23 Şubat 2014 06:00

‘Gazeteciler baskı altında’

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti cezaevindeki gazetecileri ziyaret etti. Tutuklu gazetecilerin, tüm gazetecilere mesajı var: “Gazetecilerin tümünün hedef seçildiği, parçalandığı ve karşı karşıya getirildiği bir dönem yaşıyoruz. Bugün bizim üzerimizden tüm gazeteciler tehdit ediliyor. Tüm gazeteciler, bu baskıya karşı çıkmalıdır ve bu davayı sahiplenmelidir”

‘Gazeteciler baskı altında’
Paylaş

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, yargılanan ve tutuklu gazetecilere desteğini sürdürmeye devam ediyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti  (TGC) Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, Kocaeli 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Gazeteciler Mehmet Emin Yıldırım, Kenan Kırkaya ve Hüseyin Deniz’i ziyaret etti. Başkan Yardımcısı Recep Yaşar;  Kenan Kırkaya,  Hüseyin Deniz,  Mehmet Emin Yıldırım ile ayrı ayrı görüştü.

‘TUTUKLU GAZETECİ SORUNU ÇÖZÜLMEDİ’

 KCK basın davası kapsamında 20 Aralık 2011’de gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya, şu anda Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevinde kalıyor. Kırkaya, TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar’a görüşmede şunları söyledi:
“Tutuklu gazeteciler ile ilgili olarak genel bir eleştiriyi belirtmem gerekiyor. Başta gazeteciler olmak üzere, toplumun önemli kesimi,  tutuklu gazeteciler sorununa sadece ‘odatv davası’ ekseninde baktı. Odatv davasında tutuklanan gazeteciler de serbest bırakılınca ki biz bu arkadaşların serbest bırakılmasına çok sevindik,  tutuklu gazeteciler sorunu çözüldü gibi bir algı oluştu. Oysa içerideki Kürt gazetecilerin varlığı göz ardı edildi. Bizlerin suçu varmış gibi, ‘Devlet boşuna tutuklamaz’ gibi bir algı ile hareket ediliyor. Bu büyük bir haksızlıktır.  

ELEŞTİRMEK SUÇ MU?

32 haberim iddianamede yer alıyor. Savcı, bu haberleri sıraladıktan sonra, bu haberler ile Başbakanı eleştirdiğimi belirtiyor ve bunu delil olarak iddianameye koyuyor. ‘Ne zamandan beri eleştiri terör suçu oldu?​’ diye soramadan edemiyorum.  Tabii, bir de haberlerimiz iddianamede yer alınca, ilk kez bizim haberleri de TRT spikerlerinden dinlemiş olduk. Askere gitmedim, savaş ortamında askerliğe karşıyım. Onun için de askere gitmedim. Askere gitmediğim için, pasaportum da yok. Ancak, iddianamede ben yurt dışına çıkmış gibi gösteriliyorum. Gizli tanıkların kim olduğu ne dedikleri hiç araştırılmadığı gibi, bunların varlığı da şüphelidir. Benim ile ilgili gizli tanık da yok. Hiçbir kanıt yok.  Ancak oluşturulan bir algı var.  Bu algı üzerinden gidilerek, hepimizi cezalandırmak istiyorlar.

‘GAZETECİLER MESLEĞE SAHİP ÇIKMALI’

2011 yılından beri tutuklu bulunan gazetemiz Evrensel Muhabiri Hüseyin Deniz ise gazetecilerin tümünün hedef seçildiği, parçalandığı ve karşı karşıya getirildiği bir dönem yaşıyoruz. Söz söyleme hürriyeti kalmadı. Tutukluluk, sadece cezaevindeki gazeteciler için değil, tüm gazetecileri kapsıyor. Şu anda tüm gazeteciler tutukludur. Gazetecilik meslek örgütlerinin ciddi bir birliktelik göstermeleri bu dönemde çok önemlidir. Bu süreçte gazetecilerin de suçu vardır. Gerçeklik, sadece işimize geldiği zaman başvurduğumuz bir hal oldu. Gazetecilik temel ilkeler çerçevesinde yapılmadığından bunlar oluyor. Gazeteciler, hukukçular moda değimiyle, “Dik durmalı”.  Gazeteciler dik durursa, Türkiye daha iyi bir yerde olur. Gazeteciler mesleğe sahip çıkmalıdırlar. Bugün bizim üzerimizden tüm gazeteciler tehdit ediliyor. Diğer gazetecilere gözdağı veriliyor. Sizi de bunlar gibi tutuklarız deniliyor. Bizim bu davamız, gazetecilik mesleğinin yeniden ayağa kalkması için bir vesile olmalıdır.

HUKUKSUZ BİR DAVA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Bugün en yüksek yerlerden dile getirilen paralel devlet söylemi, delillerinin elde ediliş biçimi, delil yaratılması, suçlamalar, bütün hukuksuzluklar bizim davamızda fazlasıyla var. Biz bunu defalarca gündeme getirdik. Ancak kimse bizi dinlemedi, dikkate almadı. Başbakan, bize terörist dedi. Oysa bugün gelinen noktada bizim ne kadar haklı olduğumuz, ne kadar doğru söylediğimiz ortaya çıktı.  

GAZETECİLER SERBEST BIRAKILMALI

Azadiya Welat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Yıldırım ise şunları söyledi: “Bizlere rehin tutma politikası uygulanıyor. Böylece diğer gazetecilere de gözdağı veriliyor. İddianamede hiçbir şey yok. İddianame tamamıyla bizim gazetecilik faaliyetlerimiz ile ilgili. Gazetecilik faaliyetimiz sorgulanıyor. Ama tutuklanmaya gelince, gazeteci olmuyoruz. Biz gazeteci değilsek, iddianame niçin bizim gazetecilik faaliyetlerimizle doludur.
Savunmamı yaparken utanıyorum. Çünkü o kürsüde gazeteciliği savunmak zorunda kalmamız utanç vericidir. Bu davada ayrıca ötekileştirme var. Bunu bize hissettiriyorlar. Diğer gazeteciler sahipleniliyor. Ama Kürt gazeteciler sahiplenilmiyor. Bu algı davaya da yansıyor. Dışarıdaki gazeteciler ve toplumun tüm kesimleri, içeride yatan gazetecileri sahiplenmelidir. Burada bir ötekileştirmeye gidilmemelidir. Tutuklu gazeteciler sorununun çözümü için bu konu sürekli gündemde tutulmalıdır.
Öncelikle, tüm gazeteciler serbest bırakılmalıdır. Tutukluluk kaldırılmalıdır. Kimsenin herhangi bir yere kaçacak hali yok. Yurt dışından insanlar tutuklanacaklarını bilerek geldiler. Onun için öncelikle tutukluluk haline bir son verilmelidir.


MAĞDURİYETLER BİTMİYOR

Evrensel Gazetesi Muhabiri Hüseyin Deniz: Cezaevi’nde Silivri’ye duruşmalara gidip gelmelerde ciddi bir sorun var. Burada mağduriyetler hiç bitmiyor. Mahkeme tarihi belli olmasına rağmen Silivri’de temel ihtiyaçlar bile giderilemiyor. Bilinçli bir eziyet çektirme anlayışı var. Yemekler iyi yapılmıyor. İyi malzeme olmasına rağmen, iyi yemek yapılamıyor. Aç kalmadık, ama yemekler nitelik olarak yetersiz.

HAKLAR KISITLANIYOR

Azadiya Welat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Yıldırım:
Ortak alan kullanımı, spor olanakları yetersizdir. Tecrit uygulaması vardır. Gazeteye yazdığımız yazılar sürekli sansürleniyor ve geç gidiyor.Arkadaşların oda değişikliği talepleri karşılanmıyor. Ayrıca, döşekler ile ranzalar aynı boyutta değil. Döşekler, ya büyük ya da küçük. Birçok arkadaşta bel fıtığı oluştu. Ailelerle yapılan görüşmelerde sorun oluyor. Ailelere çıplak arama dayatılıyor. Duruşma nakilleri ciddi sorun. Duruşma boyunca 1 hafta Silivri’de kalınıyor. Bu süreç sorunlarla doludur”

SAĞLIK SORUNLARI VAR

DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya: Duruşmalar için Silivri’ye götürülüyoruz. Nakil koşulları iyi değil. Aynı zamanda duruşma boyunca Silivri’de geçici koğuşlarda bırakılıyoruz. Bu koğuşlarda hemen hemen hiçbir ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Silivri’ye nakil edilmemizi istedik. Onu da kabul etmediler. Yemeklerin protein değeri az. Doktorların diyet yemeği verdiği arkadaşımız da aynı yemeği yemek zorunda. Özgür Gündem Editörü Turabi Kişin’in bağırsaklarında kanama var. Kanser riski taşıyor. Doktor diyet önerdi. Yemek listesi verdi. Ona uygun yemek verilmesi gerekiyor. Oysa ona da normal yemeği veriyorlar. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Omonoia Ultraları: İşçi sınıfının yanında yer alıyoruz

SONRAKİ HABER

Yerelden siyaset kadınlarla mümkün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...