‘Başımız gözümüz üstüne geldin’

Her gittikleri yerde başta Kürt kadınları olmak üzere yüzlerce kişi tarafından coşkuyla karşılanan Tüzel ve Avcı, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blokunun Türk ve Kürt emekçilerinin kardeşliği açısından ne kadar önemli bir adım olduğunu bir kez daha gösterdi.

KADINLAR SEVGİYLE KARŞILADI

İlk defa gittiği mahallelerde, Blok bayrakları ve “Kürt halkı seninle gurur duyuyor” sloganlarıyla karşılanan Tüzel’e, barış talebinin simgesi beyaz tülbentleriyle Kürt kadınlarının ilgisi dikkat çekti. 30 yıllık savaşın zulmünü en derinden yaşayan, acıların en büyüğü olan evlat acısının yaktığı yüreklerinde her şeye rağmen kardeşlik umudunu canlı tutan Kürt kadınları, barışa sarılır gibi sarıldılar Tüzel’e ve Avcı’ya.

Düğüne gider gibi giydikleri rengarenk yerel kıyafetleriyle, çocuklarını, torunlarını kucaklayıp Tüzel’i görmeye gelen kadınlar, milletvekili adayını öperek, sarılarak “Ser sere min ser çawe min/Başım gözüm üzerine geldin” diyerek bağırlarına bastı; zılgıtlarıyla coşkularını dile getirdi. Kimi işlerini bırakarak gelen; ellerinden sarı, yeşil, kırmızı bayraklarını, dillerinden “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Kürdistan sizinle gurur duyuyor” sloganlarını düşürmeyen Kürt gençleri de seçim bürolarını ve halk şenliklerinin yapıldığı alanları doldurdu.

Gün boyu Tüzel’i yalnız bırakmayan, onunla birlikte çalışarak dayanışma örneği gösteren Mustafa Avcı da yaptığı konuşmalarda Tüzel’e oy istedi. “Yoldaş Levent” diye hitap ettiği Tüzel’in her zaman Kürtlerin dostu olduğunu belirten Avcı, Tüzel’in mutlaka Meclis’e girmesi gerektiğini vurgulayarak seçim günü herkesi sandıkları korumaya çağırdı.

RUM KÖYÜNDEN KÜRT YERLEŞKESİNE

Tüzel ve Avcı, ilk olarak Arnavutköy’de düzenlenen Kadın Şenliği’ne katıldı.

1924 öncesinde 180 hanelik bir Rum köyü olan “Arnaout kevi” zorunlu mübadele ile Yunanistan’da yaşadıkları topraklarından kopartılarak göçe zorlanan Türklerin ve yine savaşla, zulümle; köyleri boşaltıldığı için büyükşehre sığınan Kürtleri buluşturan 170 bin nüfusluk Arnavutköy bugün.

Çoğu Serhad illerinden göç etmiş, kimi yıllardır yaşadığı bu kentte İstanbul Boğazı’nı bile görme fırsatı bulamamış emektar Kürt kadınlarının ilk defa bir kadın şenliğinde buluştu.

Kadınlara Kürtçe seslenen Mustafa Avcı ise Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blokunun önemine değindi. Kürt halkının mücadelesinin ateşten bir top olduğunu ve yanına yaklaşması bile zorken yanmayı göze alarak onu kucaklayan Türk emekçileri, onların siyasi temsilcileri ve aydınlarının olmasını kutsadıklarını belirtti. Avcı, “Onlar bunu göze almışlarsa Kürt halkı da onları baş tacı edecektir. Bu duruşu selamlıyoruz. Analarımız Tüzel yoldaşımızı da kendilerinin bir evladı görecekler ve kalan 4 günde de hepbirlikte çok çalışacağız. Bu Blok bizi kardeşliğe götürecek” dedi.

Alkış ve zılgıtlarla sahneye gelen İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı Abdullah Levent Tüzel’e Kürt kadınları sarı,yeşil, kırmızı eşarp taktı.

Kürt kadınlarını evlatlarının yaşamı için verdikleri mücadelede kendi özgürlüklerini de kazandıklarını vurgulayan Tüzel, AKP hükümetinin ve yerel temsilcilerinin ise iktidar oldukları günden beri hem Kürt hem Türk kadınlarını aşağıladığını söyledi. “Türk erkekleri İkinci eşleri Kürtlerden alırsa Kürt sorunu çözülür” diyen AKP’li belediye başkanlarını, “Kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılacak” diyerek ölümlerin önünü açan Başbakan’ı hatırlatan Tüzel, ne İkitelli’de sel nedeniyle sıkışıp kaldıkları serviste ölen ne de Bursa'da fazla mesai sırasında üstlerine kilitlenen fabrikada yanarak can veren kadınları unutmadıklarını söyledi. Tüzel Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blokunun kadın emeği sömürüsü, cinsiyet ayrımcılığı ve kadın cinayetlerine karşı mücadelenin de merkezi olduğunu ve Meclis’te de olmaya devam edeceğinin altını çizdi.

