24 Ocak 2014 06:00

Her an greve çıkacakmış gibi hazırlanmalıyız

Yılbaşı itibari ile sendikamız Kristal-İş ile Şişecam işvereni arasında 24. TİS süreci başlamış durumda. Mektubumda bu sürece ilişkin fabrikadaki arkadaşlarımla konuştuğumuz,tartıştığımız meseleleri paylaşmak istedim.

Her an greve çıkacakmış gibi hazırlanmalıyız
Paylaş

Merhaba Evrensel okurları,
Yılbaşı itibari ile sendikamız Kristal-İş ile Şişecam işvereni arasında 24. TİS süreci başlamış durumda. Mektubumda bu sürece ilişkin fabrikadaki arkadaşlarımla konuştuğumuz,tartıştığımız meseleleri paylaşmak istedim.

TİS süreci yaklaştığı dönemlerde sendikamızın diğer şubelerinde olduğu gibi Trakya’da da taslak çalışmalarına başlandı. Fakat bu çalışma üyelerle bir güne sığdırılan bir çalışma olmaktan öteye gidemedi. Bu sürece baktığımızda arkadaşlarımla nasıl olması gerektiğini konuşuyoruz. Genel fikir işyerlerinde, bölümlerde komitelerin kurularak fabrika içinde çalışan bizlerin taleplerini dile getiren hazırlıkların yapılmasıydı. Biz isterdik ki bu taslak, “Söz, yetki ve karar tabanındır” prensibine uygun olarak hazırlansın. Çünkü sınıftan yana sendikacılık anlayışı böyle yansımalı sözleşmemize.

Trakya’da yürütülen taslak çalışması toplantısında birçok arkadaşımız tarafından, dile getirilen talep saat ücretlerine birinci yıl 5, ikinci yıl da aynı şekilde 5 lira zam yapılması idi. Merkez yöneticilerimizin ve sendika uzmanlarımızın katıldığı toplantıda bu talep kayda geçti. Sonrasında Başkanlar Kurulu bu rakamları gerçekçi bulmadığını ve tabanın talebinin bu olmadığı gerekçesi ile tartışmaya dahi gerek görmemiş.
Aldığımız duyumlar böyle…

19 Ocak’ta Lüleburgaz’da, Genel Başkan ve merkez yöneticilerimizin de katıldığı bir işçi toplantısı gerçekleştirildi.

Bu toplantıda da talep edilen bu rakamların, ülke koşul ve şartları göz önünde bulundurularak ve bu miktarlarla uzlaşmanın da zor olacağı düşünülerek taslağa konulmadığı söylendi.

Ülke koşullarının hepimiz bir şekilde farkındayız. Fakat bu taslak hazırlanırken cam işçisinin Şişecam’a kazandırdığı kâr oranları, cam işçisinin çalışma koşulları, geçmişte almış olduğumuz yüzde 40’lara varan zam oranları da hesap edilmeli ve bugünkü koşullar dedikleri duruma nasıl getirildiğimiz tartışılabilirdi.

Bu talepler karşısında taslak bir şekliyle hazırlandı ve bundan sonra bize yani cam işçisine düşen kararlılıkla, en azından son yıllarda kriz bahaneleriyle kaybettiğimiz haklarımızı geri almak olmalı.

Taslaktaki bütün maddeler önemlidir. Fakat taleplerimiz karşısında bu dönemin koşullarını bizlerin önüne duvar olarak koyanlara karşı biz de asıl emeği veren, zahmetini çeken işçiler olarak bugünün koşullarını kendi açımızdan hesap etmek zorundayız. Bizler de işe giriş ücretlerimizin artırılması için, saat ücretlerimiz de yapılacak iyileştirme ve sözleşmede belirlenen zam oranlarında ısrarcı olacağız.

