Şerefli rekabet..!

Önder GÖKSAL
İstanbul

Bugün ligin ikincisi ve üçüncüsü arasında lig sıralamasını değiştirmeye namzet bir maç seyredeceğiz Galatasaray ve Beşiktaş arasında. Beşiktaş son günlerdeki çıkışını bu maça da yansıtırsa lig yarışında hatırı sayılır bir konuma gelecek. Galatasaray beklediği skoru elde ederse Fenerbahçe ile ligin tepesinde önlü arkalı yer alacak. Elbet ligin kaderini belirleyecek bir maç gözüyle bakmak yanlış olur ama ligin geleceği adına fikir yürütebileceğimiz bir maç olduğu aşikar.
İki takım arasındaki en gollü maç 30 Haziran 1940’ta Milli Küme maçında yaşanmış. 11 gollük maçı Galatasaray 9-2 kazanmış. Galatasaray’ın efsanevi oyuncusu Gündüz Kılıç bu maçta 5 gol kaydetmişti.
İki takım arasındaki en önemli maçlardan biri de Beşiktaş’ın 48 maç sonunda Galatasaray’a yenildiği maçtır. 5 Aralık 1992 yılında oynanan maçta Beşiktaş’ta Recep ve Metin Galatasaray’da ise Muhammed kırmızı kart görerek oyundan ihraç edilmişti. Sezon sonunda Galatasaray’ın Ankaragücü’ne attığı 8 golden sonra Galatasaray averajla şampiyonluğa ulaşmış ve günümüze kadar uzanan tartışmalar hiç ama hiç dinmemiştir. Futbol tarihimize Süleyman Seba tarafından armağan edilen “Şerefli İkincilik” tabirinin vücut bulduğu sezonun ta kendisidir bu sezon. Tarihin cilvesine bakın ki bu hafta bu iki takım o şerefli ikincilik için bir kapışma içerisine giriyor. Tabii şimdilik, belki bu maçın şerefli ikinciliği bu iki takımdan birini birincilik koltuğuna taşıyacak.
1999-2000 sezonunda ise kaleci hatalarının rekabete damga vurduğu bir maç seyrettik. Galatasaray’da Taffarel Şifo Mehmet’in kafa vuruşunda boşa çıkarak, Fevzi ise Halilagiç’in geri pasında topu ayağının altından kaçırararak karşılıklı gollerin asıl kahramanları olmuşlardı.
Bugün Beşiktaş ile Galatasaray, Süper Lig’de yarın yapacakları karşılaşmayla birlikte 334. kez karşı karşıya gelecek. Taksim Stadı’nda 22 Ağustos 1924 tarihinde Beşiktaş’ın 2-0 galibiyetiyle başlayan 90 yıllık rekabette, bugüne dek yapılan 333 maçın 117’sini Galatasaray, 105’ini Beşiktaş kazandı, 111 karşılaşma da beraberlikle sonuçlandı.
Sarı-kırmızılıların toplam 471 golüne, siyah-beyazlılar 441 golle karşılık verdi.

YALNIZCA 22 KİŞİ DEĞİL TOPUN PEŞİNDE

Her futbol karşılaşması birçok anıyı birçok duyguyu içerisinde barındırıyor. Bu satırlarda geçmişten bahsederken aslında hep insan hikayelerine değiniyorum. Futboldan bihaber insanların klasik tabiri olan “22 kişinin bir topun peşinden koşması” klişesi adı üstünde bir klişeden ibaret. 22 kişinin o topa, o sahaya… taraftarların bu mecraya yüklediği anlamı anlamak için anılara ve tarihe bakmak yeterli. Priestly’nin dediği gibi “Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet’in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur.”
Bugün, Türk Telekom Arena’da Cüneyt Çakır’ın işareti ile saat 19.00’da başlayacak karşılaşmada 22 kişinin bir topun peşinden koşmasını izleyeceğiz; ama maç sonunda o 22 kişinin ve o 22 kişi yardımıyla milyonların o topa yüklediği safiyane duyguları da bir ömür hatırlayacağız.