Arınç: Kimse genel af veya af beklentisi içinde olmasın

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bazı davalarda yeniden yargılanmaya ilişkin, “Bir genel af veya af beklentisi içinde kimse olmasın” dedi. Arınç BDP’li Milletvekillerinin de bir an önce tahliye edilemsi gerektiğini söyledi

Başbakanlık muhabirleriyle TRT Genel Müdürlüğü’nde kahvaltıda bir araya gelen Arınç, 2014’ün kendileri için yeniden bir başarı yılı olacağına, bütün bu sıkıntıların ortadan kalkacağına yürekten inandığını öne sürerken, “Sancılar yaşanabilir, elbette birtakım olaylar hiç beklenmedik şekilde farklı biçimlerde ortaya çıkabilir” dedi.

Bunların hepsinin birer sınama olduğuna işaret eden Arınç, “Bu sınamalardan başarıyla çıkacağız. Türk halkı bu bilince sahip ve bugünkü rakamlarla da zaten sandığa gidildiğinde yeniden bir güven tazelemesi olabileceğini de görebiliyorum” diye konuştu.

TSK’NIN SUÇ DUYURUSU

TSK’nın suç duyurusunda bulunmasıyla ilgili soruya yanı veren Arınç, “Yargılamanın iadesi hukukumuzda yer alıyor. Yargılamanın iadesi sadece bitmiş davalar için mümkündür. Bitmiş davalarla ilgili, hangisi olursa olsun, ceza muhakemesi kanununa baktığımızda o şartları taşıyorsa iade-i muhakeme isteyebilirler. Bu onun hukuk devletinde imkanıdır. Bir genel af beklentisi içinde olmasın kimse. Af kelimesi çok tehlikeli bir kelime. Herkeste büyük bir beklenti oluşturur bu, bizim için böyle bir şey yok” dedi.

TSK’nın başvurusunu değerlendiren Arınç, “Olaydan benim haberim yoktu, başvuruda bulunduklarını duydum. Başvurunun içeriği ile ilgili bilgi yok. Bazı avukatların sözleri var. Eğer gerçekten yargının bir şeye dikkat etmeleri gerektiğine inanmışlarsa bunun değerlendirilmesi gerekir. Biz adil bir yargılama olmasını geçmişten beri istiyoruz. Bu konuda benim sicilim temizdir” ifadelerini kullandı.

'TAHLİYELERİN BİR AN ÖNCE YAPILMASI GEREKİR'

BDP'li milletvekilleri için Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuruyu da değerlendiren Arınç, "Olaydan benim haberim yoktu, başvuruda bulunduklarını duydum. Başvurunun içeriği ile ilgili bilgi yok. Bazı avukatların sözleri var. Eğer gerçekten yargının bir şeye dikkat etmeleri gerektiğine inanmışlarsa, bunun değerlendirilmesi gerekir. Biz adil bir yargılama olmasını geçmişten beri istiyoruz. Bu konuda benim sicilim temizdir. Tahliyelerin mutlaka bir an önce yapılması gerekir" diye belirtti.

 ‘HER ŞEYİ 17 ARALIK OPERASYONU İLE İLGİLİ GÖRMEYELİM’

 Arınç, Hatay’da yakalanan tır ile ilgili soruya da yanıt verirken, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Her şey 17 Aralık’ta yaşanan olaylarla ilgili irtibatlı görmeyelim. İç işleri Bakanı’nın açıklamasına katılmak doğru olandır. Hatay kritik bir bölge, orada yaşayan vatandaşların Suriye’yle dolaylı bir ilişkisi var. Biz Türkiye olarak çok büyük bir iş yapıyoruz. Maddi külfeti de ağır. Sınır kapılarının durumu malum. Burada şüphesiz, bunun İçişleri tarafından nasıl karşılandığı önemlidir. Biz onu doğru kabul ederiz. CHP’li vekillerin açıklamalarına üzüldüm. Onlar zaten taraflı insanlar, Esad ile bağlarını biliyoruz. Birlikte fotoğraf çektirdiler. Bizim Suriye’deki radikal güçlere bir kuruş yardımımız yok.”

SİYASİ DANIŞMANLARI ELEŞTİRDİ

Gündeme dair önemli açıklamalar yapan Arınç sosyal medyayı kullanan siyasiler ve danışmanlarını eleştirdi.

Twitter başta olmak üzere siyasilerin sosyal medyayı kullanma alışkanlığının ‘hastalık haline’ geldiğini söyleyen Arınç öncelikle Bakanların bu işten vazgeçmesini tavsiye etti.

Arınç konuyla ilgili şunları söyledi:

“Biz tweet hesabımızdan kimseyi rencide edecek, ‘flaş bir şeyler yazalım, trend topic olsun’ hevesinde değiliz. Ama bu öyle bir hastalık haline geldi ki, bakıyorsunuz bakan arkadaşlarımız bile çıt çıt çıt, elinde cep telefonu sabahtan akşama kadar bunlarla uğraşıyorlar. Bu işten vazgeçsinler, öncelikle bakanlar.

Danışman sıfatı taşıyan insanlar çıt çıt çıt, şu kadar tweet attım, şu kadar retweet aldı, elinin körü oldu.

Bunlar iş değil. Bunlar yazılıp çizilip söyleyince siz haklısınız tabi. Bir tartışma başlıyor. ‘Fişlemeler ahlaksızlıktır’ diyen bir insan bu konu karşısında ne diyebilir? ‘Bir başka gazetede böyle bir başlık gördüm paylaşmış oldum.’ E paylaşma.”