GELECEK İÇİN YOL ÇİZMENİN ARİFESİNDEYİZ

Abdullah Levent Tüzel ve Mustafa Avcı, Bağcılar Kemalpaşa, Göztepe, Fatih ve Fevzi Çakmak Mahallelerinde seçim bürolarında düzenlenen halk toplantılarına da katıldı. Yüzlerce kişinin buluştuğu toplantıların ardından ise saat 20.00’de Güngören Genç Osman Parkı’ndaki şölende yaklaşık 3 bin kişiye seslendi. Mustafa Avcı, BDP Eş Başkan Yardımcısı Osman Ergin’in ardından söz alan Milletvekili Adayı Tüzel, “Bu kampanyada halklarımız buluştu, ellerimiz buluştu. Başarma azmiyle bu ülkede Kürtler ve Türkler mutlaka siyasi özgürlüklerine, demokratik özerkliğe, özgür vatana kavuşacak. Bu seçimlerin önemi büyük. Gelecek için bir yol çizmenin arefesindeyiz. Ülkemizin ezilenleri, aydınları elele verdik, 13 Haziran’dan sonra da Kürt halkının mücadeesine bugüne kadar tedirgin yaklaşmış olan tüm emek ve demokrasi çevreleriyle de birleşerek; yeni katılımlarla bu özgürlük ve barış yürüyüşümüzü hızlandıracağız. Bunu gören Başbakan saldırganlaşıyor. Ancak o böyle konuştukça vicdan sahibi insanlardan, aydınlardan tepki görüyor. Başbakan böyle yaparak Türk emekçilerinden daha çok oy alacağını sanıyor ama çok yanılıyor” dedi.  

Halkların kardeşliğinden yana milyonların Blok bileşenlerinin çığlığını duyduğunu kaydeden Tüzel, “Artık Türkiye halkı Kürt sorununa çatışmasız bir çözüm talebini konuşuyor. Bu yüzden Blokumuz Türkiye’nin geleceğidir. Bu tarihsel bir süreçtir. Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku Türkiye halklarının barış umudu olmuştur” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

‘Büyüklerin’ entrikalarıyla dibine kadar kirletilmiş bir seçim sürecinin son düzlüğündeyiz.

Kasetlerin siyaseti dizayn etmek üzere servis edildiği, yasa dışı telefon dinlemelerinin bizzat ülkenin Başbakanı tarafından seçim meydanlarında kullanıldığı bir seçim propagandası döneminin son günlerinde, içinde bulundukları ses aracının ‘penceresinden’ zafer işareti yaparak gülümseyen bu çocuklar, siyasetin onların dünyası kadar temiz yapıldığı bir geleceğin habercisi olsun!

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Abdullah Levent Tüzel’in çalışmasını izlerken konvoyumuz Bağcılar’daki bir seçim bürosunun önüne geldiğinde farkederek görüntülediğimiz bu kare bize ‘Çocuktan al haberi’ diye düşündürttü. Seçimlere bir hafta kala, Mustafa Avcı’nın, ‘risk’ ihtimalini ortadan kaldırmak üzere adaylıktan çekildiği 3. Bölge ilçelerinde, Tüzel ve Avcı birlikte çeşitli  etkinliklere katıldı. Arnavutköy, Bağcılar ve Güngören’de yapılan etkinliklerde yaptıkları konuşmalarda yeni durum hakkında bilgi verdi.

Burada partilerin yöneticilerinden, seçim bürolarındaki çaycılara, yıllardır bu bölgelerde bulunan ve çalışmalara katılan partililere kadar çok sayıda kişiyle yaptığımız küçük sohbetlerle son durumu anlamaya çalıştık. Burada edindiğimiz izlenimlerden bazılarını küçük notlar halinde paylaşmak istiyoruz. Öncelikle BDP yöneticilerinin, oyların 3. Bölge’deki yeni duruma uygun biçimde tek aday olarak kalan Abdullah Levent Tüzel etrafında birleşmesi için özenli ve dikkatli bir çaba içinde olduklarını vurgulamak gerekiyor. Bunu, seçim bürolarını dolaşırken BDP Genel Merkez yöneticilerinin yaptıkları konuşmalarda da, BDP il yöneticileriyle yaptığımız ikili sohpetlerde de görebiliyoruz.

3. Bölge’de, son karara kadar Avcı’nın aday olduğu kimi bölgelerde, ikili konuşmalarda ‘keşke iki adayımızı da gönderebilseydik’ diye de ifade edilen buruk bir ruh hali olsa da, alınan kararı anlamak ve gereğini yapmak konusunda da güçlü bir eğilim dikkat çekiyor. Örneğin bu bölgede 2009 yerel yönetimler seçimlerinde DTP’nin 32 bin 850 oy aldığı belirtilen Bağcılar’da 22 yıldır oturduğunu ve faaliyetleri katıldığını belirten bir BDP üyesinin anlattıkları önemli bir gösterge... “Bizim için önemli aslolan adaydan çok parti önderliğinin aldığı karardır” diyor ve bugün 40 bine yakın oylarının olduğunu dile getirdiği Bağcılar’da seçmenlerin yeni duruma adapte olmasında bir sıkıntı yaşanmayacağını dile getiriyor.

Şu vurguyu da özellikle yapıyor: “En fazla 2 bin gibi bir kayma olabilir ki, o da bizim yeni kazandığımız kesimlerden olabilir.”

Bağcılar’daki sohbetlerimiz sırasında elinde Blok’un bayrağı olan bir genç yanaşıyor ve biraz kırık bir Türkçe ile ‘şöyle yaz’ diyor: “Özgürlük adımları yavaş yavaş tırmanmaya başlamış.” Batman’lı olduğunu belirten 23 yaşındaki Doğan Biltekin’e, “Başka ne yazayım?​” diye soruyoruz, o da ekliyor: “Kürt halkı vekiline sahip çıkıyor.”

Onu da yazdıktan sonra, başka ekleyeceği bir şey olup olmadığını soruyoruz, “Artık sen bunların etrafında çalış, bir şey çıkar” diyerek vurguluyor.

Adayını coşkuyla destekleyen Doğan’ın yaptığı vurgular önemli ve gerçekten bundan sonraki süreç açısından da üzerinde çalışmayı hak ediyor. ‘Özgürlük adımlarının yavaş yavaş tırmanmaya başladığını’ görmek ve ona güç vermek!...