların görüntülerinin medyaya sızmasıyla adı geçen Bakanlar ve Hükümet eleştirilerin odağına oturdu ve soruşturmaya müdahale etmeye başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 18 Aralık 2013 tarihinde, "soruşturma dosyasının geniş olduğu ve fazla iş yükü gerektirdiği" gerekçeleriyle, soruşturmaya ek 2 savcı daha atadı ve savcılar arasındaki herhangi bir ihtilaf durumunda soruşturmaya ilişkin kararların 2'ye 1 çoğunlukla alınması talimatını verdi

BAKANLAR HAKKINDA FEZLEKE HAZIRLANDI

Ayrıca, şüpheliler arasında bulunan İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış hakkında cezai kovuşturma yapılabilmesi için hazırlanan fezlekeler, TBMM'ye gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı'na sunuldu.

OPERASYON AKP-CEMAAT ÇATIŞMASININ FİTİLİNİ ATEŞLEDİ

Yaşanan çatışma üzerine hükümette ilk elden başta İstanbul Emniyet'inde operasyonda yer alan polis amirleri ve polislerle birlikte birçok ilde çok sayıda emniyet müdürü ve polislerin görev yerlerini değiştirdi. İlerleyen günlerde, soruşturmanın bir siyasi operasyon olduğunu iddia eden AKP hükümeti, Gülen cemaatine yönelik "paralel devlet" yakıştırmasıyla Başbakan Erdoğan'ın deyimiyle "istiklal savaşı" açtı. Bu savaş üzerine de gözaltıların başlamasından kısa süre sonra da "paralel devlet" yapılanmasına önlem gerekçesiyle Emniyet'te, Yargı'da ve TİB, TRT, BDDK gibi bazı kamu kurumlarında birçok personel görevden alındı veya personelin görev yeri değiştirildi.

4 BAKAN KOLTUKLARINDAN OLDU

Soruşturmalar ile birlikte her alanda kendisini gösteren çatışma, AKP içerisinde de krize yol açtı. Egemen Bağış, Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bakanlık görevlerinden istifa etti. Bayraktar ayrıca yaptığı bir açıklamayla, Başbakan'ı eleştirerek milletvekilliğinden de istifa ettiğini duyursa da bir süre sonra özür diyerek geri döndü.

POLİSTEN SONRA SAVCILARA DOKUNULDU

AKP iktidarın soruşturmaya yönelik uyguladığı baskı ve müdahaleler ise operasyonda yer alan emniyet amirlerinin yerlerinin değiştirilmesi ile sınırlı kalmadı. 16 Ocak 2014 ise yine HSYK kararı ile, soruşturmayı başlatan Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın görev yeri değiştirildi. Onunla birlikte süreç içerisinde başta Zekeriya Öz olmak üzere birçok savcının görev yerleri değiştirildi.

TAPELER YAYINLANDI

Soruşturmaların üzerini kapatmak için günden güne farklı müdahaleler gerçekleştiren AKP'nin merkez medyayı dizginlemesinin üzerine bizzat Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmeleri kayıtlarının da aralarında bulunduğu birkaç kayıt Youtube üzerinden servis edildi.

Bir yandan karşılıklı hamlelerle AKP ve Gülen cemaati arasında baş gösteren iktidar çatışması HSYK'nın yapısını değiştirmekten internette sansür olarak karşılanan Cumhurbaşkanı Gül'ün de onayından geçen yasaya ve en son hazırlanan MİT düzenlemesi ile devam ederken, diğer yandan AKP hükümeti söz konusu soruşturmalara müdahalelerini sürdürdü.

EN UZUN TUTUKLULUK 74 GÜN SÜRDÜ

Gelinen aşamada son 5 tutuklunun da serbest bırakılmış olması, hükümetin tüm tutukluları serbest bırakacağı ve soruşturmaların üstünü örteceği yönünde operasyonların daha ilk gününde dile getirilen iddiaları da doğrulamış oldu. Türkiye'de başta siyasi tutsaklar olmak üzere asılsız iddialar ve üretilmiş delillerle binlerce insan onlarca yıl yargı mekanizması içinde adalet sesini duyurmaya çalışırken, ortaya çıkan bilgi, belge, görüntü ve ses kayıtları ile Türkiye'nin en büyük yolsuzluk operasyonu kapsamında tutuklananların tutukluğu ise son tahliye kararları ile birlikte sadece 74 gün sürdü. (DİHA)