21 Şubat 2014 06:00

Kimin eli?

30 Mart 2014 günü yapılacak yerel seçimler yaklaştıkça bizleri kurtarmaya hevesli politikacılar alanlarda, salonlarda, televizyon kanallarında daha sık görünür oldular. Bu bildik politikacıların tümü seçildiklerinde, başkan ya da meclis üyesi olarak ilçeleri, kentleri daha yaşanır bir duruma mı getirecekler?

Kimin eli?
Paylaş

Meral SÜER
HDP Tuzla Belediye Meclis Üyesi adayı

30 Mart 2014 günü yapılacak yerel seçimler yaklaştıkça bizleri kurtarmaya hevesli politikacılar alanlarda, salonlarda, televizyon kanallarında daha sık görünür oldular.
Bu bildik politikacıların tümü seçildiklerinde, başkan ya da meclis üyesi olarak ilçeleri, kentleri daha yaşanır bir duruma mı getirecekler?
Kaldırımlar düzenlenecek, kanalizasyonlar yenilecek, caddeler, yollar, alanlar çiçeklenip, ağaçlanacak mı?
İlçe ve kent bütçeleri, şeffaf, denetlenebilir, halka hesap veren bir biçimde mi oluşacak?
Mahallelerde çocuk yuvaları açılarak, o yuvalarda çalışan annelerin çocukları eğitimli bakıcıların gözetiminde mi yetiştirilecek?
Kaldırımlar düzenlenirken,çocuk arabaları, tekerlekli sandalyeleri engelliler göz ardı edilmeyecek mi? Trafik lambalarında görme engellileri için sesli sinyal düzeneği mi geliştirilecek.*
Yurttaş evlerimi açılacak. Bu evlerde okuma-yazma bilmeyenler okuma-yazmamı öğrenecekler? Mesleksiz işçiler meslek kurslarına katılarak bu yurttaş evlerinde yeni meslekler mi öğrenecekler?
İlçe ve kentlerde evlerinin dört duvarına hapsolmuş yaşlılar için buluşma evleri açılarak, yaşamlarının sonbaharını yaşayan o insanlar o evlerde film izleyerek, söyleşiler yaparak, okumak isteyenler için kitaplıklar mı kurulucak?
İlçe mahallelerinde kültür ve spor alanları açılarak burada gençler müzik, tiyatro-resim kurslarına giderek, spor faaliyetlerine katılarak kendilerini mi geliştirecekler?
Toplu taşım ucuz hale getirilerek, sabah 7-9 akşam 5-8 saatleri arasında ücretsiz halemi getirilecek, engelliler ve yaşlılar için toplu taşım araçları kullanılamaz olmaktan mı çıkarılacak?
Yeni rant alanları yaratmaktan başka bir işlevi olmayan, ilçe ve kentleri aç-gözlü inşaat firmaları talan etsin diye düzenlenen İMAR PLANLARINA SON verilerek, imar planı uygulamaları o ilçenin yurttaşlarına danışılarak, doğal yaşam ve çevre tahrip edilmeden şehir planlamacıları ve mimar odalarının deprem mühendislerinin görüş ve önerileri alınarak mı yapılacak? Çirkin, ranta dayalı güvensiz yapılaşmaya son mu verilecek?
Tüm farklı kültür, inanç ve dillerin kendilerini geliştirecekleri ve özgürce ifade edecekleri olanaklar mı yaratılacak?
Bu toraklarda yaşayan tüm ulus ve halkların barış içinde özgür ve hak eşitliği temelinde yaşamaları için yerel yönetimler bu temelde siyasi-sosyal ve kültürel politikalara  katkı mı sağlayacaklar?
Kadına yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılığı önlemek için üzerlerine düşen sosyal politikaları mı geliştirecekler. Kadın dayanışma ve sığınma evleri mi kuracaklar? Belediyeler bünyesinde kadınların hukuki sorunlarına yardımcı olmak ve çözüm bulmak için hukuk danışma büroları mı kuracaklar.
Çevre ve doğal yaşam alanları, ilçe ve kentlerdeki tarihi mirası koruyup geliştirecekler mi?
Temel bir yaşam hakkı olan su ücretsiz hale mi getirilecek,belediyelerde taşeronlaştırmaya son mu verilecek?
Tüm halkı ilgilendiren konularda referanduma gidilerek halkın onay ve görüşü mü alınacak?
Mahalle meclisleri oluşturularak halkın yaşadığı ilçe ve kent yönetimine etkin katılımı, söz ve karar sahibi olması mı sağlanacak?
Ve daha birçok şey...
Tüm bunları şu bildiğimiz partilerin politikalarımı yapacak üstelik bu gürültülü kalabalığı oluşturulanların büyük çoğunluğu da erkek kalabalığı değil mi?
Elbette nasıl bir kentte yaşayacağımıza biz karar vermeliyiz ve hep birlikte yönetmeliyiz.
Ancak bu ilçelere, kentlere birazda KADIN ELİ DEĞMELİ. NE DERSİNİZ?

ÖNCEKİ HABER

Sağlığımızdan olmak istemiyoruz

SONRAKİ HABER

Eğitimde fırsat eşitliği için...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...