Kızıltepe'de bulunan kemiklerden biri kaybedilen Coşkun'a ait

İHD Mardin Şubesi, kent sınırları içerisinde 1993-96 yılları arasında yaşanan kayıplar ve faili meçhul cinayetlere ilişkin şube binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya İHD yöneticilerinin yanı sıra 10 Haziran 2013'te Kızıltepe'nin Aysun (Tilzêrîn) köyünde yapılan kazı çalışmalarında kemikleri bulunan Abdurrahman Coşkun'un abisi Mehmet Coşkun ve kız kardeşi Hanife Coşkun katıldı. Açıklamayı yapan İHD Mardin Şube Başkanı Erdal Kuzu, Coşkun'un, 1995 yılında Mardin'in Dargeçit ilçesinde gözaltına alınarak sorgulanıp daha sonra katledildikten sonra Kızıltepe'ye bağlı Aysun (Tizlêrîn) köyünde bulunan kuyuya atıldığını ifade etti. Kuzu, Kızıltepe'nin Aysun köyünde yapmış oldukları kazılar sonucunda 3 kişinin kemiğine rastlandıklarını belirterek "Yapılan DNA sonucunda bunlardan birinin 1995 yılında Dargeçit ilçesinden gözaltına alınarak resmi kayıtlara göre Mardin'de ki ifadesinin ardında serbest bırakıldığı öne sürülen Abdurrahman Coşkun'a (21) ait olduğu kesinleşmiştir" dedi.

'BİR AİLE YARGISIZ İNFAZ İLE ORTADAN KALDIRILDI'

Bir ailenin yargısız infaz ile yok edildiğine dikkat çeken Kuzu "Baba Ali Coşkunda 18 Ekim 1993 yılında Dargeçit'in Ulaş köyünde devlet güçleri tarafından köylülerin gözü önünde katledildi. Mardin'de gerçekleştirilen yargısız infazlar devletin örgütlü cinayet şebekesi JİTEM tarafından gerçekleştirilmiş olduğu bütün gerçekliği ile ortaya çıkmıştır. Abdurrahman Coşkunun Dargeçit'te gözaltına alınıp Mardin merkezde infaz edilip Kızıltepe İlçesi'ne bağlı köyde bulunan bir doğal su kuyusuna atılmış olması bu cinayet şebekesinin örgütlü organizeli ve sistematik olarak çalıştığını ortaya koymaktadır" dedi.

'CİNAYET İŞLEYENLER BUGÜN ÇEŞİTLİ PARTİLERE ÜYEDİR'

Mardin'de gerçekleşene faili meçhul olaylarda yer alan kişilerin bugün çeşitli partilere üye olduğuna işaret eden Kuzu, "Dargeçit'te 8 yurttaşı kaybettiren dönemin İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire halen Muğla'nın Bodrum ilçesi Gümüşlük Beldesi Belediye Başkanı olup AKP tarafından üyeliği kabul edilmiş ve şuan AKP'den Bodrum Gümüşlük belediye başkanlığı için başvuru yapmıştır. Yine bu katliamda rol alan Hurşit İmren hala CHP'nin Sivas iline bağlı Çepni Beldesi'nin Belediye başkanı olup yeniden başkanlık için başvuru yapmıştır" dedi. "Elleri sivil insanların kanları ile kirlenmiş kişilerin" AKP ve CHP gibi siyasi partiler tarafından korunduğunu söyleyen Kuzu "katillerin" bu partilerin nüfuzlarından yararlandığını söyledi.

'KİRLİ SAVAŞIN ACI DELİLLERİ'

Kuzu, Coşkun'a ait cesede ulaştıkları için acı bir sevinç hissettiklerini belirterek bulunan bu kayıpların aynı zaman da yaşanan kirli savaşın acı bir delili olduğunu söyledi. Bunca delil karşısında artık harekete geçeceklerini dile getiren Kuzu soruşturmanın genişleterek bu cinayet şebekesinin deşifre edilmesi için güvenlik tedbirlerine başvurulacağını belirtti.

Kuzu'nun ardından açıklama yapan İHD Mardin Şube yöneticilerinden Av. Ahmet Arıkan Dargeçit'te 93-96 yıları arasında kaybettirilen 8 kişiden 4 kişinin DNA'sına ulaşıldığını belirterek "Aysun köyünde yapılan kazılar sonucunda 3 kişiye ait kemiklere rastlanılmıştır. Bunlardan biri Abdurrahman Coşkun'a aittir. Bunun yanı sıra gelen raporlar sonucunda bu olayda kaybettirilen 8 kişiden 4'ünün Süleyman, Mehmet Emin Aslan, Seyhan Doğan ve Abdurrahman Coşkun'a ait cenazelerine ulaşılmıştır" dedi.

TANIKLAR DA YOK EDİLDİ İDDİASI

Kaybedilen Süleyman Seyhan'ın ailesine yeri söylediği gerekçesi ile Dargeçit Jandarma karakolunda görev alan Uzman Çavuş Bilal Batırır tarafından kaybedildiğine dikkat çekerek Arıkan, "Faili meçhul ve zorla kaybedilmelerin biran önce etkili ve etkin bir soruşturmayla tamamlanılıp faillerinin yargı organlarının önüne çıkarılmasını bekliyoruz. İHD olarak ailelere ve mağdurlara her türlü hukuki yardıma hazırız" diye kaydetti.

Açıklamanın ardında kısa bir konuşma yapan Coşkun'un abisi Mehmet Coşkun, kardeşinin artık bir mezara sahip olacağını ifade ederek "Bizler ne yazık ki öyle bir devlette yaşıyoruz ki panzerle alınıp yok ediliyoruz. Kardeşim gece yarısı evden panzerle alınıp hiçbir gerekçe yokken ifadesi alınmak istendi. Neymiş örgüte yardım etmiş dediler. O kadar araştırmamıza rağmen kendisini hiçbir şekilde bulmadık. Anneme nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Annemin tek isteği ölmeden önce oğlunun mezarını görmekti" diye kaydetti. (Mardin/DİHA)