Yatağan Ankara’ya yürüyor
Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santral ve kömür ocağı işçilerinin direnişi 124. gününde. İşyerlerinin özelleştirilmesine karşı verdikleri mücadelede, geride kalan dört ay içinde çeşitli eylemler ile seslerini hükümete duyurmaya çalışan işçiler, 24 Ocak’ta ise büyük Ankara yürüyüşüne hazırlanıyor.
Korkmaz TEDİK
Yatağan
Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santral ve kömür ocağı işçilerinin direnişi 124. gününde. İşyerlerinin özelleştirilmesine karşı verdikleri mücadelede, geride kalan dört ay içinde çeşitli eylemler ile seslerini hükümete duyurmaya çalışan işçiler, 24 Ocak’ta ise büyük Ankara yürüyüşüne hazırlanıyor. Geçtiğimiz ayın sonunda Milas’ta gerçekleştirilen mitinge on binlerce kişi destek vermişti. Ancak ihale teklif alımının son günü olan 24 Ocak’ta gerçekleştirilecek olan Ankara yürüyüşü, zaferin ilan edileceği gün olarak anılıyor.
Önceden basit bir eylem olarak görünen direnişin, işçilerin kararlı duruşu ile dikkate alınır bir noktaya geldiğine değinen işçiler, Yatağan’da bir özelleştirmenin mümkün olamayacağını söylediler.
GEREKİRSE ANKARA’DA KALACAĞIZ
“Burası özelleştirme veya başka her türden hak gasbına karşı mücadelenin geleneğe dönüştüğü bir yer” diyen Mustafa Cem Ünsever, daha önce de büyüklerinin özelleştirmeye karşı mücadele ettiğini hatırlattı.
Buradaki işçiler için özelleştirmenin artık onur sorunu olduğunu söyleyen Ünsever, “Emekli arkadaşlarımız mücadele bitene kadar emekli olmayız diyorlar. Kararlı olduğumuzu anlamayanlar var, o yüzden haftalar öncesinden ilan ettik Ankara yürüyüşümüzü, ancak o güne kadarda hem direnişimiz devam edecek hem de farklı eylemler yapacağız” diye konuştu.
Enerji İşçisi Orhan Şahin ise Ankara yürüyüşünü hatırlatarak, “Daha önce de Ankara’ya gitmiştik. O zaman sayımız azdı ama şimdi hem kitlesel yürüyeceğiz hem de gerekirse kalacağız” dedi. Dışarıdan gelen destekten memnun olduklarını belirten Şahin, yoldan geçen kamyonların bile durup kendilerine kasa kasa meyveler verdiğini ancak medya kuruluşlarının kendilerini görmediğini kaydetti.
Başbakanın Milas’ta gerçekleştirdiği miting için, “Bir avuç insanın geldiği miting için gazeteler sayfalar ayırırken, bizim ekmek kavgamız için toplanan on binler medyada yer bulamıyor” diyeyerek sitemini dile getiren Şahin, bütün eylem kararlarının işçilerinin tamamının onayı ile alındığını, bunun da kendilerini güçlü yaptığını söyledi.
Mahmut Çetin ise “Her koşulda özelleştirme kayıp demektir. Çevre mevzuatını bitirdiler zaten, birde özel şirket eline geçerse bu işletmeler tamamen zehir saçacak ve iş güvenliği ortadan kalkacak” dedi.
İNANCIMIZ ARTTI
Otuz yıldır çalıştığını ve önceki yıllarda Tes-İş Sendikasında şube sekreterliği yaptığını belirten Dinçer Yıldız ise mücadeleden çok öğrendiklerini söyledi.
Daha önce de direnişler olduğunu ve başarıyla sonuçlandığını belirten Yıldız, “Bugün daha mutluyuz çünkü halkın desteği de çok büyük. İşçiler kararlı. Hakkımızı ararken gaz yedik, basınçlı suya maruz kaldık ama bunlar bizi yıldırmadı aksine direncimizi, inancımızı artırdı” dedi.
Güvenlik gerekçe gösterilerek grev haklarının ellerinden alındığını belirten Yıldız, “Madem bu kadar büyük bir sorun var, neden o zaman özelleştiriliyor? Özel şirketlerde güvenli olması mümkün değil” diye konuştu.