28 Şubat 2014 15:48

Yolsuzluklara seyirci kalmayacağız!

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, düzenlediği basın toplantısında yolsuzluklar, yerel yönetim seçimleri ve “DİSK Örgütlenme Seferberliği Programı” ile ilgili açıklamalarda bulundu. Beko, “Her gün ortaya çıkan yeni deliller açıkça gösteriyor: Bir avuç azınlık Türkiye işçi sınıfı tarafından yaratılan değerler üzerinde tepiniyor” diyerek, seyirci kalınmaması çağrısında bulundu.

Yolsuzluklara seyirci kalmayacağız!
Paylaş

Başbakana asgari ücretliye yaptığı simit hesaplarını hatırlatan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “2 milyon 800 bin asgari ücretlinin bir aylık maaşını bir günde sıfırlamaya çalışan, bunun için devletin kriptolu telefonlarını kullanan bir başbakan tarafından yönetilmek istemiyoruz” dedi.

Kani Beko,  konfederasyonun Şişli’de bulunan genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında yolsuzluklar, yerel yönetim seçimleri ve “DİSK Örgütlenme Seferberliği Programı” ile ilgili açıklamalarda bulundu. Düzenin tüm çarklarından pis kokular yükseldiğini ifade eden Beko, “Türkiye halkının saray kavgaları ve çete savaşlarıyla yönetilmek istendiğini” belirtti. Beko, “Her gün ortaya çıkan yeni deliller açıkça gösteriyor: Bir avuç azınlık Türkiye işçi sınıfı tarafından yaratılan değerler üzerinde tepiniyor. Ve bu azınlık bizi kirli savaşlarının seyircisi ve figüranı yapmak istiyor” diyerek, seyirci kalınmaması çağrısında bulundu.

1 milyon TL’den “3-5 kuruş” diye bahsedenlere, 30 milyon avroya “küçük bir miktar” diyenlere Başbakanın asgari ücretliye yaptığı simit hesaplarını hatırlatan DİSK Başkanı, şunları söyledi: “Dün bakanların oğlunun bir ayakkabı kutusundan çıkan 10 bin asgari ücrete öfkelenmiştik. Oysa vurgunun büyüğü bakanların değil Başbakanın heybesindeymiş. 2 milyon 800 bin asgari ücretlinin bir aylık maaşını bir günde sıfırlamaya çalışan, bunun için devletin kriptolu telefonlarını kullanan bir Başbakan tarafından yönetilmek istemiyoruz.”
Yolsuzluklarla ortaya saçılan bu paraların AKP döneminde iş cinayetlerinde öldürülen 12 bin işçinin ödenmemiş emeğinin karşılığı olduğunu ifade eden Beko, “Bu paraların anlamı özelleştirme sonrası işsiz kalanlar, yağmalanan kentler, kurutulan dereler, kesilen ağaçlar, gasbedilen emeklilik hakkı, insanca yaşanabilecek ücret, pazarlanan sağlık ve eğitim hizmeti ve gelecek nesillerin geleceği olduğunu” ifade etti.

AKP’YE OY YOK

İktidar partisinin yerel seçimleri hırsızlığın, yolsuzluğun, baskının, sansürün, zulmün aklanması için bir fırsat olarak gördüğünü dile getiren Kanı Beko, AKP yönetiminde piyasaya açılan belediyeciliğin halka kapatıldığını, ‘hak’, ‘kamu hizmeti’, ‘söz ve karar hakkı’ kavramlarının yerini ‘yardım ve sadaka’, ‘hayırseverlik’, ‘kulluk’ gibi kavramların aldığını söyledi. Beko, “İşte tüm bu nedenlerle işçi sınıfının 30 Mart’ta AKP’ye verecek oyu yoktur. Yolsuzluğa batmış ve işçi düşmanı bir iktidara karşı sokakta sesini yükselten halkımız için bu yerel seçimler iktidardan hesap sormanın bir vesilesi olacaktır” dedi.

Emeğin talep ve beklentilerini benimseyen, demokrasiden yana, toplumsal eşitlik, dayanışma ve barış yanlısı adaylara destek verilmesi çağrısında bulunan Beko, AKP’den sadece sandıkta hesap sormanın yetersiz olduğunu, bu yolsuzluk düzenine karşı sokaklardan itirazlar yükselmesi gerektiğini vurguladı.

TEMEL TALEPLER

DİSK, seçim öncesi ve sonrası yerel yönetimler ekseninde sürdürecekleri mücadelenin temel başlıklarını şöyle açıkladı:
* Taşeronlaştırma uygulamalarına son verilmelidir. İşçilere kölece çalışmayı dayatan yasal düzenlemeler ortadan kaldırılmalıdır.
* Örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalı, tüm işyerlerinde yetkili sendika referandum ile belirlenmelidir.
* Belediye hizmeti kamu hizmetidir. Bu hizmetlerin halka ücretsiz ve nitelikli ulaştırılması temel hedef olmalıdır. “Hayırsever” değil halkçı, toplumcu bir belediyede elektrik, su, doğal gaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır. Bunun yanında ise ve okula geliş gidiş saatlerinde, yani sabah 6.00-9.00 ile akşam 18.00-21.00 saatleri arasında ulaşım parasız olmalıdır.
* Kentsel dönüşüm projeleri adı altında işçi sınıfının kent dışına sürülmesi uygulaması son bulmalı, halkın onayını almayan projeler derhal durdurulmalıdır.
* Kadınların çalışma yaşamına katılımı ve kent olanaklarından faydalanabilmesi için belediyeler, kreşler, bakımevleri, ortak çamaşırhaneler kurmak gibi ev işlerinin toplumsallaştırılmasına yönelik adımlar atılmalıdır.
* Temiz su kaynakları korunarak, halkın temiz içme suyuna sahip olması sağlanmalı, suyun ticarileştirilmesine karşı durulmalıdır.
* Park, bahçe ve yeşil alanlar gibi halkın ortak kullanımına açık alanlar artırılmalı, her türlü tarım arazisinin imara açılması yasaklanmalıdır.
* Halkın yönetime katılımı yönünde acilen adımlar atılmalı, bu doğrultuda “forum” örgütlenmelerinden faydalanılmalıdır.
* Milyonlarca işçinin, insanca yaşaması için gerekli yukarıdaki adımları atmak yerine bir avuç azınlığın çıkarlarını savunan adaylar teşhir edilmeli, bunlara ASLA oy verilmemelidir!
* Bütün iller, ilçeler ve beldelerde emekten ve demokrasiden yana; sosyal adalete, sendikal hak ve özgürlüklere, toplumsal kazanımlara, eşitliğe, barışa ve özgürlüğe değer veren adaylar desteklenmelidir.
* Türkiye’nin kaderini etkileyecek önemdeki bu yerel seçimlere giderken, karşımızdaki iktidarın da yolsuzluk sabıkasının kabarık olduğunun bilinciyle işçiler seçim sandıklarına ve iradelerine sahip çıkmalıdır.

ÖRGÜTLENME SEFERBERLİĞİ
Seçim öncesi ve sonrası yerel yönetimler ekseninde sürdürecekleri mücadelenin temel başlıklarını açıklayan Beko, “Biz DİSK olarak bu süreci aynı zamanda bir örgütlenme seferberliği süreci olarak yaşayacağız. Bir yandan ‘AKP’ye oy yok’ çağrımızı tüm işyerlerinde yaygınlaştıracağız; bir yandan da örgütlenmemizi büyütmek için adımlar atacağız” dedi.
(İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Eskişehir\'de HDP\'lilere saldırı

SONRAKİ HABER

73 yaşında yatalak ama hâlâ cezaevinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa