22 Ocak 2014 07:03

Renault’dan atılan işçiler Evrensel\'e yazdı...

"İşlerin daralması" gerekçe gösterilerek işten atılan Oyak Renault işçileri patrona da sendikacılara da öfkeli. Gazetelerde Renault’un büyüdüğünden bahsedildiğine dikkat çeken işçiler “Bu büyüme bizim bel, boyun fıtığı olmamıza neden oldu” dedi.


KİM GLADYATÖR?

Renault’dan atılan işçi
Bursa

Merhaba Renault’tan atılan bir işçi olarak bu mektubu yazmak istedim.15 yıla yakın çalıştığım fabrikadan tam da yeni yıla girerken evime gelen tebligatname ile 17. maddeden atılmak inanın çok üzücü. Onun moral bozukluğuyla kahve çay içerken Bursa’nın en büyük yerel gazetesi olan Olay gazetesinin iş ilanları bölümüne göz gezdiriyordum. Eee ne de olsa posası sıkılmış bir kenara atılmış bir işçiyim ben artık. Emekliliğine 15 sene olan ve işe ihtiyacı olan bir işsiz adamdım. Gazeteyi yavaş yavaş çevirdiğimde ekonomi sayfasına bakınca sinirden deliye döndüm. Başlık aynen şu idi ‘Gladyatörler ödüllendirildi.’  “En hızlı büyüyen hafif ticari araç markası ‘Ford’, en çok satılan hafif ticari araç modeli Ford Transit, en çok satılan hafif ticari araç markası Dacia, en hızlı büyüyen otomobil markası Lancia, en çok satılan otomobil modeli Fiat Linea.” EN ÇOK SATILAN OTOMOBİL MARKASI RENAULT...  En çok satılan hafif ticari araç markası ‘Volkswagen’ oldu” diyor haber ve devam ediyor. 
“OYAK Renault, Tofaş ve Karsan gibi ana sanayilerin yanı sıra çok sayıda yan sanayi firmasına ev sahipliği yapan Bursa, Türkiye’nin 2013 yılı toplam otomotiv ihracatının 3’te birinden fazlasını tek başına gerçekleştirdi. OYAK Renault, Tofaş ve Karsan gibi ana sanayilerin yanı sıra çok sayıda yan sanayi firmasına ev sahipliği yaptığı için “otomotivin kalbi” olarak nitelendirilen Bursa, 2013’te, 7 milyar 930 milyon 58 bin dolarlık otomotiv ana ve yan sanayi ihracatı gerçekleştirdi. Bursa, bu sayede yüzde 37.22’lik payla toplam otomotiv ihracatının 3’te birinden fazlasını tek başına gerçekleştirdi” diye yazıyor haberde ve ben sinirden köpürüyorum.
Bizi güya ekonomik daralma var diye işten attılar. Sonra düşündüm KİM BU GLADYATÖR? Çocuğumu, eşimi hasta yatağında bırakıp fabrikaya gelerek yeri geldiğinde 8 yeri geldiğinde 12 saat bantta durmaksızın çalışan ben miyim  GLADYATÖR? Yoksa otomobil  patronları mı? 6 dakikada hem tuvalete gidip hem de ağzı yanarak  çay içmek için savaşan işçi mi GLADYATÖR yoksa Renault patronu mu? Yemeği 30dakika içinde 15 dakikası sıra ve yemeğe gitmek için savaşan işçi mi GLADYATÖR yoksa onlar mı? Soyunma dolaplarıyla çalışma bölümü arasına 15 dakika yürünecek mesafeyi 7 dakikada bacaklarına, kasıklarına kramp girecek şekilde yürüyerek giden işçi mi GLADYATÖR? Yoksa 5 dakikalık yere arabasıyla giden müdür mü GLADYATÖR? Sakat kalma pahasına bel fıtığı, boyun fıtığı, menisküs olan işçi mi Gladyatör yoksa Renault patronları mı?
Gece vardiyalarında mışıl mışıl uyuyan patron mu Gladyatör yoksa montajda arabanın etrafında fır dönen yeri geldiğinde koşan, 1 dakikanın altında araba üreten, alın teri döken işçi mi Gladyatör? Yoksa CNC tezgahında bor yağını içine çeken  ya da puntoda, boyada ciğerlerine pislik, duman, toz dolan işçi mi gladyatör? Evet işçi kardeşlerim ömrümüz hep Gladyatör olmakla geçti. GLADYATÖRLER, efendileri için ölür, öldürür. Bizde de yeri geldi kalıphanede arkadaşımız öldü. Ercan Çolak’ı unutmuyorum.
Spartacus’u bir dizi sayesinde tanıdım ve çok etkiledi beni dizi. Dizinin ilk zamanlarında işçilerin çoğunluğu çay molasında kendisini ona benzetmişlerdi imrenerek hiç unutmuyorum. Bir gün GLADYATÖRLÜKTEN kurtulup Spartacus gibi özgür olmak dileğiyle. Hayalimizdeki fabrika ve hayalimizdeki sendikayı kurmak dileğiyle...


