14 Ocak 2014 06:58

Bin Nefes Erciş Türküleri

Erciş’te çekimleri tamamlanan, Erdal Erzincan, Hüseyin Turan ve Ünal Zorer gibi halk müziği sanatçılarının da yer aldığı “Bin Nefes Erciş Türküleri” klibi, yapılan tanıtım gecesinin ardından sosyal medyada paylaşıldı.

Bin Nefes Erciş Türküleri
Paylaş

Umut YEĞİN
Van


Erciş’te çekimleri tamamlanan, Erdal Erzincan, Hüseyin Turan ve Ünal Zorer gibi halk müziği sanatçılarının da yer aldığı “Bin Nefes Erciş Türküleri” klibi, yapılan tanıtım gecesinin ardından sosyal medyada paylaşıldı. Birkaç gün içerisinde 15 bini aşkın izleme sayısına ulaşan klip, olumlu tepkiler almaya devam ediyor. Erciş’te görev yapan müzik öğretmenleri ve çok sayıda Ercişlinin yer aldığı çalışmada, Erciş yöresine ait olan ‘Ayın Ortasında Bir Sarı Yıldız,’ ‘Her Seher Her Sabah,’ ‘Çimende Sürü Kazlar,’ ‘Su Gelir Millendirir,’ ‘Ha Bu Dereden Esen Yel,’ ‘Elinde Oya Gidiyor Toya’ türküleri seslendiriliyor.

Gazetemize konuşan klibin yönetmeni, Ercişli Müzik Öğretmeni Cahit Engin, Erciş’in çok zengin bir kültüre sahip olduğunu ve bu kültürü gelecek nesillere taşımayı amaçladıklarını söylüyor. İlk olarak 23 Ekim Erciş depreminin birinci yıl dönümünde yaklaşık on beş kişiyle ‘Gün Olaydı Tan Olaydı’ türküsünü depremde yaşatılan acılara ve yaşamını yitirenlere ithafen yaptıklarını belirten Engin, ‘Bin Nefes Erciş Türküleri’ klibinde ise bu acıları biraz olsun unutturabilmek için Erciş’in neşeli yönünü oyun havaları ile ön plana çıkarmak istediklerini söylüyor.

‘İLK KLİBİMİZİ CEP TELEFONU KAMERASIYLA ÇEKTİK’

İlk klibi depremde yaşatılan acılara, zorluklara ve yaşamını yitirenlere ithafen yaptıklarına ve sponsor bulamadıkları için klibi telefon kamerası ile çektiklerine dikkat çeken Engin, klibi nasıl çektiklerini şöyle anlatıyor: “İlk çalışmamızda yaklaşık on beş kişiyle ‘Gün Olaydı Tan Olaydı, Gittiğim Yer Van Olaydı’ türküsünü seslendirmiştik. Telefonla çekmiştik klibimizi. Amatör bir çalışma olmuştu ama deprem de yaşatılan acıları, kaybettiğimiz insanları anmak istemiştik bu çalışmamızda. Çalışmamızda yer alan arkadaşlarımızın tamamı burada depremi yaşamışlardı. Ayrıca yine ailelerinden uzakta, depremi burada yaşayan öğretmenler de yer almışlardı.” Engin, şimdiye kadar hiç türkü söylemeyenlere de klipte yer verdiklerini ama duygularının ortak olmasının tüm amatörlüğü ortadan kaldırdığını söylüyor. Engin ayrıca “Bin Nefes Erciş Türküleri’ çalışmamızda ise Erciş’in neşesini ortaya çıkarmaya çalıştık. Oyun havalarına yer verdik. Depremin acılarını biraz olsun unutabilmek için” şeklinde konuştu.

‘ERCİŞLİ EMRAH BİZİM VİTRİNİMİZ’

Erciş’in kültürünün 17. yüzyılın ilk yarısında yaşamış Halk Ozanı Ercişli Emrah’tan geldiğine dikkat çeken Engin, “Ercişli Emrah bizim vitrinimiz. Erciş denilince birçok kişinin aklına ilk olarak Ercişli Emrah’ın geldiğini biliyoruz. Ama ne yazık ki günümüz de Ercişli Emrah ile Erzurumlu Emrah karıştırılıyor. Aslında Ercişli Emrah’a ait olan birçok eser Erzurumlu Emrah’a mal edildi. Tabii biz Emrah mahlasını taşıyan tüm türkülerin Ercişli Emrah’a ait olduğunu iddia etmiyoruz. Mesela birçok kişinin severek dinlediği ‘Tutam Yar Elinden’ türküsü bugüne kadar Erzurumlu Emrah’a aittir denildi. Arşivlerde, kaynaklarda bu şekilde geçti. Ama günümüzde araştırmalar yapan müzisyenler tarafından bu eserin Ercişli Emrah’a ait olduğu söylenmeye başladı. Çünkü sözlerinde Ercişli Emrah’ın mahlasının kullanıldığı, Erciş’i betimleyen ögelerin olduğu anlaşıldı. Ki zaten Erzurumlu Emrah’ın tasavvuf şairi olduğu bilinmektedir. Ercişli Emrah ise eserlerinde Selvihan’a duyduğu aşkı dile getirmiştir. Yine mesela ‘Gün Olaydı Tan Olaydı, Gittiğim Yer Van Olaydı’ türküsü de arşivlerde başka bir yöreye ait olarak görünmesine rağmen, kaynak kişisinin Revnak Özalkan olduğu ve yöresinin de Van olduğu, geçtiğimiz günlerde Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Oto’nun Van Türküleri kitabında ispatlandı.


ERCİŞ’TE FARKLI ENSTRÜMANLARIN ÇALINDIĞI BİLİNSİN İSTEDİK

Klipte altı Erciş türküsünü altmışın üzerinde seslendirip, çalan var. Seslendirenlerin büyük bir kısmı Ercişli olmakla birlikte Erciş’te görev yapan öğretmenler de yer alıyor. Çok farklı enstrümanların klipte yer aldığına da değinen Engin, “Türkülere gönül vermiş, bu kültürü korumak isteyenlere amatör de olsa bu çalışmada yer vermeye çalıştık. Ayrıca çalışmada bağlama başta olmak üzere çello, klarnet, saksafon, kanun gibi yirminin üzerinde enstrüman çalan arkadaşlarımız yer alıyor. Yani aslında Erciş’te farklı enstrümanların da çalındığını göstermek istedik” diyor.


BU KÜLTÜRÜ KORUMAK BİZİM GÖREVİMİZ

Ercişlilerin çocukluktan bağlama çalmaya başlamasında Ercişli Emrah’ın ve geçmişte bu topraklarda yaşamış ozanların önemli bir etkisinin olduğuna dikkat çeken Engin “Eğer biz Ercişli Emrah’ın bayrağını taşıyacaksak, kendi kültürümüzü koruyarak taşımamız gerektiğini düşünüyorum. Bu kültürü korumanın da bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum” dedi.

ÖNCEKİ HABER

‘Dünya Kenti İstanbul’

SONRAKİ HABER

İki kıtaya Nâzım Hikmet köprüsü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...