04 Ocak 2014 06:00

AKP-Cemaat kapışması ve altın madenleri

Kıymetli metal madenciliği alanında yaşananlar ülkenin son dönemlerde gündemine oturan hükümeti paylaşan güçler arasındaki savaşın bir yansımasıydı.

AKP-Cemaat kapışması ve altın madenleri
Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir


Önce Kaz Dağları’nda işletilmek istenen ve ÇED olumlu belgelini almış altın madenlerine karşı açılan 7 davanın 6’sında yürütmeyi durdurma kararı verildiği haberi geldi. Aynı günlerde, Ayvalık Tabiat Parkı ile ilgili açılan davalarda da karar yaşam savunucularının görüşleri doğrultusunda gelişti. Kozak Yaylası ve Ayvalık arasında bulunan demir madeni zenginleştirme tesisi ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı çıktı arkasından. Niğde Ulukışla’daki altın madeninin yürütmesi durduruldu. Bu sıralarda gazetelere Bergama Ovacık ve Kozak Yaylası, Eskişehir Kaymaz, Havran Küçükdere, Gümüşhane Mastra, Kayseri Himmetdede gibi birçok yerde altın madenleri bulunan Koza Altın Şirketine vergi incelemesi başlatıldığı haberleri düştü. Maliye Bakanlığı bunun ‘rutin bir inceleme’ olduğunu açıklasa da, 3-4 yıl öncesini de kapsayacak şekilde geriye dönük olduğu anlaşılan bu denetimin olağan bir tarafının bulunmadığı hemen anlaşılabiliyordu.

YARGI DÜN NEREDEYDİ?

Kıymetli metal madenciliği alanında bu yaşananlar ülkenin son dönemlerde gündemine oturan hükümeti paylaşan güçler arasındaki savaşın bir yansımasıydı.  Bütün taşları yerlerinden oynatan yolsuzluk operasyonunun ardından AKP Hükümeti tarafından Cemaate karşı “Paralel devlet” suçlamasıyla başlatılan operasyon, emniyet ve yargıda hızla devam ederken, operasyonun bir diğer ayağı da altın madenciliğine yapıldı. İşte tam bu süreçte, cemaatin etkisi altında olmakla suçlanan yargıdan yaşam savunucularını sevindirecek yürütmeyi durdurma kararları çıkması ‘Tesadüf, hukuk devletinin gereği, memlekette yargıçlar var’ olarak açıklanabilir miydi? Hukuk devleti, yargı bu altın madenleri yıllardır doğayı katlederken, kesinleşmiş mahkeme kararları uygulanmazken, yargı kararlarının arkasından dolanılıp madenlerin rahat üretim yapabilmesi için yasa ve yönetmelikler çıkarılırken neredeydi? Ülkeyi yöneten iki gücün birine yakınlığı iddiaları olan yargı acaba diğer gücün hamlelerine yanıt mı veriyordu? ‘Siz bize yakın olanlara yönelirseniz, biz de sizlere yakın olanların tekerine çomak sokarız mı’ deniyordu?
Başbakan Erdoğan’ın, Koza Altın Şirketinin sahibi Akın İpek’i doğrudan hedef alan “ Bunların altın madeni ruhsatlarını ellerinden alınca bas bas bağırıyorlar. Altın ağalığı yaparken iyiydi” sözlerini üzerinden çok geçmeden 3 yıldır çalışan Kozak’taki Çukuralan Altın Madeninin  “Çevre İzni veya Çevre İzin ve Lisans Belgesi” olmadığı gerekçesiyle kapattıldı. “Üç yıldır neredeydiniz? Bu maden nasıl bu izni almadan çalıştı? Bu cemaate karşı AKP’nin bir hamlesi mi?​” soruları yükselince de, İl Özel İdaresi bir açıklama yaparak “Bize 2010 yılında çevre iznini alacaklarını taahhüt ettiklerinden geçici izin belgesi verdik. Sözlerini yerine getiremeyince de kapattık” dedi. Kozak Yaylası’nın üç yıldır “Üretime başlayalım izinleri zamanla tamamlarız” sözü veren şirket tarafından katledildiği böylece ortaya çıkmış oldu! Üstelik geçici izin verme yetkisi yasalara göre sadece bir yılla sınırlıyken.

BU İZİNLER NASIL VERİLMİŞ

İl Özel İdaresi bu izinleri nasıl veriyordu peki şirkete? Bu sorunun yanıtını madenin müdürüne 3 yıl 6 ay fedailik yapan Bergamalı Ersan Var’ın 13 Aralık 2012 tarihinde gazetemize yaptığı açıklamalardan okuyalım isterseniz: “Madeni denetlemeye gelen devlet memurlarının (Özel İdare, DSİ, Üniversite, Çevre İl Müdürlüğü, emniyet vb.) hepsini ben şirketin özel arabasıyla İzmir’den odalarından alıyordum. Sabah, öğle, akşam yemekleri yediriliyor. Denetleme yapılıyormuş gibi numuneler hazırlanıp ellerine veriliyor. İşyerlerine, evlerine kadar dağıtılıyorlar. Ramazanda, yılbaşlarında bunların odalarına ben kendim çikolata dağıtıyorum. Bunların bir ramazan paketi alınca gözlerinin parladığını hissediyorum ben.”

HOCA EFENDİNİN GÜLÜMSEMESİ KAÇ İŞÇİYE BEDEL?

Borsada sert düşüşler yaşayan, altın madenlerinden onlarca işçiyi işten çıkardığı haberleri gelen “altın ağası” Akın İpek’in bu gelişmelere karşı “Elinizden geleni yapın korkmuyorum Hoca Efendi’nin bir tebessümüne tüm malımı bağışlarım” dediği sosyal medyada dilden dile dolaşıyor. Hoca Efendi’nin gülümsemesine tüm malını bağışlayacağını söyleyen İpek’in, Çukuralan madeninin kapatılmasının ardından onlarca maden işçisine kapıyı göstermesi, birçok madende de işçi çıkarımının gündeme gelmesi nasıl açıklanabilir? Oysa İpek, 2010 yılında madenin kapanması durumunda aylarca işçilerin maaşını ödeyeceği sözünü vermişti. 

ÖNCEKİ HABER

Hekimin emeğini, hastanın sağlığını sömürme yasası

SONRAKİ HABER

Okula saldırıya Milli Eğitim kayıtsız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...