28 Ocak 2014 17:45

Demirtaş: Çözüm süreci ciddi tehdit ile karşı karşıya

Türkiye’de yaşanan sorunlardan çıkmanın doğru yolunun “demokratikleşme” olduğunu belirten Demirtaş, “Dünyada başına bu tür işler gelen liderler, ya otoriterleşip baskıyı arttırırlar ya da demokratikleşmeyi arttırırlar. AKP’nin izlediği, Saddam’ın ve Esad’ın izlediği yoldur. En önemlisi çözüm süreci olarak sayın Öcalan’ın inisiyatifiyle başlayan süreci yasal dayanağa kavuşturmaktır. Yasal dayanağa kavuşturulmazsa çözüm süreci ciddi bir tehdit ile karşı karşıyadır. Bu ülke bir Gezi direnişi bir 17 Aralık süreci gördü. Bu ülke artık eski ülke değildir. Polise sığınarak, yargıya sığınarak siz de kurtulamazsanız, ülke de kurtulamaz” dedi.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde karayollarında artan ölümlü kazalara dikkat çeken Demirtaş, yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek, şunları ifade etti: “Kaza oranına bakıldığında karayollarında yaşanan oranlar daha fazladır. Fakat neden demiryolları tercih edilmiyor. Van’dan Kars’tan İstanbul’a giden yolcular, demiryolculuğu olsaydı karayolu gider miydi? Bu anlayış değişmedikçe acılı haberleri duymaya devam edeceğiz. Neden değişmiyor, çünkü kâr ediyorlar ve kendileri otobüse binmiyorlar. Yoksullar biniyor o otobüslere. ‘Duble yol yaptık’ diye övüneceğinize, her yıl bir ilçe nüfusu kadar insan kazalarda yaşamını yitiriyor. Neden demiryolları yapılmıyor bunu açıklayın. Yük taşımacılığının sadece yüzde 4’ü demiryolları ile yapılıyor. Demiryolu ile taşınsa ulaşım maliyeti yüzde 50’ye kadar düşecektir. Bunlar kader ile açıklanacak, şoför uyudu ili açıklanacak şeyler değildir. Olan fakire, yoksula, emekçiye oluyor. Bu rezalete artık dur demek gerekiyor. 30 Mart’tan sonra inşallah biz alternatif bir iktidarı oluşturacağız. Bu iktidarın nasıl bir rant ile beslendiğini biz operasyondan sonra görüyoruz. Karayolları yapmak aynı zamanda yandaş müteahhitlerin zenginleşmesi demek. Yolu çürük yap ki; 6 ayda bir yandaş müteahhitlere ihale verilsin. Siyasi iktidar kendini düşünmekten başka bir şey yapmıyor.”

‘PİSLİKLER TEŞHİR OLMADAN TÜRKİYE’NİN DÜZELMESİNDEN SÖZ EDİLEMEZ’

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonun ardından Türkiye siyasetinin eski ayarında gitmediğinin altını çizen Demirtaş, “Gitmemesi de normal değildir. Bazı pislikler teşhir olmadan Türkiye’nin düzelmesinden söz edilemez. Türkiye siyaseti, ahlaksızlığın, iktidar, egemenlik savaşlarının dibe vurduğu bir dönemi yaşıyor. Bütün kamuoyunun bunları görmesi gerekiyor. Aksi taktirde, barış yapmak imkansızdır. Rüşvet ve yolsuzluk inkar edilerek, barış ve demokrasi inşa edilemez. Biz 17 Aralık başladıktan bu yana temel bir ilkeyi hedef aldık. Pisliğe bulaşmış, ahlaki olarak çöküntü yaşayan hiçbir siyasi yapı yaşayamaz. Taşıdığı etiket önemli değil. Tamamından hesap sorulması gerekiyor. İlkesellik tam da budur” dedi.

‘DİYORLAR Kİ HABERİMİZ YOKTU…’

Başbakan Erdoğan’ın ve AKP yetkililerinin “Bir baktık ki devletin içine sızdılar” açıklamalarında bulunduğu hatırlatan Demirtaş, AKP’nin anlayışını şu cümleler ile eleştirdi: “Sanırsız ki bunlar özel yetişerek Türkiye siyasetine sızmışlar. Bunları hiç fark etmedik diyorlar. Diyorlar ki, haberimiz yoktu bunlardan. AKP yetkililerinin geçmişte cemaate ilişkin yaptıkları övücü açıklamalar, bizzat AKP eliyle cemaatin nasıl korunduğunun, nasıl göklere çıkarıldığının açık itiraflardır. Başbakan ne demiş, öküz yine sağ o dönemler. ‘Biz gurbette olanları aramızda görmek istiyoruz. Bu sıla hasreti bitmelidir’ Fethullah Gülen’e çağrı yapıyor. Bunlar olmamış gibi davranıyorlar. Gezi direnişinde ‘Polisimiz kahramanlık destanı yazmıştır’ Başbakan’ın sarf ettiği sözler. Sanki en büyük mağdur kendileriymiş gibi bir yaygara koparıyorlar. 17 Aralık sonrasında yargı ile ilgili Başbakan’ın sözleri, ‘İçinizdeki kirlileri temizleyin.’ Eskiden cümleleri şöyleydi. KCK davaları için ‘yargıya söyledik gereğini yapıyorlar’ diyen yine bu başbakan bu yargı ittifakıydı.”

‘İKİSİ DE DOĞRU SÖYLÜYOR’

Geçmişte söylediklerini bugün de söylediklerini belirten Demirtaş, “Bu kirli ilişkilerin sorumlusu AKP’dir, bugün de bunu söylüyoruz. Başbakan diyor ki, ‘yolsuzluk operasyonu yaparak paralel yapının üzerine örtüyorlar.’ Pelsinvanya’daki de diyor ki, ‘yolsuzluğun üzerini paralel yapı var’ diyerek örtüyorlar. Allah biliyor ki, ikisi de doğru söylüyor. Başbakan’ın da Pelsinvanya’daki de bu ülkeye yıllardır yapılanlardan ortaklardır. Başbakan yolsuzluk operasyonlarının üzerini örtmek istiyor. Diğeri de paralel yapıyı korumaya çalışıyor” dedi.

‘DERDİ YOLSUZLUKLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK’


Türkiye’nin vicdanını yitirmemiş savcı ve yargıçlarına seslendiğini belirten Demirtaş, “Cemaat dışında bir savcı yok mu? Neden yolsuzlukların, paralel yapıların üzerine gidilmiyor. Bu yapılanlardan hukukçular olarak rahatsız değil misiniz? Okuduğunuz hukuk metinleri buna sessiz kalmanızı mı söylüyor? Ha keza paralel yapı ile mücadele adına Terörle Mücadele’de görev yapanı Trafik Şube’ye verdiğinizde paralel yapı ile iş bitiyor mu? Yer değiştirerek mi hesap sormuş olacaksınız. Bunların yıllardır yaptıklarının hesabını sormayacak mısınız. Sadece sizin çocuklarınıza dokunmasınlar diye mi önlem alacaksınız. Anayasal suç işleyenleri neden bilgi ve belgeleriyle yargıya teslim etmiyorsunuz. Bunların derdi paralel devlete müdahale etmek değil yolsuzlukların üstünü örtmektir. Diğeri de paralel devleti korumaya çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘TÜRKİYE BU BELALARDAN KURTULMAK İSTİYOR’

“Neden Türkiye toplumu bunlara mecbur kalsın. Türkiye toplumu artık gözünü BDP ve HDP’ye dikmiştir” diyen Demirtaş, şunları dile getirdi: “Bizler de bu sorumluluk bilinciyle çalışacağız. AKP ve ona paralel yapının artık bu ülkede umut olmadığını bu toplum görmektedir. Gittiğimiz her yerde, Türkiye artık 90 yıldır ülkeyi yöneten bu belalardan kurtulmak istiyor. Bizi artık iktidarda görmek istiyorlar. Biz iktidara gelirsek, zaten bir tane başbakanımız olmayacak. Türkiye’yi bir kadın bir erkek başbakan yönetecek. Biz iktidara geldiğimizde devleti küçülteceğiz, yetkiyi yerellere vereceğiz. HDP-BDP iktidarında demokrasiyi inşa edeceğiz. Türkiye tarihi, en az yetkili başbakanlarına tanık olacak.
Nereye alışveriş merkezi, park yapılacağına başbakan karar vermeyecek. Halk bulunduğu yerden kendisini yönetecektir. Partimizin iktidarını büyütmek için değil yetkilerini küçültmek için iktidara geleceğiz. Güçlü bir halk iktidarı yürüyüşü göstereceğiz.”

‘PROVOKASYONA GELMEYİZ’

İstanbul Esenyurt’ta MHP’nin seçim bürosunun açılışı sırasında yaşanan saldırıya da değinen Demirtaş, “Bazı parti büroları önünde yaşananların partimiz ile ilişkilendirilmeye çalışılması bilinçlidir. Hiçbir partiye karşı provokasyona gelmeyiz. Kimseye tetikçilik yapmadık ve yapmayacağız. Demokratik seçim istiyoruz. Herkes çıksın meydanlarda fikirleriyle ortaya çıksın. Ama hükümet sözcüsü dahil olmak üzere bütün bu provokasyonları partimizle ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bu kirli oyunlara karşı MHP ve MHP gençliği de dikkatli olmalı. BDP’nin bu kirli taraklarda bezi yok. Saldıranlar ve saldırtanların üzerini örtüyorlar. Umarız bir daha benzer olaylar yaşanmaz” dedi.

‘AKP’NİN İZLEDİĞİ SADDAM VE ESAD’IN İZLEDİĞİ YOLDUR

Türkiye’de yaşanan sorunlardan çıkmanın doğru yolunun “demokratikleşme” olduğu belirten Demirtaş, şunları ifade etti: “Dünyada başına bu tür işler gelen liderler, ya otoriterleşip baskıyı arttırırlar ya da demokratikleşmeyi arttırırlar. AKP’nin izlediği, Saddam’ın ve Esad’ın izlediği yoldur. En önemlisi çözüm süreci olarak sayın Öcalan’ın inisiyatifiyle başlayan süreci yasal dayanağa kavuşturmaktır. Yasal dayanağa kavuşturulmazsa çözüm süreci ciddi bir tehdit ile karşı karşıyadır. Bu ülke bir Gezi direnişi bir 17 Aralık süreci gördü. Bu ülke artık eski ülke değildir. Polise sığınarak, yargıya sığınarak siz de kurtulamazsanız, ülke de kurtulamaz. Hükümet yanıldığımızı düşünüyorsa hemen pratik adımlar atmalıdır. Çözüm süreci ile ilgili yasal dayanak hazırlama zor değil. Parlamentoda bir hafta çalışmaya bakar.”

‘HSYK DÜZENLEMESİ TAM ANLAMIYLA BİR FACİADIR’


HSYK’ye kanun teklifine ilişkin “Yargıyı cemaate bağlamıştınız, şimdi AKP’ye bağlamak istiyorsunuz. İkisi arasında ne fark var?​” diye soran Demirtaş, “Siyasiden, Cemaatten, Adalet Bakanı’ndan talimat alan bir yargı nasıl bağımsız olacak. HSYK düzenlemesi tam anlamıyla bir faciadır. AKP’nin ilkesizliği, kendini kurtarmaya dönük çalışmaları halk tarafından görülmüyor mu? Bu halk aptal mı? Bunu yapan iktidar 2023’ü görebilir mi? Hangi düzenle nasıl yapılırsa yapılsın siyasi bir iradeye bağlıysa, biz oradan bir bağımsızlık bekleyemeyiz. İster AKP, ister CHP, ister BDP olsun o yapı bağımsız karar veremez” dedi.

‘YARGI SİSTEMİNİN TAMAMININ DEĞİŞTİRİLMESİ LAZIM’

“Üniversitede tek bir muhalif eyleme katılmışsanız, hukuk fakültesinde muhalif kimliğinizi deşifre etmişseniz bu ülkede hakim ve savcı olamazsınız” diyen Demirtaş, “12 yıldır cemaat kadroları, dosya sunarak ‘şunlar bizim adamımızdır, bunlar hakim savcı olacaktır’ demiştir. Yargı sisteminin tamamının değiştirilmesi lazım. Bu da AKP’nin yaptığı gibi onun bunu görevden almakla olmaz. Yargıda doğru bir sistemin oluşması en az 10 yıl sürer. Yaptıkları hazırlık kendilerine bağlı bir yargı oluşturmaktır. Balyoz, Ergenekon dosyaları şüphelidir diyorlar. Ama diğer dosyaları gündeme getirmiyorlar. Bu yeni bir ittifakın arayışıdır. Öyle olmasaydı bütün yargılama konusunda ne kadar dosya varsa, yargılanmış ve yargılanması devam eden dosyaları sivil mahkemelere devredelerdi. Özel yetkili mahkemeleri kapatıp, TMK’yı kaldırıp o zaman yargılama yaparlardı.”

‘SÜREÇ BİR ANDA TUZ VE BUZ OLABİLİR’

Türkiye’de bölgede yaşanan sürecin iyi bir noktada olmadığının altını çizen Demirtaş, “Hem Türkiye hem bölge hem de barış süreci iyi noktada değil. Süreç bir anda tuz ve buz olabilir. Bütün bu eleştirilerimiz Türkiye toplumun refahı ve geleceği içindir” dedi. (Ankara/DİHA)

Evrensel'i Takip Et