KESK davası üçüncü gününde
KESK'in kurucuları ve üyelerinin de aralarında yer aldığı 31'i tutuklu 56 kişi hakkında "DHKP-C üyesi" oldukları iddiası ile açılan davanın ilk duruşması üçüncü gününde Çağlayan'daki İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti.
Duruşmada, tutuklu KESK'liler ve 12 tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulunurken, duruşmaya çok sayıda tutuklu yakını izleyici olarak katıldı. Duruşmada ilk olarak Eğitim Sen üyesi tutuklu öğretmen Aynur Barkın savunma yaptı. 12 yıldır öğretmenlik yaptığını ve aynı okulda 9 yıldır görev yaptığını dile getiren Barkın, hiçbir zaman dönemin istediği öğretmenlerden olmadığını belirtti. Barkın, savunmasında, 19 Şubat 2013'de operasyon yapılırken yaşadıklarını anlattı. Öğretmenlik yaptığı okulunda gözaltına alındığını dile getiren Barkın, "Sınıfımda öğrencilerimin gözü önünde gözaltına alındım. Bunun öğrencilerime nasıl bir travma yaşattığının farkında mısınız?" diye sordu. Sınıfındaki öğrencilerinin özel dolaplarının dahi arandığını dile getiren Barkın, "Öğretmen olarak sevildiğim okulumda beni kötü olarak göstermeye çalıştılar. Ne öğrencilerim, ne veliler ne de öğretmen arkadaşlarım buna inanmadı. Bana sürekli olarak mektupları ile destek oldular. 'Aynur öğretmen terörist' dedirtmek istediler, ama bu gerçekleşmedi. Benim velilerimin yüzde 90'u AKP'li ancak, onlar bile bu yalana inanmadı" dedi.
Öğrencilerinin kendisine yazdığı mektuplardan bazı bölümler okuyan Barkın, öğrencilerinin mektuplarda kendisine, "Öğretmenim tünel kazıp sizi çıkartacağız", "Umarız mezuniyet törenimize yetişirsiniz", "Size bunları yaşatanlar umarız aynı şeyi yaşarlar", "Artık polislere ve mahkeme çalışanlarına güvenmiyoruz" gibi cümleler yazdıklarını söyledi. "Arınç'ın dediği gibi yerim yurdum belli, neden beni okuldan aldılar?" diye soran Barkın, "Ortaokula başlayan öğrencilerim 'hukukta adalet' diye bir ders işliyor. Bu dersi en iyi benim öğrencilerim bilir" dedi. Barkın, AKP hükümeti döneminde yaşama geçirilen "Fatih Projesi'nin" sadece reklam giderinin bile 33 milyon lira olduğunu ve bu para ile bir sürü okul yapılabileceğini belirtti. "AKP her şeyi çocuklar için yaptığını iddia ediyor. O zaman neden öğrencilere değil de böyle şeylere ödenek ayrılıyor?" diye soran Barkın, İstanbul'da bin 295 okulda temizlik görevlisi olmadığını söyledi. Dünyada "terörist" sıfatı ile çocukların cezaevlerinde bulunduğu tek ülkenin Türkiye olduğunu belirten Barkın, yeni çocuk cezaevleri yapıldığını da söyledi.
'TATİL YAPMAK NE ZAMAN SUÇ OLDU?
İddianamedeki kendi ile ilgili bölümlere de yanıt veren Barkın, memur arkadaşları ile birlikte Balıkesir'in Akçay Beldesi'nde bir otele tatil için gitmesinin de suç olarak gösterildiğini ifade etti. Tatillerinin "örgütsel tatil" olarak değerlendirilmesini eleştiren Barkın, "Biz öğretmenler 7 ay orada tatil yapmışız gibi gösterilmiş. Okul müdürüm,'aslı gibidir' diyerek imzaladığım sınıf defterimi gönderdi. Bakabilirsiniz. Tatil yapıyor dedikleri tarihlerde okulda dersteydim. Üstelik yapmak ne zamandan beri suç oldu?" diye sordu.
'ÇOKTAN SEÇMELİ SUÇ DELİLİ YARATILMIŞ'
İddianamedeki başka bir çelişkiye daha dikkat çeken Barkın, "Savcı iddianamede 17-18 Aralık'ta Ankara'da olduğumu söylemiş. Sonraki bir bölümde de 18 Aralık'ta İstanbul'da bir telefon görüşmesi yaptığımı iddia etmiş. Çoktan seçmeli suç delili bu olsa gerek. Ankara'da suç yoksa, İstanbul'da suç üretilmiş. Üstelik telefonda yaptığım görüşmede suç unsuru içermiyor. Bu nasıl adalet?" dedi. Barkın, son olarak, "Üyesi olduğum bir örgüt var. Oda DHKP-C değil, KESK'tir" dedi.
'SÜRECİMİZ CEZAYA DÖNÜŞTÜ'
Barkın'ın savunmasının ardından tutuklu KESK üyesi öğretmen Nurcan Kısa'nın savunmasına geçildi. Duruşmanın başladığı gün kendilerine destek olmak için adliye önünde basın açıklaması yapan KESK'lilere yapılan polis müdahalesini kınadığını belirterek savunmasına başlayan Kısa, 19 Şubat'ta operasyon yapıldığında evinde hukuka aykırı bir biçimde arama yapıldığını söyledi. Uzun tutukluluk süresini eleştiren Kısa, "Yaşadığımız bu dönem cezaya dönüşmüştür" dedi. Tutuklu yargılanan ve 25 yıldır TTB üyesi olan Doktor Cem Coşkun da, savunmasında 26 yıldır doktorluk mesleğini yerine getirdiğini söyledi. Coşkun, iddianamedeki delillerin hiçbirinin suç teşkil etmediğini kaydetti. Yapmadığı şeylerden suçlandığını ifade eden Çoşkun, tahliye ve beraatını istedi.
Ara verilen duruşmaya öğleden sonra tutuklu sanıkların savunmalarının alınması ile devam edilecek. Davada bugün ara karar verilmesi bekleniyor.
'DİNK CİNAYETİ VE ROBOSKİ'DE ÖRGÜT BULAMAYANLAR SENDİKAL FAALİYETLERDE NASIL ÖRGÜT BULDU?
Duruşmada savunma yapan tutuklu öğretmen Erdal Korkmaz 15 yıldır öğretmenlik yaptığını ve "örgüt yöneticiliği" iddiası ile suçlandığını ifade ederek, "Demokrasi ve emek mücadelesi verenler yargılanıyor. Bu ülkede demokrasi ve emek mücadelesi verenleri terörist olarak yargılamak alışkanlık haline gelmiş. Hükümet, emek mücadelesini sonlandırmak istiyor, buna direndiğimiz için yargılanıyoruz" dedi.
Duruşmada savunma yapan tutuklu öğretmen Erkan Karataş da Dink cinayeti davası ve Roboski katliamı soruşturmasında sanıklara dokunmayan yargının şimdi emekçileri hedef aldığını söyledi. Karataş, "Roboski'de, Dink cinayetinde 'örgüt bulamayan' devlet, emekçileri yargılamak için nasıl örgüt buldu?" diye sordu. Karataş, gözaltı süreçlerine de değinerek, " Evimizde yapılan aramada çocuklara okuma-yazma öğrettiğimiz hece fişleri bile alındı. 'Ali ata bak' fişini şifre zannettiler" dedi. Tutuklu sanıklardan Hüseyin Kalaç ise, iddianamenin hazırlanma sürecinde, hukuki sürecin yok sayıldığını söyledi. Savcının ön yargılı davrandığını ve masumiyet karinesini yok saydığını belirten Kalanç, iddianamenin reddini talep etti. Duruşmada savunma yapan bir diğer tutuklu öğretmen Ömer Açık da "silahlı örgüt üyeliği ve yöneticiliği" iddialarıyla yargılandıklarını fakat dava dosyasında tek bir silahlı eylemin konu edilmediğini söyledi. İddianamenin soyut olduğunu belirten Açık, iddianame savcısının hangi gerekçelerle emekçileri bir yıldır tutuklu olarak yargıladığını açıklaması gerektiğini söyledi. Açık, "Savcı cevap veremiyorsa, hesap vermeli" dedi.
'ÖRGÜTSEL OLARAK AĞAÇ MI SÜSLEDİK?'
Tutuklu öğretmen Sinan Eşiyok da savunmasında davanın KESK'i yıpratmak amaçlı açıldığını söyledi. Eşiyok iddianamede aynı gün içerisinde 4ayrı eylemde olmakla suçlandığına dikkat çekerek, "4 parçaya ayrılıp 4 eylemde bulunmadım o gün. Tek parça olarak okuldaydım. Tek parça olarak okuldaydım" diyerek iddialara tepki gösterdi. Eşiyok, iddialara kanıt olarak imzaladığı sınıf defterini mahkeme heyetine sundu. Eşiyok'un arından tutuklu öğretmen Yalçın Düzgün savunmasını yaptı. İddianamedeki çelişkilere dikkat çeken Düzgün, "Beni arkadaşlarımla yılbaşı kutladım diye suçluyorsunuz. Ne yapmışız, toplanıp örgütsel olarak ağaç mı süslemişiz?" dedi.
Duruşmada tutuklu sanıkların savunmalarını tamamlamasının ardından avukatların tahliye taleplerine geçildi. Duruşmada avukatların tahliye taleplerinin alınmasının ardından mahkeme heyetinin ara kararını açıklaması bekleniyor. (İSTANBUL)
Evrensel'i Takip Et