10 Şubat 2014 06:00

Belaid suikastının perdesi aralanmadı

Şubat ayının altıncı günü Tunus Halk Cephesinin eski sözcüsü Şükrü Belaid’in ölümünün birinci yıl dönümüydü. Belaid suikastının bir numaralı şüphelisi Kemal Kadkadi, son derece şüpheli bir operasyonla Tunus güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Ölüm yıl dönümünden iki gün önce gerçekleşen operasyon tartışmaları bitirmek yerine alevlendirdi.

Belaid suikastının  perdesi aralanmadı
Paylaş

Ali KARATAŞ / Yusuf ERTAŞ

Şubat ayının altıncı günü Tunus Halk Cephesinin eski sözcüsü Şükrü Belaid’in ölümünün birinci yıl dönümüydü. Belaid suikastının bir numaralı şüphelisi Kemal Kadkadi, son  derece şüpheli bir operasyonla Tunus güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Ölüm yıl dönümünden iki gün önce gerçekleşen operasyon tartışmaları bitirmek yerine alevlendirdi.

YEMEN’DE ŞİDDETLENEN KABİLE SAVAŞLARI

Tunus ve Mısır’da başlayan halk hareketlerinden sonra bir türlü durulmayan Yemen’de şiddetli kabile savaşları yaşanıyor. Yemen’in kuzeyinde bulunan Amran bölgesinde, Husilerle bölgede yaşayan aşiretler arasında son günlerde devam eden çatışmalarda en az 78 kişinin öldüğü, 163 kişinin de yaralandığı ifade ediliyor.

HAŞİDİLER VE HUSİLER

Çatışan taraflardan Haşid aşiretinin lideri Şeyh Sadık el Ahmer.  Yemen’in en büyük aşireti ve aşirete bağlı on binlerce milis mevcut.

Husiler ise kendilerini ‘Mümin Gençlik’ örgütü olarak isimlendiriyor. Manevi liderleri 22 Kasım 1926 tarihinde Dahyan şehrinde doğan ve Saada’da büyüyen Bedrettin bin Emiruddin bin el Hüseyin bin Muhammed el Husi. Husi hareketi, Yemen’de ‘Mümin Gençlik Hareketi’ adıyla 90’larda kurulmuş sonrasında İran devletinin ve Hizbullah örgütünün tam desteği ile silahlı kanadı da olan; sosyal, dini, kültürel ve siyasi bir hareket olarak kurumsallaşan bir hareket.

Lakin Yemen’de yaşanan tek sıkıntı bu değil. Ülke bir yandan el Kaide türevi örgütlerin düzenlediği ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği patlamalarla boğuşurken diğer yandan ülkenin en önemli ekonomik yapıları da saldırıya uğruyor.

Lübnan’da yayımlanan The Daily Star gazetesi aşiret kaynaklarına dayanarak,  güneydoğu Yemen’de geçen ay tıkanan bir boru hattını onarmaya giden bakım onarım ekibini durdurmak için silahlı kabile üyelerinin başlattıkları saldırıda en az sekiz kişinin öldüğünü aktardı.

Görgü tanıkları, Yemen’in Masila petrol sahasını Arap Denizi  El-Dabbah ihracat tesisi bağlantısındaki çalışmanın durdurulmasında başarılı oldukları saldırıda koruyan altı asker ve iki kabile üyesinin öldürüldüğünü söyledi.

SUUDİ KRALI TERÖRE KARŞIYMIŞ!

Geçen haftanın önemli gündemlerinden biri Suudi Kralı Abdullah’ın “şiddet yanlısı gruplara karşı olduğu” açıklamasıydı. Kralın bu açıklaması basına, Suudi gazetelerinin çoğunluğu genç yaşta olan 1400 Suudi’nin, Suriye’de çatışmalara katıldığını teyit ettiği bir dönemde geldi. Gerçi bu sayının gerçeğin çok altında bir rakam olduğunda hemen herkes hemfikir. Birçok köşe yazarı haklı olarak bu açıklamaya imtina ile yaklaştı. Çünkü başta Suriye olmak üzere bölgede savaşan birçok grubu Suudilerin desteklediği ve finansa ettiği biliniyor. Son olarak Suriye’de 7 grubun birleşmesinden kurulan ve 25 bin kişiden oluştuğu ifade edilen İslam Cephesinin askeri lideri Zehran Alluş’un Suudi istihbarat Şefi Prens Bandar bin Sultan ile birebir ilişkide olduğu basına yansımıştı.

Bunun için terör olaylarından çok çeken Irak’ta, al Sabah gazetesi yazarı Salim Meşkur kaleme aldığı makalede; “Senelerden beri ulemaların kışkırtmasıyla ve Allah bilinçlerini kör ederek Suudi Arabistan’da onlarca genç resmi çıkış yollarından çıktı ve iktidarın haberi olmadı mı? Suudi Arabistan istihbaratının; aynı zamanda bölgede belanın, katliamların, yıkımın tescilli başı Bandar Bin Sultan ülkeyi bu işlerin dışında tutacak mı?​” sorularını soruyor.

Suudi Arabistan’ın gündemindeki bir diğer olay ise bir kız öğrencinin kapalı olmadığı için ambulansa bindirilmemesi ve bile bile ölüme gönderilmesi. Yaşanan olay, başta Suriye olmak üzere bölgeye demokrasi ihraç etmekle meşgul ülkenin ortaçağı aratmayan durumunun bir ifadesi.

Son durağımız Bahreyn. Gösterilerin bir türlü durulmadığı Bahreyn üç yıldır muhaliflere verdiği ağır cezalarla gündemden hiç düşmedi. Geçen hafta da onlarca muhalif cezaevine kondu.


KRAL TERÖRÜN KARŞISINDAYMIŞ! YA BANDAR?

Salim MEŞKUR /Al Sabah


SUUDİ Arabistan kralının Suriye’de ve başka yerlerde savaşan şiddet yanlısı gruplara karşı olduğu açıklamasıyla müjdelendik! Siyasette iyi niyete yer yoktur, ihtiyat gereklidir. Bu açıklama ile ilgili birkaç soru sormak gerek: Birdenbire ne oldu? Senelerden beri ulemaların kışkırtmasıyla ve Allah bilinçlerini kör ederek çok sayıda genç ülkeyi terk etti ve iktidarın haberi olmadı mı? İstihbaratın, aynı zamanda bölgede katliamların, yıkımın tescilli başı Bandar bin Sultan ülkeyi bu işlerin dışında tutacak mı? Yoksa silahlandırma, fonlama misyonuna devam mı edecek? Karar, Suudilerin Müslümanları katletmesini engelleyecek mi? Karar, bölgede Suudilerin terörü desteklemesini sonlandıracak mı? Bu karar ateşin bu memlekete yaklaştığının mı ifadesi? Saddam’ın düşüşünden bu yana Irak, kirli sakallı insanların devşirildiği bir alana dönüştü. Yüzler, Suudi istihbaratının desteğiyle Iraklılardan sonra Suriyelileri katletmek için Suriye’ye gitti. Suudi politikasının değiştiğine fiiliyatta kanıt lazım, sadece yabancıların gereksinimleri ile tutarlı bir kraliyet emri değil.


ORTAÇAĞ KAFASI BİR KADINI ÖLDÜRDÜ

Gulfnews

RİYAD’da bir üniversite personelinin kalp krizi geçiren öğrenciye yardım için kadın kampüsüne erkek doktorun girişine izin vermemesi ölümle sonuçlandı. Bunun ardından binlerce Suudi, öfkesini “online olarak” açığa vurdu.
Başkent Riyad’daki Kral Suud Üniversitesinde Sosyal Bilimler Yüksek Lisans öğrencisi Amna Bawazir kadın üniversitesinde saat 11’de kalp krizi geçirdi. Ambulans geldiğinde sağlık görevlilerinin üniversiteye girişine iki saat boyunca izin verilmedi. Üniversite yetkilileri,  ambulansın personelinin erkek olduğunu ve kadın öğrencilerin örtülü olmadığı binalara giremeyeceğini savundu.
Olaya tanık olan öğrencilerin çoğu şok yaşadı. Bazı öğrenciler üniversite yetkililerinin erkek doktorların üniversiteye girişine izin vermeme tutumları karşısında şaşırdıklarını söyledi. Bazı öğrenciler gazeteye, “İslam, uygulamaları kolaylaştıran bir dindir ve dini kurallar istisnai durumlarda gevşektir. Biz hiçbir gereksinimi insan yaşamını kurtarmaktan ivedi olarak görmüyoruz” dedi.
Öğrencilerin, sağlık ekibinin erkek olmasını bahane ederek üniversiteye girişine izin vermeyen yetkililerin olaydan sorumlu olduklarında ısrar ettikleri bildirildi. Gazete sitelerindeki bütün yorumlarda Amna ailesinin acısı paylaşıldı ve öğrencinin ölümüyle sonuçlanan  “duygu eksikliği” ve “mantık yoksunluğu” kınandı. Bazıları her üniversitede ileri düzeyde klinikler kurulmasını bazıları ise yetkililerin “dik kafalılığını” kırmak için kadın üniversitelerine gidecek tüm ambulanslarda kadın personel bulundurulmasını önerdi. Suudi Arabistan’da her düzeyde karma öğretim yasak.
2002’de, “uygun bir şekilde” giyinik olmadıkları için yanan bir binadan ayrılmalarına engel olunan 15 kız öğrenci Mekke’de bir yangında ölmüştü.


BELAİD’İ GERÇEKTEN KADKADİ Mİ ÖLDÜRDÜ?

Başyazı/Alkuds al Arabi

TUNUSLU muhalif lider Şükrü Belaid’in ölüm yıl dönümü olan 6 Şubatı geçici başkan Mansaf Marzuki, siyasal şiddete karşı mücadele günü ilan etti. Siyasi partiler ve sivil kuruluşlar ölüm yıl dönümünde Belaid’in suikasta uğradığı “şehit alanında” toplandı. Ölüm yıl dönümünden iki gün önce Tunus hükümeti, suikastın birinci zanlısı olarak Kemal Kadkadi’nin güvenlik operasyonunda 7 silahlı kişiyle birlikte öldürüldüğünü açıkladı. Bu olayı içişleri bakanı Lütfi bin Ceddu “Tunus halkına ve ailesine bir hediye” olarak nitelendirdi.
Ölüm yıl dönümünde Şükrü Belaid’i savunma komitesi, hakimden aralarında mevcut içişleri bakanının da olduğu emniyet güçlerinden suikastta sorumlu olanların tespit edilmesini istedi.
Kadkadi’nin öldürülmesi sorunu çözmek yerine yanan ateşe  benzin döktü. Tunus güvenlik güçleri, şüpheliyi öldürmeden ele geçirebilirdi. Çıkarılacağı adil bir mahkemede de suikast aydınlatılabilirdi. Lakin öyle yapılmadı.
Şüphelinin öldürülmesine başvurmadan güvenlik güçleri içerdeki veya dışarıdaki bağlantıları tespit edebilirdi.  Bu, “Tunus’ta terör” sorununun etrafındaki şüpheleri kaldırırdı. Gelişmeler bu olayı, Tunus halkına ve ailesine “zehirli bir hediye” haline getirdi.


SUİKAST ŞÜPHELİSİ TUTUKLANDI

HALK Cephesi’nin liderlerinden Muhammed İbrahimi’nin suikastında rol oynadığı düşünülen bir kişi tutuklandı.  İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “terörist bir grubun” saklandığı yere güvenlik güçlerince baskın düzenlendiği ve çatışma yaşandığı açıklandı.4 kişinin gözaltına alındığı belirtilen operasyonda ‘Somali’ kod adıyla bilinen Hmed el-Melki’nin de yakalandığı ve söz konusu şahsın İbrahimi’nin suikastıyla ilişkili olabileceği aktarıldı. Suikastın el Kaide bağlantılı Ensar el Şeriat örgütünün gerçekleştirdiği düşünülüyor.


KUZEY YEMEN’DE AŞİRET SAVAŞI

BBC Arabic

GÜVENLİK ve aşiret kaynakları, Kuzey Yemen’deki İmran ilinde, ağır topçu silahı takviyeli Husi milisleri ile silahlı Haşid aşireti arasındaki şiddetli çatışmalarda en az 85 kişinin öldüğünü doğruladı.
Kaynaklar BBC’ye cumartesi akşamı patlak veren çatışmaların, Huvs şehrinin Husilerin kontrolüne geçmesiyle sona erdiğini söyledi. Silahlı Haşid aşireti militanları şehri geri almak için geniş çaplı bir saldırıya hazırlanıyor.
Aşiret kaynaklarına göre, Pazar günü şafak vaktinden beri Huvs şehrini kuşatan Haşid aşiretine mensup yüzlerce militan Husilere karşı büyük bir saldırı başlattı. Saldırının başlangıcında Militanların kente giden çok sayıda önemli yolu kapattıkları bildirildi.
Husi kaynakları BBC’ye, Husi militanlarının Cumartesi akşamı aralarında Husi militanlarını bir araya getirdiği ve Haşid kabilesinin alanlarına yönelik çoklu roket sistemi ile şiddetli roket saldırısı başlattığı yer olan Birede alanının da bulunduğu çok sayıda önemli yerin kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi. Ancak BBC’nin, bu haberleri bağımsız kaynaklara doğrulatması mümkün olmadı. Kaynaklar, Al Ahmar ailesinin kalesi Hamr şehrine saldırmak için bugün Husiler’in saldırısı ile ilgili konuştular. Geçen hafta iki taraf arasında yaşanan çatışmalarda çoğu Husilerden 35 kişi öldürüldü.


BAHREYN’DE 183  TUTUKLAMA

BİR insan hakları kuruluşu tarafından yayımlanan raporda ülkenin sadece Aralık ayında 735 protesto eylemine sahne olduğu belirtildi. Rapora göre hükümetin muhalefete tepkisi 31’i çocuk olmak üzere 183 tutuklama, ev baskınları ve zorla kaybetmeler oldu. Perşembe günü açıklanan kuruluşun raporunda, Al Vefak topluluğunda (Bahreyn’in en büyük muhalefet partisi) Özgürlük ve İnsan Hakları Bölümü tarafından kaydedilmiş 745 “aralıklı protesto” dışında bunların yarısından fazlası kadarının da güvenlik güçleri tarafından bastırıldığı belirtildi.
Rapor tutuklamalarla ilgili çeşitli hikayeler anlatıyor. Onlardan biri 15 yaşındaki bir erkek çocuğun ailesi tarafından anlatıldı. Çocuğun akrabaları çocuklarının “Silah ve darp zoruyla bir çiftliğe götürüldüğünü “ söylüyor. Aynı zamanda vücudunda sigara söndürüleceği tehdidinde de bulunulmuş sonra bir polis onun kulağını ısırmış. Telefonuna el konulmuş ve uzak bir bölgeye atılmış.


ÖNCEKİ HABER

Çok dilli, çok kültürlü, çok kimlikli belediyecilik

SONRAKİ HABER

Absürt, insan tabiatına giden en kestirme yol

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...