HEM PATRONA HEM DE SENDİKACILARA KARŞI MÜCADELE ETTİK

Renault’dan atılan işçi
Bursa

Oyak Renault fabrikasında 7 yıl çalıştıktan sonra işten atıldım. Bir Renault işçisi olarak çalıştığım dönemde işverenin bizden istediği bütün işleri yapsak dahi bir değerimiz olmadığını anladım. Çalıştığımız fabrikada sadece işverene karşı değil bizim haklarımızı savunması gereken sendikamıza karşı da mücadele etmek zorunda kaldık. Bu mektubu yazarken bile ismimizi yazamıyoruz bunun nedeni ise Bursa’da muhalif olan işçilerin Türk Metal Sendikası tarafından başka işyerlerine de alınmaları engelleniyor. Otomotiv fabrikaları ve yan sanayinin tamamına yakınında Türk Metal Sendikası var ve işçilere işe iade davası bile açılmamasını söylüyorlar. Maalesef işverenlerle beraber iş birliği yaparak fabrikadaki hem mücadeleci işçileri ayıklayıp hem de onlara göre ‘‘ıskarta’ olarak ayırdıkları işçileri de atarak sorunu çözdüklerini sanıyorlar. Geçen seneden başlayan MESS ve Türk Metal yaklaşan MESS sözleşmesi öncesi fabrikayı ‘dikensiz gül bahçesine çevirmek’ için ne gibi planlamalar yaptığını yılbaşında çıkartılmamın şok etkisiyle önceden anlayamamıştım. Ama tıpkı bir puzzle gibi MESS VE Türk Metal’in neler yapmak istediğini şimdi daha iyi anlıyorum. Geçen senenin rövanşını almak istediler. Ama bir takım ince hesaplamalarla bir taşla dört kuş vurmak istiyorlar.
1- Geçen sene eylemlerde bulunan işçileri atmak için istifanın yolunu açtılar. 2- 400’e yakın istifa ile aslında hem kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeyerek işçilerin işe iade davası açmalarını engellediler. 3- Eğer 300-400 kişi işe iade davası açarsa, içinde ortalama 5,10,15 ve 22 yıllık işçilerin tazminatlardan hariç geri iade davalarıyla  alacağı para 7 trilyona yakın olacaktı. Bundan Renault’u kurtarmış oldular. 4- Olası direniş ve mücadeleyi de ortadan kaldırdılar. Bu nedenle işten atmalar şimdilik 51 kişiyle sınırlı tutuldu.
Böylece kamuoyu etkisini kısmen azalttılar. Ama istifa sayısı 400’ü buldu. Bu risk ortadan kalktı. Çıkmak isteyen işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeyerek tereyağından kıl çeker gibi hallettiler. Geriye MESS ve yandaşı Türk-Metal’in rahatsız olduğu işçiler kaldı. 51 işçiden 10-15’i bel fıtığı ve sık rapor alan işçiler. Diğerleri ise sendikanın istemediği muhalif işçiler. Aralarında sendika delegesi işçiler de var. Görünen o ki çıkartılan ve istifa eden işçilerin yerine yeni işçi de alınmadı. Bundan da kurtuldu. Kâra ve fırsata  dönüştürdü. Ve geriye önümüzdeki sözleşme dönemi ve sonraki 10 yılı badiresiz atlatmaya geldi. Güya MESS ve Türk-Metal böyle yapınca işçilerin kabuklarına çekileceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. Bu mızrak çuvala sığmaz, bu filmin sonunda kötüler kazanmayacak. Elbette sonu güzel bitecek senaryoları yazmasını bilecek işçiler var fabrikada. Bu da böyle biline. İşten atılan 51 işçinin büyük çoğunluğu işe iade davası açtık. Hukuki yönden sonuna kadar davamızın arkasındayız. Basın açıklamalarıyla ve kamuoyu oluşturarak yurt dışına Fransa’daki Renault fabrikasına da sesimizi duyurmak istiyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.


SİZ HİÇ KIŞ ORTASINDA İŞTEN ATILDINIZ MI?

Renault’dan atılan işçinin yakını
Bursa

Siz bilir misiniz, kış ortasında işine son verilen bir işçinin duygularını... Eşinin, çocuğunun, annesinin, babasının, kardeşinin hissettiklerini, yaşadıklarını. Nereden bileceksiniz siz hiç kış ortasında işten atılmadınız ki.
Siz hiç düşündünüz mü? İşten attığınız işçilerin evlerinde yiyecek ekmekleri, içecek suları var mı? Kış ortasında işten atılan işçi doğal gaz faturasını nasıl ödeyecek daha doğrusu  nasıl ödeyemeyeceğini. Siz hiç düşünmezsiniz çünkü kış ortasında işsiz kalan sizler değilsiniz.
Siz hiç düşündünüz mü? İşten attığınız babanın okula giderken çocuğuna nasıl harçlık bulup vereceğini, ya da evde ilaç bekleyen hasta annesine nasıl ilaç alacağını. Ya da mahalle bakkalına veresiye defterine yazdırdığı çocuğunun mama parasını ay başında nasıl ödeyeceğini.
Siz yılbaşı gecesi lüks mekanlarda  eğlenirken,  işten çıkarıldığı haberini kapıyı çalan postacını getirdiği ihbarname ile öğrenen işçilerin ve ailelerinin o akşamı nasıl karşıladığını, nasıl geçirdiğini, ne hissettiğini bilemezsiniz. Herkes yeni yıldan güzel şeyler dilerken onların sadece iş istediklerini siz nereden bileceksiniz ki? Hiç işten atıldınız mı?
Siz bunları düşünmezsiniz çünkü, siz hiç işçi olmadınız ki. 8 saat aralıksız çalışıp zorunlu   fazla mesaiye kalmadınız ki. Bu da yetmez gibi her gün daha fazla iş yükü yüklemediler ki sizin sırtınıza. Neden düşüneceksiniz?
Siz alın teri ile nasıl para kazanılır bilemezsiniz. Siz sadece parayı, daha çok parayı bilirsiniz. Çünkü siz paranın kölesi olmuş  patronlarsınız. Siz, bu iş atmaları Türk-Metal’le birlikte iş birliği yaparak yaptınız. Sırf işçiler daha iyi koşullarda çalışmak ve yaşamak istediler diye işten attınız. Ama böyle gitmez bu, biline...

Evrensel'i Takip Et