23 Şubat 2014 07:22

Ukrayna nereye gidiyor?

Ukrayna’da olup biten tüm bu olayların arka planındaki siyasi nedenler ve esas hedefler nelerdir? Ukrayna’yı son 22 yılın en büyük politik krizinin eşiğine getiren olayların perde arkasını aralıyor; yakın geleceğin olası ve kritik gelişmelerini değerlendiriyoruz.

Ukrayna nereye gidiyor?
Paylaş

Okay DEPREM
Kiev


Bilindiği gibi ve hatırlanacağı üzere, Ukrayna’da uzunca bir süre süren konjonktürel siyasi sessizlik yerini geride bıraktığımız aylarda Kiev merkezli uzun soluklu protestolara bırakmıştı. Görünürde her şey, Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in son anda Avrupa Birliği ile serbest ticaret anlaşmasını imzalamaktan vazgeçmesi ve bunun yerine Rusya’nın da dahil olduğu ve merkezini oluşturduğu serbest ticaret bölgesine katılacağını açıklaması üzerine başladı. Geçtiğimiz yılın kasım ayının son günlerine doğru başlayan, katılımcıların nitelemesi ile “barışçıl” gösteri ve toplantıların her zamanki merkezi yine, 91’den sonraki ismiyle “Bağımsızlık Meydanı” ve ona açılan ana bulvar olan Kreşçatik Caddesi ile Avrupa Meydanı oldu. Görünüşe göre, haftalar boyunca göstericilerin ana talebi, “Avrupa Birliği” adı verilen suni oluşum ile yapılacak gümrük birliği anlaşmasını bir an evvel imzalamak oldu.

TALEPLER ÇIKIŞ NOKTASINDAN SAPTI

Ancak gün geçtikçe, meydanda toplananların siyasi bileşimleri ile Besarabya Pazarı’nın karşısındaki tarihi Lenin Heykeli’ni yıkmak gibi holiganizm örnekleri sergilemeleri çok yakında olacaklar hakkında ciddi şüphe ve kaygıların oluşmasına neden oldu. Bir diğer taraftan, neredeyse gün aşırı Kiev’in merkezi ana meydanında toplananların talepleri, yola çıkış noktalarını çok fazla aşmaya başlamıştı. Öncelikle mevcut ve yasal olarak seçilmiş devlet başkanının istifasını istemelerinin yanı sıra; 2004 yılı öncesindeki parlamenter sisteme, diğer bir deyişle başkanlık sistemi öncesi cumhurbaşkanlığı sistemine ve aynı zamanda o zamanki anayasaya dönülmesini talep etmeye başladılar. Haftalar geçtikte ve meydan sert Kiev kışı ile donarken gösterilere katılanlar da giderek ikincil taleplerini seslendirmeye başladılar. Bunlar arasında bir de eski başbakan aynı zamanda hırsızlık ve yolsuzluk şampiyonu Yulya Timoşenko’nun Kharkov’da tutuklu bulunduğu hapishaneden çıkartılması vardı.

GÖSTERİCİLER MEYDANA YERLEŞİYOR

2013 aralığı ve 2014 ocağı boyunca gösterilere adım adım katılım artarken, bir yandan da göstericiler Kiev’in söz konusu meydanı ve çevresine dev çadırları ile yerleşmeye; yiyecek, giyecek ve ısınma donanımlarını da organize olarak arttırmaya başladılar. Zamanla meydanı ve çevresini adeta işgal etme eylemi halini alan gösterilerin başını çekenler de belli olmaya başladı: Ülkenin Lvov (Lviv) merkezli faşist partisinin (Özgürlük Partisi) Lideri Tyagnibok ve taraftarları, düne kadar sıradan bir boksörken, Batı Avrupa’da kazandığı paralar ile, maddiyatla her kapının açılabildiği Ukrayna’da, sıfırdan uydurma bir siyasi parti kurup başına geçen Yumruk Partisi’nden Vitaliy Kliçko ile son olarak önceleri Eski Başbakan Yulya Timoşenko’nun çakma partisinde sönük bir politikacı olan Arsenyuk; muhalefet korosunun başını çekiyordu.

Aralık ayında, meydanı (Nejalesnosti) boşaltmamakta direnen göstericilere müdahale eden emniyet güçleri ile Berkut’un  (Ukrayna Özel Timi) sert müdahalesiyle birkaç kişinin ölmesi ve onlarcasının da yaralanması ve sonrasında olaylara katılan yüzlerce kişinin tutuklanmasını bahane eden isyancılar, şehir meydanını iyice terörize etmeye ve merkezdeki gündelik hayat trafiğini de felce uğratmaya başladılar.

O sırada, en baştan yeterli ve gerekli önlemleri almak yerine kamuoyunun önünden kaçmayı ve hakkında sırra kıdem bastı yorumları yapılmaya başlanan Devlet Başkanı Yanukoviç ise, hem zaman kazanmak hem de gösterilerin şiddeti az da olsa diner beklentisiyle göz altına alınıp tutuklanan göstericilerin hepsini salıverip, üstüne üstlük şov yapar misali durduk yere emniyet müdürünü görevden alıp muhalefete bir havuç attı. Ancak bu salıverme geri adımının faturasını ilerleyen haftalarda fazlasıyla ödeyecekti Devlet Başkanı.
İktidar partisi olan “Bölgeler Partisi” ise tuhaf bir suçluluk duygusu ile çoğunluk içinde azınlık psikolojisi içerisinde muhalefet milletvekillilerinin istedikleri kanun hükmündeki kararnameler ve tüzükleri meclisten geçirmelerine seyirci olmaya başladılar. Bu durumda, oturumlara tam kadro katılmayan hükümet partisi milletvekilleri ile sokağı terörize etmekle meşgul sözde muhalefetin de varlığı etkili oldu. Bu esnada Yanukoviç, muhalefetin giderek topyekün hükümete yönelen tepkisini yine bir nebze yumuşatmak üzere Başbakan Azarov’un istifasını istedi. Ancak bu taktiksel hamle de ne parlamento da ne de Kiev Meydanındaki öfkeyi dindirmeye yetmedi. Ocak ayına gelindiğinde meydanda toplanmayı sürdüren sağ fraksiyon ve faşist partilerin taraftarları ve meclisteki uzantıları Yanukoviç’in şartsız istifasını istemeye başladılar. 2-2.5 ay boyunca olup biten tüm bu olaylar ve şiddet fırtınası ise, arka plandaki gerçek siyasi nedenleri, esas hedefleri ve sözde -zorlama tüm muhalefet güçlerinin nasıl bu kadar uzun süre ve giderek büyüyecek şekilde ayakta durmayı başardıkları gerçeğini olabildiğince perdeleyebildi.


YANUKOVİÇ GÖREVDEN ALINDI

Ukrayna Parlamentosu, Cumhurbaşkanı Yanukoviç’in görevden alındığını açıkladı. Milletvekilleri, erken seçimin 25 Mayıs’ta yapılmasını kararlaştırdı.  Parlamento, Viktor Yanukoviç’in anayasal olarak cumhurbaşkanı sıfatını taşımadığını duyurdu.

Ancak Harkov kentinde toplanan iktidardaki Bölgeler Partisi milletvekillerinin kurduğu konsey, Kiev’de parlamentonun aldığı kararların meşru olmadığını söylüyor.

Viktor Yanukoviç de parlamentodaki oylama öncesinde bir televizyon kanalına verdiği röportajda görevinin başında olduğunu ve istifa etmeyi düşünmediğini söyledi.  “Ben seçilmiş, meşru cumhurbaşkanıyım” diyen Yanukoviç, bütün ülkenin ve dünyanın gözü önünde yaşanan olayları bir ‘darbe’ girişimi olarak değerlendirdi.

Ukryana’da Avrupa Birliği’nin arabuluculuğuyla varılan anlaşmaya rağmen, başkent Kiev’de binlerce kişi Bağımsızlık Meydanı’ndan ayrılmıyor. Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç ise Kiev’den ayrılarak doğudaki Harkov’a gitti. Başkanlık Sarayı’nın çevresinde koruma olmadığı ve protestocuların Cumhurbaşkanlığı ve bakanlık binalarının bulunduğu tüm bölgede denetimi ele geçirdikleri belirtildi.

Dün sabah saatleri itibariyle Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in, ülke dışına çıktığı, hatta Birleşik Arap Emirlikleri veya Umman’a gittiği yönünde spekülasyonlar yapılmaya başlandı. Ancak Yanukoviç’in ülkenin ikinci büyük kenti olan doğudaki Harkov’da bulunduğu açıklandı. Diğer yandan Harkov’da çok önemli bir gelişme yaşandı. Ülkenin güneyi ve doğusunda bulunan bütün vilayet ve kentlerinin temsilcileri, “Ukrayna Cephesi” adı altında bir araya geldi.

 Yarın: 2004 Turuncu Darbe’nin bir tekrarı / 2010’un bir rövanşı mı?.

ÖNCEKİ HABER

Zimbabwe’de özgürüz

SONRAKİ HABER

Adil Gür: En büyük çıkışı BDP yapacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...