Ayrıca işimizin sürekliliğinin sallantıda olduğunu geçtiğimiz yıl Topkapı cam işçisinin başına gelenlerle gördük. Topkapı cam işçisinin direnişi bu uygulamayı kırmış ve mücadeleyle iş haklarını yeniden kazanmışlardı. Topkapı cam işçisi bizlere ve diğer iş kollarında çalışan işçilere mücadelenin gücünü bir kez daha ispatlamıştı. Onlarında bu mücadelelerini selamlayarak , sözleşme kitapçığımızda yer alan 53. maddenin, yani işletme kapatıldığı taktirde mevcut çalışanların bütün haklarıyla bir başka işletmede işbaşı yaptırılması maddesinde bizler, kesinlikle bu maddeden vazgeçmemek zorundayız. Çünkü cam işçisinin iş güvencesi anlamı taşımaktadır bu madde.
İş güvencesi anlamı taşıyan ve ne koşulda olursa olsun işlerliğinin sağlanması gereken maddelerden bir tanesi de, 13. maddemiz olan askerlik nedeniyle işten ayrılan arkadaşlarımızın askerlik dönüşü aynı haklarıyla işbaşı yapmasının sağlanması. Bu madde uygulanmadığı için onlarca arkadaşımız askerlik yaptıktan sonra tekrar işlerine
dönememektedir.

Arkadaşlarla yaptığımız tartışmalardan çıkan bir diğer şey ise sendikamız öncülüğünde bize düşen görevlerimiz. Cam işvereni kârını katlarken, bizlerin geleceğini, ekonomik durumunu, en önemlisi de emeğini hiçe sayarken, bizler de bunun karşısında birliğimizi güçlendirerek, sendikamızın gücüne güç katarak, toplusözleşme dönemlerini yeni haklar elde etmenin yanında, kayıplarımızı karşılamanın aracı olarak da kullanmalıyız. Bunu yapamadığımız takdirde, yeni kayıpların ve düşük zamların alınması kaçınılmaz olacaktır.
Yapılan son birkaç sözleşme gibi sonuçlanmasını istemiyorsak en başta birlik olmalıyız ve her an greve çıkacakmış gibi hazırlıklarımızı yapmalıyız. En başta sendikamıza düşen görevlerden biri de bu süreçte nelerin olduğunu işçilerle paylaşmak ve ortak kararların alındığı ayda en az bir kere de olsa taban toplantıları düzenlenmesidir.
Bunun yanı sıra biz işçiler de işletmelerdeki bölümlerde komiteler oluşturmalı ve bu komiteler üzerinden işletmelerdeki mücadele hattımızı netleştirilmeliyiz.
Bizler birlik ve beraberliğimizi en üst düzeye çıkarmalıyız. Şişecam patronlarının ve hükümetin işçiye karşı yürüttüğü saldırılarına karşı bir an önce hazırlıklarımızı yapmalı ve mücadele kararlılığımızı göstermeliyiz.

Yeni faturalar ödemeyeceğimizi, bu konuda net bir duruş sergileyeceğimizi kamuoyuna açıklıyoruz.

2008 ve sonrasındaki kayıplarımızın da karşılanması taleplerimiz içinde yer almalıdır.

Buradan diğer cam işçisi arkadaşlarıma seslenerek diyorum ki;
Emekten, demokrasiden yana olan bütün güçlere, sendikalara, meslek örgütlerine, derneklere, siyasi partilere, diğer iş kollarındaki sendikalı veya sendikasız işçilere, esnafa, halka gitmeli, konuşmalı, sınıf dayanışması sağlamalıyız. Aksi takdirde, bizler fakirleştikçe işveren kazancını yüzlerce milyon dolar arttırmaya devam edecektir.Gücümüz birlik olmaktan gelecektir.

Cam işçisi/Lüleburgaz / Kırklareli

ÖNCEKİ HABER

\'Tuvalette konuşulmasın diye kapıyı söküp bez gerdiler\'

SONRAKİ HABER

Tanış ve Deniz Aileleri 13 yıldır adalet arıyor: Neredeler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa